'Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu bağış alabilir'
Sözcü Gazetesi yazarı Saygı Öztürk, koronavirüs salgınıyla mücadale kapsamında vatandaşlara yardım etmek için bağış toplayan CHP'li İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri'nin engellenmesi köşesinden değerlendirdi.
Sözcü Gazetesi yazarı Saygı Öztürk, koronavirüs salgını sürecinde CHP'li belediyelerin başta İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri olmak üzere başlattıkları bağış kampanyalarının AKP hükümeti tarafından engellenmesini köşesinden değerlendirdi.
"Belediyelerin yasal bağış yetkilerine müdahale edildi. Buna karşın aralarında Kızılay'ın, Ensar'ın, Deniz Feneri'nin, çok sayıda STK'nın yardım toplaması ise bütün hızıyla devam ediyor. Bunun anlamı nedir?" diyen Saygı Öztürk'ün "Yavaş da İmamoğlu da bağış alabilir" başlıklı köşe yazısı şöyle:
"Ankara ve İstanbul büyükşehir belediye başkanları tarafından, işini, aşını kaybeden, zor durumda olan insanlara yardım amacıyla başlatılan bağış kampanyası daha ilk günden büyük ilgi görmüştü.
Ardından, iktidar tarafından kampanya başlatıldı, belediyelerin devlet bankasındaki bağış hesaplarına bloke konuldu. Yani, belediye o parayı alamadığı gibi, gönderenlere de iade edemiyor.
Yapılmak istenen “iyilik hareketi”, vatandaşların samimiyetinden kuşku duymadan yaptığı bağışlar bir anda farklı bir biçimde anlatılmaya başlandı. Belediyelerin bağış kabul etmesi ve bu parayı vatandaş için harcamasını “Paralel yapı”ya, bir dönem PKK'nın yaptıklarına benzetenler de, bunun öyle olmadığını biliyorlar ama siyaset onlara bunu söyletiyor.
YASAYA, SÖZLÜĞE BAKALIM
Belediyeler bağış alır-almaz tartışması, yardım toplar-toplayamaz tartışması yaşanırken, en iyisi AKP tarafından çıkarılan kanunları, bu kanunlarda yapılan değişiklikleri araştırmak. “Belediyelere yapılacak bağışların usul ve esasları”nı kanunları inceleyerek anlatalım:
– 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15, 18 ve 38'nci maddeleri “şartlı/şartsız bağışların kabul edilmesini” belediyelerin yetki ve imtiyazları arasında sayıyor. Şartlı bağışların kabulü belediye meclisine, şartsız bağışların kabulünde ise belediye başkanına yetki verilmiş. Bağış alınmasının yol ve yöntemlerinin açıklığa kavuşturulması; mevzuat açısından bir sorun yaşanması bakımından “yardım” ve “bağış” sözcüklerini açıklığa kavuşturalım.
Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nde veya Adalet Bakanlığı Hukuk Sözlüğü'nde “bağış” ve “yardım” sözcükleri eş anlamlı kullanılıyor. Karşı tarafın kabul etmesi koşulu belirtilmiyor. Türk Hukuk Sözlüğü'nde ise bağış/bağışlama yerine (karşılığında) hibe sözcüğü kullanılıyor. Hibe kavramının da, “Bir kimsenin mukabilinde bir ivaz taahhüt edilmeksizin malının tamamını veya bir kısmını diğer bir kimseye, kabulüne bağlı olmak üzere temlik edilmesi akdidir” açıklaması yer alıyor. Yani, 5393 sayılı Kanun'daki “bağış” sözcüğü ile Türk Hukuk Sözlüğü'ndeki hibe (bağış) sözcüğü örtüşüyor.
“BİLGİ VERİLMELİ”
Bu açıklamalar, 5393 sayılı Belediyeler Kanunu bağlamında bağış alınması, yardım toplanması usul esaslarını düzenleyen 2860 Sayılı Yardım Toplama Kanunu veya yardım toplama faaliyetlerine bazı yasaklar getiren 5072 Sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları İle İlişkilerine Dair Kanun hükümleri kapsamına giriyor.
Mevzuatı en iyi bilen isimler arasında yer aldığı bilinen İçişleri Bakanlığı emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen, bu açıklamalardan sonra, “Geniş katılımlı bir bağış toplanması faaliyetine girişilmeden önce konuya açıklık getirmek bağlamında valilik makamına bilgi verilmesinde yarar vardır” diyor.
KOŞULLU-KOŞULSUZ BAĞIŞ
Bağışlar belediyenin banka hesabına yatırılır. Yardımseverlere kolaylık sağlamak için bu konu belediyelerin resmi web sayfasında ilan edilebilir. Bu konuda önemli/dikkat edilmesi gereken husus alınacak bağışların “koşullu” olup olmamasıdır. Belki de konunun en hassas bölümü burası. Biraz açalım:
Bağış paralarının belediyenin emanet hesaplarına kaydedilmesi ve veriliş amaçlarına uygun harcama yapılmasından önce “koşulsuz bağışlarda” belediye başkanından, “koşullu bağışlarda” ise belediye meclisinden bağışların kabulüne dair onay alınması gerekiyor.
Örnek verelim: Yardımı yapan kişi, o paranın okul yapımında, engellilere araç/gereç alınmasında, iftarlıklara katkı sağlanmasında, hayvan barınaklarına yiyecek alınmasında harcanmasını istiyorsa buna “Şartlı bağış” deniliyor. Bu paranın alınıp alınmayacağına belediye meclisi karar veriyor ve yapılan bağış da sadece o hizmetlerde kullanılabiliyor.
Eğer, yapılan bağış “şartlı” yapılmadıysa, o para belediye başkanının onayıyla harcanıyor. Henüz gerçekleşmemiş, yapılmamış muhtemel bağışlar için önceden belediye başkanı veya belediye meclisi kararı alınamıyor. Çünkü, yapılacak bağış miktarı belli değil. Yapılmış bağışların belediyenin yetkili organları tarafından kabul edilmemesi halinde emanet hesaplarda tutulmakta olan yardım miktarları sahiplerine iade edilir.
EL KONULAMAZ
Geniş katılımlı kampanya kapsamında belirli hesaplarda toplanan bağışların, belediyenin yetkili organlarının kararı ile kabulü halinde, yardımlar belediyenin geliri olur. Bağışlanmış para ve mallar kamu kurumu olan belediye hesabına geçtiği için el konulması ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı da alınamaz. Kanuna rağmen para alınamıyor, iade edilemiyor.
Cumhurbaşkanı emriyle, belediyelere bağış yasağı getirilmesinin gerekçesi olarak yardımların tek elden toplanması, dağıtılması, “Devlet içinde devlet olmaması” gösterildi. Böylece belediyelerin yasal bağış yetkilerine müdahale edildi.
Buna karşın aralarında Kızılay'ın, Ensar'ın, Deniz Feneri'nin, çok sayıda STK'nın yardım toplaması ise bütün hızıyla devam ediyor. Bunun anlamı nedir?