'Merkez Bankası yokuş aşağı gidişi durdurmak için frene basmak zorunda'
Prof. Dr. Bilsay Kuruç, Merkez Bankası'nın faiz artırımı kararını değerlendirdiği açıklamasında ekonomide yaşanan krizin büyüklüğüne dikkat çekti.
Türkiye’nin önde gelen iktisatçılarından biri olan, uzun yıllar üst düzey devlet görevlerinde de bulunan Prof. Dr. Bilsay Kuruç, Merkez Bankası’nın (MB) son faiz kararını yorumladı.
Cumhuriyet gazetesinden Mustafa Çakır'ın haberine göre; Kuruç, “Sıkışık bir vaziyet var, buna ihtiyaçları vardı” şeklinde yorumladı.
Doları frenlemek, enflasyonu durdurmak için faiz artışı yapıldığını kaydeden Kuruç, şunları söyledi:
TEK SİLAHI FAİZ
“MB’nin elinde sadece, o da iyi ateş almayan faiz silahı var. İyi ateşlenemiyor, çünkü kararlar dış dünyaya geçti. Ateşleyebildiği kadar ateşliyor. Başka fren mekanizması yok. Ekonomik büyüklüklerin anlamı kalmadı. Yokuş aşağı gidişi durdurmak için frene basmak zorunda. MB, gelinen noktada mecburen kredileri feda ediyor. Enflasyondan çekiniyor. Çünkü en yüksek enflasyon Türkiye’de.”
Bu tür kararlarla fon girişi arandığını, döviz hesaplarında çözülme umulduğunu ifade eden Kuruç, “Riskler büyüdü. Çözülme olmaz. Zaten onlar da beklemiyor. Yeniden hareketlenen kuru durdurmak istiyor, enflasyonist gidişten korkuyorlar. Kredi genişlemesi de durdurulmak isteniyor. Aslında buna muhtaçlar ama bıçak kemiğe dayandı. Artık herkes kendi bacağından asılsın noktasına geldik” diye konuştu.
Bugün Hazine’yi kurtarmanın da öne çıktığına atıf yapan Kuruç, şunu hatırlattı: “Geçen yıl Hazine tahvil çıkardı. Kamu bankalarına döviz aktarıldı. Onlar gidip bununla Hazine tahvili aldı. Dövizi teminat olarak MB’ye yatırdı. Böylece kredi açıldı. Geçen yıl böyle bir film seyrettik. Hazine bakımından da şimdi bu zorlaştı. Yeniden bu noktalarda aciz kalmamak için fren mekanizması devreye sokuldu.”
Türkiye’nin büyüme ile istikrar arasına sıkıştığını da anlatan Kuruç, faiz artışı sonrası piyasanın “herhalde bunu yavaş yavaş indirecekler” diye bekleyeceğine, bunun için enflasyonun yükselmemesi gerektiğini ancak ortada “maliyet enflasyonu” olduğunu söyledi.
PAKETLER DEVAM EDER
Kuruç, şöyle devam etti: “O da neden, çünkü kıtlık ekonomisine girdik. İşler yavaşladı. Bu karar üzerine yeniden konkordato, iflaslar olabilir. ‘Herkes başının çaresine baksın ekonomisi.’ Geçen senenin büyük daralmasından sonra küçük çıkışlar olabilir. O zaman da ‘büyüdük’ diye reklam edilir.”
Kuruç, ayrıca birkaç ay sonra bir ekonomik paket daha açıklanabileceğini vurgulayarak “Paketler ekonomisinde paket eksik olmaz. Türkiye’nin kaderi şudur ki paketleri yapanlar pek inanmazlar. İktidarın günü geçirmesi için yapılır” diye konuştu. Bundan sonra ekonominin “daraldıkça daralacağını”, işsizliğin artacağını kaydeden Kuruç, şuna dikkat çekti: “Normaldir. Ekonomi özel kesimle işliyor. Reel kapitalizmdeyiz. Kamu yatırım yapmıyor. Şimdi büyüme ikinci plana atılıyor. ‘Daha fazla daralmayalım ama durduğumuz yerde idare edelim. Aman döviz artmasın. Faiz artarsa idare ederiz’ yaklaşımı var.”
ÜNİVERSİTELİ GENÇ ‘ODACILIK’ İÇİN BAŞVURUYOR
Türkiye’de temel sorunun işsizlik olduğunu belirten Kuruç, genç nüfusun haline işaret ederek “insan zaiyatı ile işleyen ekonomi” yorumu yaptı. Kuruç, bugünkü ekonomi senaryosunda genç işsizliğe çözüm bulunamayacağını, iş bulamayan gençlerin “niteliksiz” kaldıklarını söyledi. Üniversite bitirenlerin “odacılık” için başvurduklarına dikkat çeken Kuruç, şunları söyledi: “Ekonomi, iş ve gelir yaratamıyor. Sen dünya ekonomisinin kararlarına kalmış bir ekonomisin. Dolarizasyonla işliyorsun. Dışarıdan gelecek para senin esas göstergen ve damarlarında akan kan haline geliyor.”