Levent Üzümcü'den 'Şişli, Beşiktaş ve Sarıyer' için kültür sanat projesi

Abone ol

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nden Şişli Belediye Meclis Üyesi Adayı Levent Üzümcü, Şişli, Beşiktaş ve Sarıyer ilçelerinde ortak bir kültür-sanat hareketini başlatmak istediğini açıkladı.

Söyleşi: Şenol Çarık / Fotoğraf: Cem Kaya / Odatv.com / Muhalif kimliği ve cesur söylemleri ile halkın gönlünde taht kuran tiyatro ve sinema oyuncusu Levent Üzümcü şimdi de yerel seçimlerdeki adaylığı ile gündemde.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nden Şişli Belediye Meclis Üyesi Adayı olan Üzümcü, CHP Şişli Belediye Başkan Adayı Muammer Keskin’den kendisine “Kültür-sanat hayatını size emanet etmek istiyorum” şeklinde bir teklif geldiğini, kabul ettiğini ve bundan onur duyduğunu belirtiyor.

Kültür-sanat hayatına kalıcı işler kazandırmak istediğini söyleyen Üzümcü, birbirine komşu olan Şişli, Beşiktaş ve Sarıyer ilçelerinde ortak bir kültür-sanat hareketini başlatmak istediğini vurguluyor.

Levent Üzümcü ile adaylık sürecini, hedeflerini ve çalışmalarını konuştuk...

"HER ZAMAN ÖNCELİĞİM İNSAN OLDU"

Akatlar Kültür Merkezi’ndeki tek kişilik müzikli oyunu, “Anlatılan Senin Hikayendir”in gösterimi öncesi kuliste buluşuyoruz Levent Üzümcü ile. Samimi bir şekilde karşılıyor bizi. Oyun öncesinin hareketliliği içerisinde sohbetimize en güncel olanla başlıyoruz, CHP’den Şişli Belediye Meclis Üyesi adaylığı konusuyla…

Kendisinin herhangi bir başvuruda bulunmadığını, CHP Şişli Belediye Başkan Adayı Muammer Keskin’den teklif aldığını söylüyor Üzümcü ve şöyle devam ediyor:

“Muammer Bey, kültür-sanat hayatını size emanet etmek istiyorum’ dedi. Onur duydum. Bizler genellikle gördüğümüz hataları eleştiririz. Ben istiyorum ki, birilerine faydalı bir şeyler olsun, insanlığa faydalı bir şeyler olsun. Her zaman önceliğim insan oldu. Toplumcu bir insanım. Kim, nerede yaşıyor olursa olsun, hangi siyasi görüşten, hangi inançtan, mezhepten, hangi görünüşten, hangi kıyafetten olursa olsun, istiyorum ki insanlara faydalı bir şeyler olsun.”

"ŞİŞLİ, BEŞİKTAŞ VE SARIYER'DE ORTAK BİR KÜLTÜR-SANAT HAREKETİ İÇİN..."

Adaylığının açıklanması sonrası gelen tepkileri sorduğumuzda, adaylığının duyulmasıyla birlikte çok olumlu tepkiler aldığını belirtti. Sohbetin doğal akışı içerisinde hem yaşanan sorunlara değindi hem de neler yapmak istediğini anlattı. Levent Üzümcü, birbirine komşu olan ve CHP’li belediye başkanlarının yönettiği Şişli, Beşiktaş ve Sarıyer’de ortak bir kültür-sanat çalışmasından da söz etti…

Şişli, Beşiktaş ve Sarıyer… Çok önemli üç belediyedir ve sınırdaştır. Ortak bir kültür-sanat hareketi yapılabilir. Bu, benim için çok önemli. Bir organizasyon yaratıldığında çok büyük bir alandan söz ediyoruz. Üç belediyenin ortak noktalarında, ulaşımları rahat sağladığında üç kent-üç şehir kültür merkezi peşindeyim…

Kültür-sanat hizmetlerinde her zaman aksayan bir durum var. Kültür-sanat işlerinden anlamayan insanlar sadece bu işleri sevdiği için, ya da sadece etkili bir görevde olduğu için ilgileniyorlar ve yarım yamalak oluyor işler.

Bakın yıllardan beri hem dünyanın hem Türkiye’nin çeşitli yerlerinde oyun oynuyorum. Bir sahnenin, bir kulisin, bir tiyatro binasının nasıl olması gerektiğini biliyorum. Bu bir artı değerdir.

“SEÇİLENLER HALKA HİZMET ETMEK İÇİN VAR”

Sonuçta belediye başkanlığı seçimine giriyorsunuz, hangi partiden girerse girsin, ne olursa olsun, seçilen adaylar zaten oradaki bütün halka ayrım yapmadan hizmet etmek için var. CHP açısından söz ediyorum. Türkiye’deki bütün başkanlar maalesef böyle olmuyor. Halka hizmet yerine sadece kendi siyasi partisinin dünya görüşüne hizmet edenlere hizmet ediyor.

“KALICI ESERLER KAZANDIRMAK İSTİYORUM”

Bölgenin kültür-sanat hayatını bir şekilde organize edebilmek, onun bir parçası olabilmek, kalıcı eserler kazandırabilmek, hangi görüşten olursa olsun insanlara bir katkı sağlayabileceğimiz, bir değer yaratabileceğimiz işler yapabilmek… Ben kültür-sanat alanına bir şeyler yapmak istiyorum, kalıcı eserler kazandırmak, onlar için önayak olmak... Eğer amacım sadece siyaset yapmak olsaydı işe buradan başlamazdım.

Bizim çok iyi binalara ihtiyacımız var. Sergi yapabileceğimiz, tiyatro oynayabileceğimiz…

Hangi tiyatro oyunlarını, hangi sahneleri alalım vb. bunun peşinde değilim. Bunlar daha başka işler. Bu çalışmalarımın yanı sıra sanatımı da icra etmeyi sürdüreceğim.

Çok önemli bir nüfustan bahsediyoruz. Kültür-sanat hayatı dediğimiz şey hangi sahnede hangi oyunun oynanacağına karar verilmesi değil sadece. Burası çok önemli. Burada takılıyoruz. Çok daha önemli işler yapılmalı ve bilenler yapmalı. Mimar değilim, ama bir tiyatro binasının nasıl olması gerektiğini biliyorum. Mimara onları anlatıp bir proje yarışması yapılabilir. Bu halkın parası...”

"ASLA KAYPAK BİR ZEMİNDE DOLAŞMIYORUM"

Muhalif kimliği ve cesur söylemleri nedeniyle Şehir Tiyatroları’ndan kovulan Levent Üzümcü’ye böylesi bir dönemde var olmanın, duruşunu korumanın güç olup olmadığını soruyoruz. Gülüyor ve “Sizi öldürmeyen şey güçlendiriyor” diye ekliyor.

“Geceleri rahat yatan biriyim. Neye inanıyorsam, neyi istiyorsam, neyi amaçlıyorsam hayatta son derece şeffaf bir şekilde herkesle paylaşan birisiyim” dedikten sonra da ısrarla vurguluyor: “Asla kaypak bir zeminde dolaşmıyorum. Çok net ne istediğimi biliyorum!”

“AVM'LER İÇİNDE YAPILMIŞ TİYATRO SALONLARINA MAHKUM ETTİLER”

Sohbetimiz sürerken bir serzenişte bulunuyor Levent Üzümcü; artık tiyatro binası olmayan tiyatro binalarında oyun oynamaktan yıldığını söylüyor…

“Belediyelerin böyle güçleri varsa neden kullanmasınlar? Bir türlü rahat tiyatro salonunda oynayamıyoruz. AVM’ler içinde yapılmış tiyatro salonlarına bizi mahkûm ettiler. Gerçekten sahne sanatları için yapılmış, opera, bale, sergi alanları için yapılmış binalara ihtiyacımız var.

Olanlar ise yok edildi. Beyoğlu’nda bir tane sahne kalmadı! AKM, Küçük Sahne, Emek Sineması… Yazık değil mi? Bunlar bizim değerlerimiz. Bu değerlere sahip çıkmadığımız zaman ülke bambaşka yerlere savruluyor.

Ben ne istediğimi biliyorum. Kimin için de istediğimi biliyorum. Şahıslar ya da zümreler için değil bütün halk için istiyorum. İnandığım dünyayı anlatabileceğim siyasi gelenek de budur. Yapılacak eserler insana hizmet edecek eserlerdir.

“BU SİYASİ GARABET PEK ÇOK TİYATRO OYUNCUSUNDAN HOŞLANMIYOR”

Sanat bir ihtiyaçtır. Sanatın bir ihtiyaç olması doğrultusunda davrananlar var, davranmayanlar var. ‘Benim içinde bulunduğum kitlenin sanata değil, ekmeğe ihtiyacı var’ diyerek laf salatası yapanlar var. Sanat da bir gıdadır. İnsanları sadece yemek peşinde koşturup, yemek düşündürtüp, yemekle yatırıp yemekle kaldırdığınızda, açlıkla terbiye ettiğinizde sanat sanki bir ihtiyaç değilmiş gibi görünüyor insanların gözünde. Ama sanat o insanlara şunu düşündürtür: ‘Ben neden aç yatıyorum?’

Eğer bir tiyatro oyunu iyi sahnelenmişse, Bertolt Brecht’in bir oyununu oynadığınız zaman izleyen der ki; ‘Emek önemlidir!’, ‘Benim emeğim boşa gidiyor, sömürülüyor’. İşte, bu yüzden insanların tiyatroya gitmesinden hoşlanmazlar. Bu yüzden Türkiye’deki pek çok tiyatro oyuncusundan bu siyasi garabet hoşlanmıyor.”

“BİLDİĞİM İŞİ YAPMAK İSTİYORUM”

Sohbetimizin sonlarına doğru, oyun saatinin de yaklaşması nedeniyle, son sözlerini sorduk ünlü oyuncuya. Aldığımız yanıt şöyle oldu:

“Siyaseti iyi bilirim, ama ben bir tiyatro oyuncusuyum. Ben bildiğim işi yapmak istiyorum. Türkiye’nin başına ne geldiyse bilmediği işi yapmaya çalışan insanlardan geliyor. Halkın isteklerini biliyorum. Kültür ve sanat ile ilişkilerini biliyorum. Bunu güçlendirmek, daha iyi bir raya oturtmak için, ortak şeyler yapmanın da doğru olacağını düşünüyorum.

Gelir durumu daha düşük olan semtlerde, tatile çıkamayan çocuklar için akşam sinemaları, gezici sinemaları başlatacağız. Halk için çalışacağız!”

TBMM yeni başkanını seçecek Siyaset DSP lideri yandaş medyaya konuştu: 31 Mart’ta göreceğiz Siyaset Alper Taş: Yoksulları kent merkezlerinden süremeyecekler Siyaset Zeydan Karalar: 7 düvel başarımızı duyacak Siyaset