Luppo'yu üreten Şölen işçisi kadınlar konuştu: Tüm gün aynı maskeyle üretim yaptırılıyor

Abone ol

Luppo'yu üreten Şölen işçisi kadınlar konuştu: "Virüsten sonra bir şey değişmedi, yine yan yana aynı hızda de­vam ediyor üretim. Ürettiklerimiz temel ihtiyaç değil..."

Sokağa çıkma yasağının son iki saat kala ilan edilmesiyle panik halinde ihtiyaç­larını gidermeye çalışan halk arasın­da elinde Luppo paketiyle görüntüle­nen kişi gündem oldu.

Ancak Lup­po’yu üreten Şölen işçilerinin sokağa çıkma yasağına rağmen, sağlıksız koşullarda çalışıyor olmaları ne yazık ki Türkiye gündemine gire­medi.

Evrensel'den Hilal Tok'un haberine göre, çoğunluğu kadın, neredeyse 700 kişinin çalıştığı Şölen fabrikası marka tanıtımında in­sana ne kadar değer verdiklerinin altını çize­rek “İşin odağına her zaman insanı koyan Şö­len” diyor kendisi için.

Atıştırmalıklar, çocuk ürünleri, hediyelik/ikramlık çikolatalar, şeker­lemeler üretiyorlar. Temel ihtiyaç kategorisin­de yer alan ürünler üretmiyor olmasına rağ­men işçiler pandemi sürecinde yeterli tedbir olmadan hastalık riskiyle karşı karşıya çalışı­yor. İşçilerin ifadesine göre üretimin valiliğin izniyle devam ediyor olmasının gerekçesi, çi­kolatanın hızlı bozuluyor oluşu…

"TÜM GÜN AYNI MASKEYLE ÜRETİM YAPIYORUZ"

Luppo kadar kendilerinin bu süreçte çalışmak zorunda olmalarının da gündem edilmesini iste­yen işçi kadınlardan biri şöyle özetliyor durumu:

“Şu an çalışma devam ediyor, bazı arkadaşla­rımız 12 saat falan çalışmak zorunda kalıyorlar. Bir şey diyemiyorlar. Biz şimdi iş yerinde bitişik çalışıyoruz, tamam maske falan takıyoruz ama bir maske ile akşama kadar idare edin diyorlar. Biz de bir maske ile zorlanıyoruz, gün içinde hapşırma/öksürme oluyor, yemekhaneye gidip geliyoruz, onu tüm gün kullanmak zorundayız. Ayrıca kıyafetlerimiz içeride yıkanıyor, tüm işçi­lerin kıyafetleri bir makinenin içinde, nasıl temiz­lendiği belli değil, haftada en fazla iki sefer yıka­nıyor, giyiyorsun normalde çıkan çikolata lekesi çıkmamış, kötü kokuyor. Evlerimize götürüp yı­kamamıza izin vermiyorlar, burada da temiz yıkanmıyor. İtiraz ettik ama dinlemediler. ‘Bir şey olmaz, gerekli önlemler alınıyor’ diyorlar.”

GECE SERVİSLERİ TIKLIM TIKIŞ

“Bir şeye karşı çıktığında hemen tutanak tu­tuyorlar, üçüncü tutanakta da işten atıyorlar” di­yen Luppo işçisi kadın, servislerde fiziksel mesafeye uyulması gerektiğine ilişkin açıklanan ted­birlere rağmen fabrika servisindeki durumu şöy­le anlatıyor: “Servislerde gündüzleri göz boya­mak için tekli oturtuyorlar ama geceleri ikili üç­lü derken bir bakıyoruz ayakta gittiğimiz oluyor. Söylüyoruz itiraz ediyoruz ama boş. Düşünmü­yorlar yani.”


Bir başka kadın işçi ise “Fabrikada günde bir kere maske veriyorlar, servislerde maske yok, ya kendimiz para verip alıyoruz, ya da takılmıyor. Servislerden inince elimizi oraya buraya vuruyo­ruz. Kaygılıyız” diyor.

"DİP DİBE ÇALIŞIYORUZ"

Fabrikada ateşlenen, öksüren işçilerin de ol­duğunu ancak o işçilere test yapılmadığını akta­ran kadın işçiler tepki gösterince “İşinize gelmi­yorsa çalışmayın” dayatmasıyla karşılaştıklarını ifade ediyorlar.

“Bu süreçte rapor almamıza da karşı çıkıyorlar. İnsanların halinden anlamıyor­lar, hasta olana inanmıyorlar zaten. İnsanın bir nedeni var ki rapor alıyor. Ateşleneni eve gön­deriyorlar, hiç bilemiyoruz işte virüs var mı yok mu, test yapılmıyor çünkü, bize de bilgisi veril­miyor. Fabrikada bir doktorun olması daha iyi olur ama şu anda o da yok. Önceden haftada 1 gün ya da 2 gün gelirdi ama şimdi gidiyoruz, odası sürekli kilitli. Patronlar müdürler hiç gel­miyorlar, arada geldiklerinde üretim alanına girmiyorlar, odalarından çıkmıyorlar. Mühendisler bile gidip gelmiyor artık yanımıza. Onlar odala­rından çıkmıyor ama biz burada dip dibe çalışı­yoruz. Bir sigara odası var küçücük, içeride 70 kişi birlikte sigara içiyor” diyerek tedbirlerin ye­tersizliğine dikkat çekiyor işçiler.

AĞIR BASAN KAYGI: YARIN NE OLACAK?

Kaygı ve korkuyla çocuklarının, ailelerinin ya­nına giden işçilerin talebi bu süreçte üretime ara verilip ücretli izne çıkabilmek:

“Virüsten sonra bir şey değişmedi, yine yan yana aynı hızda de­vam ediyor üretim. Ürettiklerimiz temel ihtiyaç değil, talebimiz hiç değilse birkaç hafta da olsa bizi ücretli izne göndermeleri… Ücretsiz izin is­temiyoruz çünkü zaten halimiz ortada, perişan oluruz. Çalışırken sürekli kaygılıyız, yanımızda çalışan kadında ‘Acaba virüs var mı, yok mu’ di­ye düşünüyoruz. Elimiz birbirine değiyor illaki, hızlı ve yan yana üretim yaparken. Acaba virüs bulaştı mı diye düşüncelere kapılıyor insan. İn­san korkuyor işte. İşçilerin durumu çok kötü, gün geliyor ağlayanlar da oluyor, korkuyorlar işyerine gidip gelirken; ‘Acaba çocuğuma bulaşır mı, ben de var mı?’ diye insan endişe içinde.

İşçilerin anlatımından “İşin odağına her za­man insanı koyduğunu” vurgulayan Şölen’in odağında yalnızca kâr olduğu ortaya çıkıyor. Bir de ortada ki: Yarınını bilememe haliyle belki de ‘Ne olur ne olmaz’ diyerek Luppo’yla fotoğraf­lanan kişiyle, yine yarınını kurtarmak için Luppo üreten işçinin virüs kaygısına ağır basan kaygılar var hayatlarında; “Aç kalmamak, en ucuzuyla/en tehlikeli haliyle karnını doyurabilmek…”

Evrensel gazetesinin verdiği bilgiye göre, iddialara ilişkin Şölen ile görüşmeye çalışıldı ancak, mail ve telefona dönüş olmadığı için yanıt alınamadı.

Kayseri'de apartmana domuz yağı süren kadının ifadesi ortaya çıktı Güncel Polisi görünce arkadaşını öldürdüğü bıçakla intihar etti Güncel Koronayı yenen çift mutluluk gözyaşlarıyla taburcu oldu Güncel 'Pamuk yerine rakı şişesi tıkayacağız' diyen imam, lojmansız camiden lojmanlı camiye gönderildi Güncel