'Merkez Bankası kendi parasını korumuyor, yabancı yatırımcı neden gelsin?'

Abone ol

Merkez Bankası'nın faiz indirimi kararının ardından dolardaki yükseliş ekonomi yönetimini yeniden tartışmaya açtı. Ekonomist Barış Çalışkan, Merkez Bankası'nın kararını, dolara talepteki artışı ve enflasyon-faiz ilişkisini Gerçek Gündem'e değerlendirdi.

GERÇEK GÜNDEM - MERVE ÇOBAN /Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu faiz kararını açıkladı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası politika faizini 100 baz puan indirerek yüze 16 seviyesinden yüzde 15'e çekti.

Merkez Bankası'nın faiz kararını açıklamasının ardından Dolar/TL kuru gün içinde 11,28 lira seviyesine kadar yükseldi. Merkez Bankası'nın faiz kararı öncesi 10.57 lira seviyelerinde seyreden kur, saniyeler içinde 10.74 lira seviyesini gördü. Akşam saatlerinde yeni bir yükseliş yaşayan dolar 11,28 lira seviyesini görmesinin ardından 10,97 seviyesine düştü.

Merkez Bankası, Eylül ve Ekim aylarında da toplamda 300 baz puan indirmiş ve Dolar/TL kuru yeniden yükselmişti. Merkez Bankası'nın ekonominin seyrine karşı verdiği faiz indirimi kararı kısa sürede Türkiye'nin en önemli tartışma konusu oldu.

Ekonomist Barış Çalışkan; faiz kararını, faiz rakamlarının üzerine çıkan enflasyon tartışmalarını ve siyasi iktidarın "Faiz sebep, enflasyon sonuçtur" politikasını Gerçek Gündem'e değerlendirdi.

Ekonomist Barış Çalışkan, Türkiye'de ekonomide yürütülen tartışmalardaki anlam karmaşasına dikkat çekerek; "Faizin ne anlama geldiğini bilmek gerekiyor? Faiz paranın kiralama ücretidir. Eviniz var, kiraya vereceksiniz, kontrat yaparak aylık kira bedeli belirliyorsunuz. Kiracı kontrat süresine göre kalıyor. Faizde ise; "Bu parayı kullanmıyorum, al kullan; bu parayı kullanırken yararlanacaksın, bunun karşılığında kiralama ücreti istiyorum" mantığından doğmuş bir olgudur. Özetle faiz, paranın kiralama bedelidir." tanımını yaptı.

ENFLASYON DURDURULAMIYOR

Enflasyon rakamları da Türkiye'nin ana ekonomi gündemi oldu. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçekleri yansıtmadığı iddia edilmişti. TÜİK verilerine göre; TÜİK verilerine göre yıllık enflasyon ekim ayında yüzde 19,89'a yükseldi. TÜİK rakamlarına göre de enflasyon faizin üzerine çıktı.

Öte yandan bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu'nnu verilerine göre (ENAG) enflasyon ekim ayında aylık bazda yüzde 6,90 artarken, yıllık bazda ise yüzde 49,87'e yükseldi.

ENFLASYON FAİZ İLİŞKİSİ

Barış Çalışkan, Türkiye'de enflasyonun durdurulamayan artışını, "Ülkemizde şu anda maalesef maliyet tabanlı bir enflasyon söz konusu. Maliyet tabanlı enflasyonun bazı alt başlıkları var. Dolar kuru, devalülasyon; ülkenin kendi para biriminin değer kaybetmesi. Maaşların çok artması maliyeti artıracağından dolayı yine maliyet tabanlı enflasyonun değişkenlerinden biridir. Diğer bir nokta ise enerji fiyatlarının artması; petrol, doğalgaz gibi. Enerji girdileri her sektör için geçerli. Hiç enerji kullanmasanız dahi nakliyedeki benzin maliyetini firma ürün fiyatlarına yansıtmak durumda. Diğer bir değişken ise vergiler, özellikle direkt olmayan, ürünü tükettiğinizde alınan KDV, ÖTV gibi vergiler. Son kullanıcıyı etkilediği gibi üreticiyi de etkiler. Üretim için ürün alınırken de vergi ödeniyor." ifadeleriyle açıkladı.

AKP iktidarının "Faiz sebep, enflasyon sonuçtur" politikasına dikkat çeken Çalışkan, "Şu anda hükümetin bir tezi var: "Faiz enflasyonun nedenidir." Bizim ülkemizde böyle bir durum söz konusu değil. Maliyetlerin artışında yatan sebepler doların ve diğer dövizlerin değerinin yükselmesi. İhraç ettiğimiz ürünlerin sadece yüzde 15'i bizde kalıyor. İhrac ettiğimiz ürünler ithal edilen hammaddelerden üretildiği için ürün diğer ülkelere gidiyor. 100 bin TL'lik bir ürün ihraç ettiniz, ülkemize yüzde 15'lik oranını kar ve katma değer olarak katabiliyorsunuz. Turizmde bu oran üretim sektörünün 6 katı. Maliyetiniz daha düşük, ithalat yapmadan, ekonomiye doğrudan giren bir para söz konusu." değerlendirmesinde bulundu.

DOLAR KURU NEDEN YÜKSELİYOR?

Dolar/TL kurunda faiz indirimi kararı öncesinde yaşanan düşüşün karar sonrasında yukarı yönlü hareketlenmesi hakkında Barış Çalışkan, "Reel faiz diye bir kavram var. Sizin enlasyonunuz Merkez Bankası'nın ve bankaların verdiği faizden düşük mü yüksek mi? Siz paranızı bankaya lira olarak yatırdınız, yüzde 20 faiz alıyorsunuz. Senelik enflasyon ise yüzde 30. Bir sene sonunda yüzde 20 faizle geri alacaksınız ama ürünlerin fiyatı yüzde 30 artmış olacak. Bir önceki seneye göre daha az ürün alabiliyor hale geleceksiniz. Bu durumda yerli yatırımcı alım gücünü korumak için parasını dolara çeviriyor. Bu da dolara olan iç talebi artırıyor ve öne çekiyor. Dolarizasyon olduğu için doların fiyatına ülkemiz açısından olumsuz şekilde yansıyor." açıklamasında bulundu.

YABANCI YATIRIMCI NEDEN TÜRKİYE'YE GELMİYOR?

Yabancı yatırımcının Türkiye'den uzaklaşmasını yorumlayan Çalışkan Türkiye'nin yanlış politikalarına dikkat çekerek, "Yabancı yatırımcı tarafında ise şu var: Portfolyo yatırımcıları ve doğrudan yatırım yapanlar var. Portfolyo yatırımcıları günlük, aylık ya da üç aylık olarak Türkiye'nin faiz döngünüsünden yararlanıyor. BIST 100'de alış satış yapanlar da buna dahil. Direkt yatırımcılar ise parasını getirdiğinde burada istihdam yaratmak için harcıyor. Bir ülkeyi kalkındıran en büyük etkenlerden biri budur. Türkiye bu anlamda 2002-2010 yılları arasında en parlak dönemlerini yaşadı ancak sonrasında bu geliri doğru sektörlere aktaramadı." ifadelerini kullandı.

Çalışkan, "Neden dış yatırımcı parasını Türkiye'ye getirip, TL'ye çevirip; dolar karşısında Türk lirasının değerlenmesine katkı sunmuyor? Dolar kuru o kadar oynak ki bir yukarı çıkıyor bir aşağı iniyor. Genellikle de yukarı yönlü hareket ediyor son zamanlarda. 1 milyon doları Türkiye'ye getirip, TL'ye çevirdi. Faize koydu. Çıkacakken yeniden dolara veya yatırdığı para birimine çevirmek durumunda. Kur 10 liradan 11 liraya çıktıysa onun 1 milyon doları 10 milyon liraydı. Dolar kuru 11'e çıktığında 1 milyon dolardan daha az bir meblağ olacak. Gelecek buraya, zarar edecek. Böyle bir şeyi yabancı yatırımcı tercih etmez." diyerek sözlerini sürdürdü.

"MERKEZ BANKASI KENDİ PARASINI KORUMUYOR"

Merkez Bankası'nın faiz politikalarını eleştiren Çalışkan, "Reel faiz oranı eksi olunca sizin TL'de kaldığınız her gün paranız değer kaybediyor alım gücü açısından. Kendi parasını korumayan bir Merkez Bankası olduğunda bu para birimine yerli ya da yabancı bir yatırımcı nasıl yatırım yapabilir? Bir yatırımcı parasını liraya çevirdi 10 liradan. 100 milyon lira yaptı. Yatırım yaptı, 20 milyon lira kazandı. Bir sene sonra dolar 20 lira olursa ne olacak? Yatırım yapmış, emek vermiş, risk almış olacak hem de Dolar bazında para kaybetmiş olacak. Bu işin faiz tarafından değerlendirmesi. Diğer tarafta hukuki, kurumlar arası güven, demokrasi, denge ve denetleme de var. Yatırımda Türkiye için ana etmenler olarak bunları sayabiliriz." dedi.


78 yıllık şarap markasından konkordato ilanı Ekonomi Resmi Gazete panik yarattı: Faiz kararı öncesi sert düşüşte 'kara para' etkisi Ekonomi Ekonomist Mustafa Sönmez faiz kararını yorumladı: Çözüm, bir an önce erken seçime gitmek Ekonomi TÜSİAD'dan Merkez Bankası'nın faiz politikasına sert eleştiri: Esas görevini unutmamalı Ekonomi