Marmara depreminden sonra selden de kurtuldu
KASTAMONU'nun Bozkurt ilçesinde sel sularıyla dolan çalıştığı tekstil fabrikasından arkadaşlarıyla birlikte saatler sonra kurtarılan Dilek Başpınar'ın, 17 Ağustos Marmara depremini de yaşadığı ve üzerine yıkılan dolabın altından çıkarıldığı ortaya çıktı.
KASTAMONU'nun Bozkurt ilçesinde sel sularıyla dolan çalıştığı tekstil fabrikasından arkadaşlarıyla birlikte saatler sonra kurtarılan Dilek Başpınar'ın (38), 17 Ağustos Marmara depremini de yaşadığı ve üzerine yıkılan dolabın altından çıkarıldığı ortaya çıktı.
Selin vurduğu Bozkurt'ta kızı Defne Kafadar (15) ile birlikte yaşayan Dilek Paşpınar, sel felaketine ilçe merkezinde çalıştığı tekstil fabrikasında yakalandı. Fabrikanın bir anda suyla dolması üzerine çatıya çıkan Dilek Başpınar ve arkadaşları, 16 saat sonra arama kurtarma ekipleri tarafından kurtarıldı. Yanında sele kapılanları gören Dilek Başpınar'ın, 17 Ağustos Marmara depremini de İstanbul'da yaşadığı ve üzerine yıkılan dolabın altından çıkarıldığı ortaya çıktı. Dilek Başpınar, sağ kurtulduğu depremin yıl dönümü olan 17 Ağustos 2006 tarihinde dünyaya gelen kızı Defne'ye sarılarak yaşadıklarını DHA'ya anlattı.
'SON ANDA SELE KAPILMAKTAN KURTULDUM'
Sel geldiği sırada fabrikada üst kattaki yemekhanede olduklarını anlatan Dilek Başpınar, "Öğle arasıydı, patronumuz 'sel geliyor' dedi. Kızım evde yalnızdı. Eve gitmek için kapıyı açtım; ama sular bir anda içeri girmeye başladı. Hemen kapıyı kapattık. Son anda sele kapılmaktan kurtuldum. Sular ikinci kata gelmeye başlayınca çatıya çıktık. Ama o gece yağmur hiç dinmedi ve tekrar içeri girdik. 16 saat boyunca kurtarılmayı bekledik. Sabaha karşı AFAD ekipleri geldi, bata çıka bizi kurtardılar" dedi.
'ÖLÜMÜ BEKLEDİK'
Dilek Başpınar, mahsur kaldığı anlarda kızını düşündüğünü belirterek, "Suyun üzerinde insanlar gördüm. Kurtaramadık. Hiçbir şey yapamadık. 'Buradan çıkmayacağım' dedim artık. Aşağı gidenler, selde çığlık atanları duydukça hiçbir şey yapamıyoruz. Çok kötü bir olaydı. İnsanın hiçbir şey gözünün önüne gelmiyor; sadece evlatları, ailesi geliyor aklına. Yüzüne baktığımız insanların vefat haberlerini aldıkça bir de burada cenaze arabalarını gördükçe hiç unutamıyorum. Küçücük erkek çocuğu gözümüzün önünden gitti, yakalayamadık. Çok kötü bir olay, Allah kimseye yaşatmasın. Sel aldı götürdü insanları, hayvanları, arabaları hiçbir şey bırakmadı. Bulduğunu götürdü. O kökleriyle gelen ağaçlar, kütükler Allah'ım unutamıyorum o anları. 'Bina yıkılacak' diye korktuk dışarı çıkamadık. Ölümü bekledik. 1 dakika ile hayatta kaldım" ifadelerini kullandı.
'SELDEKİ KORKU DEPREMİ GEÇTİ'
Dilek Başpınar, Marmara depremini de yaşadığını hatırlatarak, "17 Ağustos depreminde 1 aylık evliydim. Gece bir çatırdama sesi duydum. Yatak odası dolabı üzerimize geldi. Bizi çıkardılar. Bir daha da evimize giremedik. Parklarda yattık depremden sonra. Ama seldeki korku onu da geçti. Buradaki korkuyu anlatamam. Su aldığını götürdü, aldığını götürdü kimseye bir şey yapamadık. Deprem bir anlıktı ama burada ölümü bekledik saatlerce. Büyük bir fabrika olmasına rağmen her taraftan su geldi. Canımızı kurtardık diye seviniyoruz ama bu sefer çevremize ulaşamıyoruz" diye konuştu.