Kulis: İYİ Parti, HDP’li vekiller hakkında hazırlanan fezlekeler için ne karar alacak?
İYİ Parti, dokunulmazlıklar için kararını vermeden önce fezlekelerin içeriğini inceleyecek.
HDP’li 56 milletvekili hakkında TBMM Karma Komisyon’da bulunan 955 fezleke ve bu fezlekeler ile ilgili sürecin bir an önce başlatılmak istenmesi, İYİ Parti’yi de stratejik bir hamle yapmaya zorladı.
“HDP’li milletvekilleri hakkında hazırlanan fezlekeler için ‘hayır’ oyu vermenin iktidar kanadınca ‘İYİ Parti, HDP ile yan yana’ şeklinde kullanılacağını” düşünen parti, kırmızı çizgilerinden biri olan “terörle mücadeleden de taviz vermek istemiyor.”
Bu nedenle İYİ Partili milletvekillerinin çoğunlukla fezlekelerin TBMM Genel Kurulu’na gelmesiyle birlikte “dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde ‘evet’ oyu kullanacağı” işaret edilirken “fezlekelerin içerikleri de partinin çekincelerinden birini oluşturuyor.”
Cumhuriyet'ten Selda Güneysu'nun haberine göre, buradaki en büyük endişenin “iktidarca HDP’li milletvekillerinden sonra sıranın her ne kadar terörle mücadelede destekten yana olunsa da muhalefete gelebileceğinin olduğu” belirtiliyor.
HDP’li milletvekilleri hakkında hazırlanan fezlekeler, siyasette de yeni tartışmaları beraberinde getirdi. Millet İttifakı bloku içinde yer alan İYİ Parti, öncelikle bu fezlekeler üzerinden kırmızı çizgisinin “terörle mücadele” olduğunun altını çiziyor.
“Terörle mücadelenin sahayla birlikte milletvekilleri bazında da yürütülmesi gerektiğine” dikkat çekilirken geçen hafta Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu’nun, katıldığı bir programda “Dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde ‘evet’ oyu vereceğiz” sözleri de “erken bir açıklama” olarak nitelendiriliyor.
Ancak parti yönetiminden Ağıralioğlu’na destek veren çok sayıda isim bulunuyor. Burada İYİ Parti için en büyük engelin “fezlekelerin içeriği” olduğuna dikkat çekiliyor. İYİ Parti’de, “fezlekelerin içerikleri üzerinde dikkatli adım atmanın parti üzerine iktidar kanadından gelecek baskılara da set çekebileceğine” vurgu yapılıyor.
‘TERÖR BAĞLANTISI ARANACAK’
Parti yönetimi bu durumu şöyle ifade ediyor:
“İYİ Parti, Millet İttifakı’nın bileşenlerinden birisi. Ancak biz ittifakı, ilelebet bir ittifakmış gibi, göbekten bağlılık olarak nitelendirmiyoruz. Partimizin, terörle mücadele başta olmak üzere, terör örgütleri hakkındaki tutumu da bellidir.
Bu nedenle HDP’li milletvekillerinin ‘terör örgütlerine verdiği destek, fezlekelerde somut bir şekilde ortaya konmuşsa, İYİ Parti’nin bu konudaki tutumu da nettir. İYİ Parti gibi bir parti teröre destek verenlerle asla yan yana gelmez. Ancak burada düşündüren şey şu: HDP’li milletvekilleri hakkındaki fezlekeler üzerinden iktidar muhalefeti de kıskaca alabilir mi?
İktidar kanadı, bu fezlekeleri muhalefet üzerinde ‘Demokles’in kılıcı’ gibi sallandırmak istiyor. Bize ‘turnusol kâğıdını’ gösteriyor. Bu nedenle hukukçularımızın hazırlanan fezlekeleri dikkatli incelemesinde yarar var. Yetkili organlarımızda da tartışılır.”
‘SEÇMEN BENİMSEMEDİ’
Öte yandan İYİ Parti’de “HDP’ye yönelik tutumun da 2023’e giden süreçte çok belirleyici olacağına” vurgu yapılıyor. Genel Başkan Meral Akşener’in cumhurbaşkanı adayı olduğu dönemde, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili “Demirtaş’la eşit şartlarda yarışmak isterim” ifadesinin o dönem İYİ Parti’ye oy kaybettirdiğine, “seçmenin bu söylemi benimsemediğine” işaret edilirken partinin “HDP konusunda çizgilerini de net çizmesi gerektiğine” işaret ediliyor.
‘CUMHUR İTTİFAKI’YLA ORTAK HAREKET ETMEYİZ’
İYİ Parti kanadı, bu süreçte “Cumhur İttifakı ile ortaklıktan da yana olmadığının” altını çiziyor. İktidarın, çözüm sürecindeki icraatlarını masaya yatıran parti yönetimi, bu dönemde yapılan yanlışların da “sert bir dille eleştirilmesi gerektiğini” düşünüyor.
Ancak “HDP üzerinden İYİ Parti’nin iktidar kanadına yakınlaştığı şeklindeki söylemlerin de ‘bilinçli bir şekilde siyasete yeni bir yön vermek istenmesinden kaynaklı olabileceği’” değerlendiriliyor.
İYİ Parti, “fezlekeler üzerinden kullanılan ‘evet’ oyuyla ‘Cumhur İttifakı’na yakınlaştılar’ gibi bir algı yönetimi içinde yer almak” da istemiyor. 2023’e gidilen süreçte bu şekilde bir algının oluşturulmak istenecek olmasına dikkat çekilerek bu durumun “seküler milliyetçi tabanda rahatsızlık yaratabileceği” de konuşuluyor.