Kuruyan derede HES inadı! 'İçmeye suyumuz kalmadı'

Artvin’in Yusufeli İlçesi Kılıçkaya Köyü'de yaşanan kuraklıktan iklim değişikliğinden etkilendi.

Birgün'den Dilan Şahinbaş'ın haberine göre; üzerine Hidroelektrik santral (HES) yapılmak istenen Kılıçkaya Deresi de yok olmak üzere. Bölge halkı yılın 10 ayı susuz olan dereye HES projesi için “Burada o zaman başka bir şey mi var” diye sordu.

Ata HES Mühendislik Müşavirlik Enerji tarafından yapılması planlanan Aydın Regülatörü HES projesinin kurulacağı derede su olmadığını hatırlatan Kılıçkaya Kadın Kooperatifi’nden Ayşe Katkat, şöyle dedi:

“HES’lerin amacının enerji değil suyun kontrolü olduğu söyleniyordu. Burada su yok, HES var! O zaman burada başka şeyler var. Bizim deremiz bunu çok net anlatıyor. Bu derede enerji üretilemeyeceğini, çünkü suyun olmadığını 5 yaşındaki çocuk size söyleyebilir.”

Bu yılın aşırı kurak ve sıcak geçtiğini hatırlatan Katkat, “Dereler tarımsal sulamaya yetmiyor. İçme suyuyla bahçeler kurutulmamaya çalışılıyor, bu ama bu defa içme suyu kullanıma yetmiyor. Anons yapılarak su kısıtlaması isteniyor. Köy kooperatifi olarak buğday, mısır, pirinç ektik. Kuraklıktan dolayı gelişemediler. Hiç kimseye hele HES’lere verecek tek damla suyumuz yok” diye konuştu.

KIRSALA DÖNENLERLE SU İHTİYACI ARTTI

Katkat, pandemi sonrası kentlerden kırsala dönüş yaşandığını ve bahçe sulamak için tutulan su nöbetlerinde suyun azlığından kaynaklı olarak tartışmalar yaşandığını söyledi.

Katkat şu ifadelere yer verdi: İnsanlar köylere dönüş yapıyor. Var olan sular zaten yetersizdi. Şimdi iyice yetmeyecek. Onun için HES projesinden derhal vazgeçilsin. Bu dereden enerji üretemezsiniz. Susuzluktan ekinlerimiz yanıyor. Toplumumuzda çok anlamlı ve çok güzel bir söz var. ‘Eve lazım olan Camiye haramdır’ HES’e karşı hukuki mücadelemiz devam ediyor. İnanıyorum ki yüzde yüz haklı olan bizler kazanacağız. Suyu iyice azalan deremizle yaşamaya çalışacağız.”

KURAKLIK HER YERDE RİSK YARATMAYI SÜRDÜRÜYOR

Kuraklık ve aşırı sıcaklar nedeniyle ağaçlık alanların, otlakların, meraların küçük bir kıvılcımla yanmaya müsait durumda olduğunu ifade eden Katkat, “Bu bölgede yaşayan herkesi ve yetkilileri çok dikkatli olmaları konusunda uyarmak istiyorum. Maalesef ülkemizde birçok noktada çıkan yangın, ciğerlerimizi yaktı. Pandemi sonra büyük şehirlerde yaşayanlar köylere, kırsala akın etti. Kullanılmayan evlerin bakımsız elektrik tesisatları da, piknik vb. etkinliklerdeki olası insan hataları da bu yangınlara sebep olabilir. Bu olumsuz koşulları dikkate alarak köklü önlemlerin alınması şarttır. Köylerde yangın araçları dar sokaklardan geçemiyor. Zaten köylerde bu araçlar yok, ilçe veya ilden gelinceye kadar da iş işten geçiyor” dedi.

Elzem olmayan çok ultra projelere yatırım yerine, cana ve mala mal olan deprem, yangın, sel vb. gibi doğal afetlere karşı tam güvenliği sağlayıcı yatırımların yapılması gerektiğini dile getiren Katkat, “Her seferinde bile bile ağlamasak. Her köye 1 yangın aracı, cenaze aracı vermek devletimiz için imkânsız mıdır? Köylünün başka ne lüksü var” dedi.