Mansur Yavaş'tan anket açıklaması: İktidara yakın şirketler...

Abone ol

CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş Erdoğan'ın güvenmediğini açıkladığı anketler hakkında değerlendirmelerde bulundu.

CHP ve İyi Parti'nin oluşturduğu Millet İttifakı'nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş, 31 Mart'taki yerel seçim için anketlerin kendisini önde gösterdiğini açıkladı.

Sözcü'ye konuşan Mansur Yavaş, "İki anket de biz yaptırdık orada da öyle, 4 buçuk puan… Bu anketleri yapanların çoğu da iktidara yakın araştırma şirketleri" ifadelerini kullandı.

İşte Mansur Yavaş'ın açıklamaları:

ANKARA'YI BİZ ALIRIZ

– Ne olur Ankara'da ?
Biz alırız.

– Nerden anlıyorsunuz ?
2014'le kıyaslıyorum bir… İkincisi, uzun süredir siyasetle uğraşınca insanların size bakışından, davranışından, ne kadar samimi olup olmadıklarını, oy verip vermeyeceklerini anlıyorsunuz.

– Sayın Cumhurbaşkanı anketlere güvenmiyor, siz güveniyor musunuz ?
Üçüncü adaylığım bu. Daha önceki yıllarda anketler hep aleyhimize yayımlanıyordu. Şu anda hepsinde ben önde gözüküyorum, iki anket de biz yaptırdık orada da öyle, 4 buçuk puan… Bu anketleri yapanların çoğu da iktidara yakın araştırma şirketleri.

– Siz güveniyorsunuz o halde ?
Etkileniyoruz yani. (Gülüyor) İnanmak istiyoruz, hoşumuza gidiyor.

2000 KİŞİ, SANDIK İÇİN HAZIR

– 2014'te Ankara Büyükşehir'i sizce kim kazandı ?
Ben… Bizzat o anda beni AK Parti'den MHP'den arayanlar oldu “hayırlı olsun” diye…

– Sonra ne oldu peki ?
Rakiplerimiz sonuçları almakta bizden hızlı davrandı, oysa girilmeyen sonuçlar, geçersiz oylar, mühürsüz tutanaklar vardı. Biliyorsunuz işte… Tümü yansıdı medyaya.

– Siz sonrasında mücadeleye de girdiniz ama…
Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar… Sonuna kadar gittim. Sebebi de adil yargılanma hakkımızın ihlaliydi. Çünkü Yüksek Seçim Kurulu bizim bazı itirazlarımızı cevaplandırmadı bile. Benim derdim seçim iptal edilsin değildi, bize oy verenlerin hakkını korumaktı. 1994'te 300 oyla seçim kaybettim ben, itiraz filan da etmedim…

– Bu sene de benzer durum yaşanırsa? Ne yapacaksınız?
Geçen seferden büyük ders aldık. Bu sefer hem İyi Parti var, hem de CHP. Bir de şu anda hiçbir partiye üye olmayan eskiden siyaset yaptığımız ülkücü arkadaşlar var. Seçimde sandıklarda görev almak için organize olmuş 2000 kişilik bir grup bu. Baroyla işbirliği yaptık, her okula bir avukat yerleştiriyoruz. Bir de mobil uygulamalarla ıslak imzalı kağıtları karşılaştıracağız.

– Kampanyanızı kim yapıyor? Sayın Özhaseki'nin pankartları her yerde. Çok ayrıntılı bir proje kitabı hazırlamış…
İkimizin arasında çok fark var. Çünkü Ankara'nın duvarlarındaki afişlerde bir servet var şu anda. Biz de billboard, araç kiralıyoruz. Fiyatlarını biliyoruz. Rakibimizin bütçesi 30-40 misli, görünüyor bu. Bizim gücümüz yetmez, mümkün değil.

CHP FİNANSE EDİYOR

– Sizin seçim finansmanınız CHP – İYİ Parti ortaklığından mı geliyor? Yoksa…
İyi Parti yok, tümünü CHP karşılıyor. Ama şöyle söyleyeyim: CHP'nin bu seçimde aldığı paranın tümünü Ankara'ya harcasanız yine biz altta kalırız!

– Sokaktaki ilgi nasıl peki ?
Bakın işte o tam tersi. Rakibimizin tanınırlığı az çıktı. Sanırım biraz da onun için bu gayret. Ankara, bizim her şeyimizi biliyor. Kaç seçimdir gördü tanıdı bizi. Onlar garip bir şekilde halkın içine çıkmıyorlar artık. Çekinceleri var anlaşılan, sadece sivil toplumla salon toplantıları yapıyorlar.

– Sizin “Ankaralı bilir” diye bir lafınız var ?
Biz Ankara'nın köylerine kadar bütün sorunlarını biliyoruz. Ama rakibimize (Mehmet Özhaseki) birdenbire “Ankara'nın ilçelerini say” deseniz, sayamaz.
Ankaralı da kimi seçeceğini bilir doğal olarak.

İSTİHDAM YARATACAĞIZ

– Ankara Büyükşehir'in yıllık bütçesi nedir ?
Şimdi 13 buçuk milyar.

– Bu bütçeyi yönetirken önceliğiniz ne olacak ?
Ankara'da, 17 yıldır aynı partili hükümetle görev yapan 25 yıllık bir belediye başkanı vardı. Bu süre zarfında en azından 8 metropol ilçede hiç bir sorun kalmaması lazımdı. Oysa burada temiz hava problemli, musluktan su içilmiyor, ulaşım sorun, yeşil alanlarımız yeterli değil. İnsanlar el ele, ailecek sokaklarda eğlenemiyorlar.

– Peki 25 yılda bu bütçe nereye gitti ?
AnkaPark'a herhalde! Biz vatandaşa önceliğiniz nedir diye sorduk, aldığımız cevap “ekonomi” oldu. En büyük sorun işsizlik ve ekonomi.

– Ankaralı kadınlar için özel bir çalışmanız olacak mı ?
Ankara'da kadınların mutlaka hayatın içinde olmasını ve üretken olmasını isterim. Beypazarı'nda 2000 kadar kadın, çarşı içinde müthiş işler yaptı. Kadın eli değdi ve hepsi çok başarılı oldu. Siz uygun imkanları, ortamı sağlarsanız kadınlar üretiyor. Kadınların mutlaka hayatın içinde olması lazım. Güvenlik içinde 24 saat yaşayan, kadınlı erkekli bir Ankara yaratacağız.

YAVAŞ'IN iSTiHDAMI DESTEK PROJELERi

– Kentin üreten kesimlerine ne kadar çok yardım ederseniz, istihdam da o kadar artar.
– 25 yıllık bir başkan bir fuar alanı yapmadı, halbuki ilk yapılması gereken o.
– Organize sanayiini kentin dört bir tarafına dağıtıp kenar mahallelerin kalkınmasını sağlamak.
– OSTİM, Şaşmaz, Siteler gibi esnaf gruplarının güçlendirilmesi.
– Sulu tarımı başlatacağız. Bunun Ankara'ya çok büyük katkısı olacak.
– En önemli iddialarımdan biri de termal turizm. Burada ne kadar termal otel sahibi varsa, onlarla atlayıp gideceğiz yurtdışına, bu anlaşmaları yapacağız.
– Türkiye'den transfer giden Asyalı yolcuların Ankara -Göynük hatlarına gelmelerini sağlayacağız.
– Kongre turizmi yok,. Ankara'da onu geliştireceğiz…

Belediyede şeffaflığın yolu birlikte yönetmek

– Sözcü'de Çiğdem Toker özellikle belediye bütçelerinden vakıf ve derneklere aktarılan paralarla ilgili çok sayıda dosya yazdı.?
Yasal olmayan hiç bir şeye girmeyiz. İhtiyacı olmayan kimseye bir kuruş vermeyiz.

– Eş, dost, akraba…?
Hayır Özlem Hanım, mümkün değil. 10 yıl belediye başkanlığı yaptım ben, kirayla, borçla geldim… Bunları konuşmayı sevmem ben. Zaten bu şeffaflığı sağlamanın yönetimsel yolları var, bu da Belediye Meclisi'dir.

– Ne anlamda ?
Geçen seçimde bizim 26, onların 110 sandalyesi vardı mecliste. Şimdi de benim tahminim yarıya yakın CHP ve İyi Parti, çoğunluk yine AK Parti'nin olacak. Biz beraber yönetmek zorundayız, bu da bir demokrasi kültürüdür zaten. O zaman şaibe de olmuyor, kanunsuz teklif de gelmiyor.

“Herkesle görüşürüm, tek derdim var, o da Ankara'nın rahat etmesi”

– İzmir'e merkezi hükümet ulaşım için 30 bin TL bütçe verdi biliyorsunuz. Ya sizin de başınıza aynısı gelirse Ankara'da?
Ankara'nın kaynakları çok fazla. Mustafa Tuna kısa zamanda çok borç ödedi mesela. Sadece bazı kaynakları belediyeye çevirdi ve israftan kaçındı, o kadar.

– Diyelim ki yine de ek bütçe lazım… Kimden isteyeceksiniz ?
Hem hükümetle hem Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşürüm. Devlet adabında normal olan bu değil mi ? Bana özel bir zorluk çıkartacaklarını sanmıyorum, çünkü benim sorunum, hepimizin sorunu… Beypazarı'ndayken ben Cumhurbaşkanı'ndan, Cemil Çiçek'ten, Beşir Atalay'dan para aldım.

– Melih Gökçek'in yokluğunu hissediyor musunuz ? İlk günlerde sizi çok hedef aldı…
Bilmiyorum valla kendisi nerelerde. (Gülüyor) O artık bir seçmen ve ben kendisinin oyuna talibim.

“Ankara halkı hem inançlı hem Atatürk'ü seviyor…benim gibi”

– Uzun yıllardır din ve siyaset iç içe. Rakibiniz beka ve yerlilik konusunu dile getiriyor…
Ankaralılar hem dini değerlere hem Cumhuriyet değerlerine ve Mustafa Kemal'e bağlı insanlardır. Bu konular birbirine karşıt gösterilmesine rağmen insanlar buna hiç yüz vermediler. Kim ne yaparsa yapsın Ankara halkı hem inançlı hem Atatürk'ü seviyor. Siyasetteki kutuplaşma halkta yok. Belediye başkanı olursam o ılımlı yaklaşımıma devam edeceğiz.

– Sayın Devlet Bahçeli, Millet İttifakı için “Milli mensubiyetleri sorunlu” dedi… Ne dersiniz?
Siyaseten söylenmiş sözler. Ölçüsü yok bunun çünkü.

“Ankara ancak Cumhuriyet sembolleriyle marka olur”

– Ankara'da bir süredir Cumhuriyet döneminin bütün sembolleri yok ediliyor…
Biz bunları Mustafa Kemal'in bize emaneti olarak görüyoruz. Hatta bu emaneti Hacı Bayram'a kadar götürüyoruz. Ankara'yı marka yapmanın başka bir yolu da yoktur. Cumhuriyet dönemi eserleri ile ilgili çok daha fazla çalışma yapılması lazım, biz bunu “Ulus Projesi” başlığı ile yayınladık zaten. Eski kent merkezini her detayıyla ortaya çıkartmayı hayal ediyoruz. AOÇ arazisinin, iyileştirilerek yeniden yaşama katılması gerek. Saraçoğlu olduğu gibi korunmalı.

– İhale süreci başladı fakat…
Asıl sorun şu: ‘İmar bütünlüğü sağlayacağız' dediler, oysa aynı kentte 15 kuruluşa imar yetkisi verdiler. Bunu denetleme için yaptılarsa, akademiyle, odalarla bir araya gelmeleri gerek. Şu gördüğünüz yerleşimler Ankara'nın arazisinin yüzde 3'üne sıkışmış. Bu büyük bir rant doğuruyor.

Küskün seçmen benim kazanma ihtimalimi gördü

– Bir anket okudum, MHP'lilerin yüzde 73'ü, AKP'lilerin yüzde 17'si size oy verecekmiş diye…
Ben iki seçimde de her partiden oy aldım zaten. Bunun sebebi üslup. 31 Mart günü yüzde 60 bile oy alsak “biz zafer kazandık” demeyeceğiz. Zafer için karşınızda bir düşman olması gerek, biz böyle görmüyoruz.

– Peki CHP'lilerin yüzde kaçı verecek sizce?
Bir ay önce yaptığımız ankette yüzde 97 buçuk CHP oyumuz vardı. Küskün seçmen de kazanma ihtimalini görüyor. Genel Merkez'e kızgınlıklarının hesabını bizim üzerimizden görmeyecekler.

– 1 Nisan sabahı Ankara, her genel merkezde bir liderlik tartışmasına uyanabilir.
Ben genlerimden siyaseti uzağa atmış durumdayım. Belediye başkanlığını da kamu hizmeti olarak görüyorum. Siyasete dair de hiç bir beklentim yok. Şu anda tek ilgilendiğim konu Ankara. Kazanamazsak, gidip torun seveceğim n Bazı CHP'liler şöyle düşünebilir, ‘Sağda yeni parti kurulursa Mansur Bey oraya geçer'

Kemal Bey kaç kere söyledi. İki sefer AK Parti, iki sefer MHP teklifte bulundu, hepsini reddettim.

Yeni partiden rahatsızlık mesajı Siyaset Kamuda makam aracı saltanatı! Siyaset