'Meclis'e getirip geri çektikleri sosyal medya yasası kenarda duruyor'
Medya dünyasının yüzde 90’ınını kontrol eden Saray iktidarı istediği sonucu alamayınca çözümü ele geçiremediği birkaç gazete-televizyon ve sosyal medyayı kapatmakta buldu.
Medya dünyasının yüzde 90’ınını kontrol eden Saray iktidarı istediği sonucu alamayınca çözümü ele geçiremediği birkaç gazete-televizyon ve sosyal medyayı kapatmakta buldu.
Birgün'den Dilan Esen'in haberine göre, medyayı ele geçirmek için yasalar çıkaran, milyar dolarlar harcayan AKP iktidarı istediği sonucu alamadı. Anaakım medya çökerken alternatif mecralar güç kazandı.
Tele1, Halk Tv gibi kanallar devasa bütçeli televizyonları geride bıraktı. Bu gazete, televizyon ve dijital medya platformları seçimler dahil her türlü politik gelişmede iktidar karşısında etkili rol üstlendi. Bu durum hiç kuşkusuz ki en çok Erdoğan ve etrafındakileri rahatsız etti. Erdoğan ağzındaki baklayı dün çıkardı. AKP Genel Merkezi’nde Genişletilmiş İl Başkanları toplantısına katılan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, sosyal medya platformlarını kontrol altına alacaklarını açıkladı.
Erdoğan, “Türkiye, muz cumhuriyeti değildir. Yasama dönemi bitmeden bu meseleyi halletmeyi ümit ediyorum. Sosyal medya mecralarının tamamen kaldırılmasını, kontrol edilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın sözlerini BirGün’e değerlendiren bilişim hukukçuları söz konusu düzenlemenin bir sansür yasası olacağına dikkat çekti.
SORUŞTURMA MALZEMESİ ÇIKARACAKLAR
► Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Kerem Altıparmak: “Aslında nisanda bir taslak hazırlayıp Meclis’e kadar getirdiler. Sonra geri çektiler. Aslında o yasa kenarda duruyor. Son yaşanan olay da bahane oldu. Çok büyük ihtimalle direkten döneni biraz değiştirip getirecekler.
AKP hükümetinin iki yüzü var. Bir yüzü asıyor, kesiyor. Dışarı bakan yüzü de ‘Ben bir şey yapmadım ki senin yaptığını yapıyorum’ diyor. Hedefi de şu buraya ofis açtırıp, verileri getirtip bu verileri soruşturma malzemesi haline getirmek. Veriler buraya gelirse kimse anonim kalamaz. Ya gelmeyecekler, ülkeden çekilecekler ya da gelecekler ve bu sansür sisteminin bir parçası olacaklar. Bu şöyle demek: Ya gelip her şeye evet diyeceksin ya da seni kapatacağım.”
KORKU İKLİMİ HÂKİM OLACAK
► İstanbul Barosu Bilişim Kurulu Merkezi Kurucusu Gökhan Ahi: “Sosyal medya şirketleri, büyük bir ihtimalle temsilci bulundurmak istemeyecek. Eğer bulundururlarsa Türkiye resmi makamlarından gelecek kullanıcı tespit taleplerine ve hesaplara erişim engelleme taleplerine yetişemeyeceklerdir, halihazırda dünyada bu konuda liderliği almış durumdayız. Kaldı ki, böyle bir şeye evet demeleri, sosyal medya şirketlerinin, anonimliği, çok sesliliği, ifade özgürlüğünün bir parçası olma iddialarının sonu olacaktır ve kendileriyle çelişmiş olacaktır.
Bu tür bir düzenlemeyle, toplumda korku iklimi hâkim olacak. Sosyal medyadan gelir elde eden, reklam yapan, içerik üreten on binlerce insanın ve firmanın yarattığı ekonomi de zarar görecek, devletin de vergi gelirleri azalacak. Kullanıcılar ve içerik üreticiler, takip edildiklerini, kolayca bulunabileceklerini, sosyal medya şirketlerinin her türlü bilgiyi emniyet makamlarına sağlayacağını düşünerek, kendi kendilerini sansürleyecekler, yani oto sansür yapacaklardır. Bu arada, temsilcilik bulundurmak istemeyen sosyal medya şirketlerinin trafikleri daralacak ve erişilmez hale geleceklerdir. Hükümet, bakanlıklar ve kamu kurumları da zarar görecek ve ellerindeki en etkili halka ulaşım araçlarını kullanamaz hale geleceklerdir.
ALTUN PANİKLEDİ
Erdoğan’ın sosyal medya için ‘kapatırız’ açıklaması hem ülke içinde hem de dış basında geniş tepkiyle karşılaşınca ‘düzeltmek’ her zaman olduğu gibi Fahrettin Altun’a düştü. Altun, konuşmanın bağlamından koparılıp aktarıldığını söyleyerek Türkiye’nin çok demokratik olduğunu iddia eden açıklamasını “Baskıcı ve yasakçı bir kalıp içinde sunma çabaları beyhudedir” diyerek bitirdi.