Libya tezkeresi Meclis'te görüşülüyor

Abone ol

TBMM, Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin görüşmeleri için toplandı. Oylamada, katılanların salt çoğunluğu aranacak.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarının Libya'ya gönderilmesini öngören Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulu'nun olağanüstü toplantısında görüşülmeye başlandı.

CHP, İyi Parti, HDP, Demokrat Parti, Demokratik Bölgeler Partisi ve Türkiye İşçi Partisi tezkereye 'Hayır'; AKP, MHP ve Saadet Partisi 'Evet' oyu kullanacağını açıklamıştı.

Saadet Partisi'nin 'Evet' yönünde oy kullanacaklarını açıklamasının ardından Saadet Partili Cihangir İslam'ın 'hayır' oyu vereceğini açıklaması dikkatleri çekti.

CHP'li Özel'den olağanüstü toplanma tepkisine AKP'li Kubat ve Meclis Başkanı'ndan yanıt geldi


Meclis başkanı tarafından bugün yapılan çağrının Anayasa’ya aykırı olduğunu ifade etmesinin üzerine, AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat söz alarak, “Meclis toplantıda olmadığı günlerde çalışmalarına öteleme yapmaktadır. Ancak çalışmadığı günlerde doğacaklara bu toplantıda olmadığı dönemlerde Meclis’in önemli gördüğü hususu görüşmek üzere talepte bulunarak böyle bir olağanüstü toplantısını Anayasa ve iç tüzük sağlamıştır. Bu çağrı usul kurallarına uygun şekilde yapılmıştır. Olağanüstü çağrının karara bağlanmasının önünde hiçbir yasal sorun yoktur” ifadelerini kullandı.

Meclis Başkanı Mustafa Şentop da konuya ilişkin olarak, “Anayasa’nın 93. Maddesi tatilde ve ara vermede TBMM’nin toplantıya çağrılması yetkisini veriyor. Meclis tatilde değildi, sadece genel kurul toplanmama kararı almıştı. TBMM’yi değil genel kurulu ben toplantıya çağırdım. Aynı şeyi değil çünkü, bu 21 Aralık’ta alınan karardan sonra TBMM’de komisyonlarını sürdürmek için bir engel yoktu. Çünkü TBMM tatil veya ara vermeye girmemişti” açıklamasında bulundu.

Özgür Özel'in yanıtı ise şöyle oldu:

"Bizim anlatmaya çalıştığımız şu: Meclis bir karar vermiş. Oraya oturma yetkinizi nereden alıyorsunuz? Millet bize Meclis'e başkan seçme yetkisi verdi. Genel kurul sizi seçti. Genel kurul kararı askıya alınabilecek bir mecra değildir. Siz ara vermede Anayasa'nın verdiği bir hakkı kullanırken başka bir şey yapıyorsunuz. Toplumsal uzlaşı metni diyor ki ben size özel bir hak veriyorum diyor. Siz çalışmama kararı aldınız ama ben böyle düşünüyorum sözünü söyleme hakkınız yok. Savaş da olsa, Meclis toplantıya çalmaksızın bile Cumhurbaşkanına verilen yetkiler var. Ama burada yapılan iş kendi yetkili sınırlarınızı aşmaktır.

Gündem güvencesini ortadan kaldırıldığı hali meşrulaştırmanızı kabul edemeyiz. Siyasi partilerle teker teker görüşmeniz gerekirdi. Bu siyasi nezakete aykırıdır. Bugün bir uluslararası tezkere üzerinden gündem güvencesinin ortadan kaldıran birer halin tatbikini meşrulaştırırsanız yarın sizin değil belki de size karşı bir başkasının gündem güvencesini ortadan kaldırdığında ne yapacağınızı bilemezsiniz. O yüzden bu yanlışı tutanaklara geçiriyoruz. Anayasa’ya siyasi nezakete aykırıdır. Gündem güvencesinin ortadan kalktığı bir Meclis demokrasi parlamentosu değildir. Bir kişinin egemenliğinde olan o dediğinde toplanan ve korkarım günün birinde bahçesi de o sarayın içine açılan bir meclis kurma hayalinin ürünüdür. Buna izin vermeyiz. Bu girişimi tutanaklarla tarihe geçiriyoruz."

CHP, İyi Parti, HDP, Demokrat Parti, Demokratik Bölgeler Partisi ve Türkiye İşçi Partisi tezkereye 'Hayır'; AKP, MHP ve Saadet Partisi 'Evet' oyu kullanacağını açıklamıştı. Saadet Partisi'nin 'Evet' yönünde oy kullanacaklarını açıklamasının ardından Saadet Partili Cihangir İslam'ın 'hayır' oyu vereceğini açıklaması dikkatleri çekti.

CHP'li Özel ile Meclis Başkanı Şentop arasında 'gündem güvencesi' tartışması
Meclis başkanı tarafından bugün yapılan çağrının Anayasa’ya aykırı olduğunu ifade etmesinin üzerine, AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat söz alarak, “Meclis toplantıda olmadığı günlerde çalışmalarına öteleme yapmaktadır. Ancak çalışmadığı günlerde doğacaklara bu toplantıda olmadığı dönemlerde Meclis’in önemli gördüğü hususu görüşmek üzere talepte bulunarak böyle bir olağanüstü toplantısını Anayasa ve iç tüzük sağlamıştır. Bu çağrı usul kurallarına uygun şekilde yapılmıştır. Olağanüstü çağrının karara bağlanmasının önünde hiçbir yasal sorun yoktur” ifadelerini kullandı.

Meclis Başkanı Mustafa Şentop da konuya ilişkin olarak, “Anayasa’nın 93. Maddesi tatilde ve ara vermede TBMM’nin toplantıya çağrılması yetkisini veriyor. Meclis tatilde değildi, sadece genel kurul toplanmama kararı almıştı. TBMM’yi değil genel kurulu ben toplantıya çağırdım. Aynı şeyi değil çünkü, bu 21 Aralık’ta alınan karardan sonra TBMM’de komisyonlarını sürdürmek için bir engel yoktu. Çünkü TBMM tatil veya ara vermeye girmemişti” açıklamasında bulundu.

Özgür Özel'in yanıtı ise şöyle oldu:

"Bizim anlatmaya çalıştığımız şu: Meclis bir karar vermiş. Oraya oturma yetkinizi nereden alıyorsunuz? Millet bize Meclis'e başkan seçme yetkisi verdi. Genel kurul sizi seçti. Genel kurul kararı askıya alınabilecek bir mecra değildir. Siz ara vermede Anayasa'nın verdiği bir hakkı kullanırken başka bir şey yapıyorsunuz. Toplumsal uzlaşı metni diyor ki ben size özel bir hak veriyorum diyor. Siz çalışmama kararı aldınız ama ben böyle düşünüyorum sözünü söyleme hakkınız yok. Savaş da olsa, Meclis toplantıya çalmaksızın bile Cumhurbaşkanına verilen yetkiler var. Ama burada yapılan iş kendi yetkili sınırlarınızı aşmaktır.

Gündem güvencesini ortadan kaldırıldığı hali meşrulaştırmanızı kabul edemeyiz. Siyasi partilerle teker teker görüşmeniz gerekirdi. Bu siyasi nezakete aykırıdır. Bugün bir uluslararası tezkere üzerinden gündem güvencesinin ortadan kaldıran birer halin tatbikini meşrulaştırırsanız yarın sizin değil belki de size karşı bir başkasının gündem güvencesini ortadan kaldırdığında ne yapacağınızı bilemezsiniz. O yüzden bu yanlışı tutanaklara geçiriyoruz. Anayasa’ya siyasi nezakete aykırıdır. Gündem güvencesinin ortadan kalktığı bir Meclis demokrasi parlamentosu değildir. Bir kişinin egemenliğinde olan o dediğinde toplanan ve korkarım günün birinde bahçesi de o sarayın içine açılan bir meclis kurma hayalinin ürünüdür. Buna izin vermeyiz. Bu girişimi tutanaklarla tarihe geçiriyoruz."

Tezkere okundu

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın genel kurul üyelerinden izin istediği tezkere metni okundu.

İyi Parti: Bir oldu bitti ile karşı karşıyayız

İlk sözü İyi Parti Milletvekili Aytun Çıray aldı. Çıray, "Bir oldu bittiyle karşı karşıyayız. Bu oldu bitti otoriter kuvvetler birliği rejimini kuran zihniyetin şahsi iktidar çıkarlarının kaçınılmaz neticelerinden biridir" ifadelerini kullandı.

Çıray, salondaki gürültüden dolayı milletvekillerine, "Şehit olmaya asker gönderiyoruz gürültüden durulmuyor, madem ciddisiniz işinizde neden dinlemiyorsunuz? Beyefendi en ön sırada telefonla konuşuyor bir saattir" diyerek tepki gösterdi.

Çıray konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Sayın Cumhurbaşkanı 'Davet edildiğimiz yere gideriz' dedi. Bu mantıkla davete ne gerek var? Kardeş Azerbeycan'ın topraklarının yüzde 20'si işgal altında hadi kalkın önce gidip orayı kurtaralım. Gerçekler ve çıkarlar vardır. Barış Pınarı Harekâtı'nı destekledik ne oldu? Bir tweet'le aslanlar gibi yürüyen Türk ordusunu durdurdunuz. Bu kadar önemli bir tezkere diyorsunuz ama burada bir bakan bile yok, ayıp. Şimdi soracak ahali Libya'da ne işimiz var diye? Yeni dertlere ihtiyaç var mı? Doğu Akdeniz'de bu kadar dert varken ordunun gücünü neden ikiye bölüyorsunuz? Masum şehit kanlarında boğulmayın"

AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı, Çıray'ı konuşması nedeniyle kınadıklarını belirtti. Bostancı'nın konuşmasının ardından yeniden kürsüye çıkan Çıray, "Tüm milletvekillerini dinleyerek ve oylayarak aldık. Biz demokratik karar aldık. Sıradan bir oturum değil burası. Evlatlarımızı şehit olması için fizan çöllerine gönderiyoruz" dedi.

MHP'li Akçay: Libya'ya destek hukuki bir yükümlülüktür

MHP Manisa Erhan Akçay tezkereye ilişkin konuşmasında, "Türkiye Cumhuriyeti ve Libya Ulusal Mutabakat Hükûmeti arasında iki mutabakat muhtırası imzalanmıştır. Biri deniz yetki sınırlandırılması diğeri de askeri ve güvenlik muhtırası. Libya'ya verilen destek hukuki bir yükümlülük hem de millî hafızaya sadakattir."

Akçay, "Görüşmekte olduğumuz bu tezkere Libya’nın istikrar, huzur ve güvenliğine destek veren Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de kazandığımız hareket alanının devamı bu tezkerenin güçlü iradeyle icrasına dayanmaktadır. Libya ile imzaladığımız anlaşmalar Yunanistan, Mısır, Kıbrıs Rum Yönetimi’ni paniğe sevk etmiştir. Bunlar yasa dışı örgüt elebaşı Hafter’i Türkiye’yi bölgeden sıkıştırmak için taşeron olarak görmektedir. Doğu Akdeniz dünya jeopolitiğinin önemli bir sahasıdır" görüşünü savundu.

Akçay, "Türkiye’nin AB süreci etkilenecektir. Tezkere kabul edilmediğinde neler olabileceği de düşünülmeli. Kazanımlarımız tehlikeye girebilecektir. Kuzey Afrika’nın en kritik ülkesi olan Libya’da Türkiye karşıtı cephe etkili olacak. Bu cephenin etkin olması Afrika’da diğer ülkelerde de böyle bir cephe olmasını etkileyecektir. Suriye ve Libya’da emperyal oyunun fark edilmemesi ve bu oyuna karşı hamle yapılmaması uyuyan milletler yok olur gerçeği ile karşı karşıya getirir" ifadesini kullandı.

Akçay konuşmasında, "Türkiye’nin AB süreci etkilenecektir. Tezkere kabul edilmediğinde neler olabileceği de düşünülmeli. Kazanımlarımız tehlikeye girebilecektir. Kuzey Afrika’nın en kritik ülkesi olan Libya’da Türkiye karşıtı cephe etkili olacak. Bu cephenin etkin olması Afrika’da diğer ülkelerde de böyle bir cephe olmasını etkileyecektir. Suriye ve Libya’da emperyal oyunun fark edilmemesi ve bu oyuna karşı hamle yapılmaması uyuyan milletler yok olur gerçeği ile karşı karşıya getirir" dedi.

HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, "İktidarın sıraları tıka basa dolu, keşke bütçe görüşmelerine de böyle katılsaydı. Biz HDP olarak tezkereye 'hayır' diyoruz" diye konuştu.

Hatimoğulları, "Kendi barışçıl, adaletli siyaset anlayışımızın dış politikada da etkin olması için Meclis’te ve Meclis dışında da konuşacağız.Sizin sınırlarınız bu, ülkenin sınırlarının ötesinde sona erer. Halkın yaşamının sürdüğü yerlere asker göndermek istiyorsunuz. Bu iç müdahaledir, yayılmacılıktır. Doğal gaz rezervlerin egemen güçlerin iştahını kabartmakta. Deniz yetki alanında bu sınırlarında yapmalıdır. Türkiye gerilimi buradan yaratıp, bu gerilimden iç siyasette beslenmek istiyor. Libya iç savaşında taraf olarak Hafter’i destekleyenler Mısır, Yunanistan’ı karşısına almakta beis görmüyorlar. Libya ile sınırımız yok ama iktidar 'Libya sınırımızda tehdit' var dese, şaşırmayız." ifadesini kullandı.

Hatimoğulları konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye ihvancı Trablus hükûmetini hep destek verdi. Cumhurbaşkanı alelacele Tunus’a gidiyor. Orayı üs olarak kullanmak için gidiyor ama ‘Hayır’ yanıtını alıyor. Tunus sınırı olmasına rağmen taraf olmuyor. Demek ki Tunus’tan alınacak dersler varmış. Sahaya böyle paldır küldür inerseniz elinizde diplomasi kalmaz. Bu savaşın ekonomiye maliyetini daha önce çoğu kez söyledik. Bu rejim kesinlikle tıkanmıştır. Bayraktarları daha zengin etmek için Libya seferine çıkmıştır. Kan, gözyaşı ve göç var. Bu coğrafyada toprakların altında doğal gazdan, petrolden çok insan var. Bu coğrafyanın makus talihini değiştirebiliriz. ‘Hayır’ diyerek buna başlayabiliriz. Libya’da ölüm serüvenlerinin önüne bu Meclis ‘Hayır’ diyerek geçebiliriz"

AKP'li Yılmaz: Libya'da yaşananlar Türkiye için tehdit
AKP Sivas Milletvekili İsmet Yılmaz Libya'da yaşanan gelişmelerin Türkiye ve bölge için tehdit oluşturduğunu söyledi. Libya Ulusal ordusunun saldırılarının durdurulamaması durumunda Türkiye'nin bölgedeki çıkarlarının tehdit altına gideceğini ifade etti.

İki ülke arasındaki tarihi ilişkiler dikkate alındığında Libya'da barışın sağlanmasının bölge için önemli olduğuna dikkat çekti. Yılmaz Libya'da yaşananlarla ilgili destek çağrısı olduğunda buna Türkiye'nin sessiz kalamayacağına vurgu yaptı.

Libya'da 2011 yılında güvenlik konusunda destek veren Türkiye'nin bugün de bu tezkereye evet demesi gerektiğini söyleyen Yılmaz gayrimeşru bir gücün Libya Hükümetinin hayatta kalma mücadelesine sessiz kalınamayacağını söyledi.

Yılmaz şöyle devam etti:

"İki devlet ve halk bugüne kadar ortak tarih bilinciyle hareket etmiştir. Bugün Libya'nın meşru hükümeti destek talep etmektedir. Türkiye bugün Libya'ya destek olmalıdır.

Libya'nın huzuru ve istikrarı bölgenin huzuru ve istikrarıdır. Libya sadece Türkiye'nin ulusal istikrarı değil bölgenin istikrarı için önemli bir yerdedir.

DÜzensizliğin ve istikrarsızlığın devam ettiği Libya bugün Türkiye'nin mücadele ettiği DEAŞ gibi örgütler için de alan açacaktır.

Bz Türkiye olarak bugüne kadar mevcut sorunun bizzat Libyalılar tarafından yürütülecek bir süreçle sonuca ereceğine inandık.

CHP’nin 2020 muhalefet hedefi: Güçlü parlamenter sistem Siyaset Erdoğan'ın Muharrem İnce çağrısına 9 vekil hariç kimse uymadı Siyaset Saadet Partisi’nde Libya tezkeresi firesi Siyaset AKP'de kongre yaklaşırken Davutoğlu - Babacan krizi Siyaset