Metin Feyzioğlu'ndan kayyum açıklaması

Abone ol

Belediyelere kayyım atanması hakkında konuşan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, "Vatandaş demokrasiye küserse bundan hepimiz sıkıntı çekeriz. Sandığa güvenmeliyiz" dedi.

Beştepe’de yapılacak adli yıl açılış törenine katılacak olması nedeniyle gelen eleştirilere yanıt veren Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, “Barolardan gelen tüm eleştiriler ağır olsun, olmasın başımın üstüne” diye konuştu.

Tepkilerle ilgili “Tuzu kuru olanların ne dediği önemli değil” sözleriyle baroları kastetmediği belirten Feyzioğlu, “Sosyal medyadan saldırı yapan insanlar. Adliyedeki işler umurunda olmayanlar var. İşte bunlar tuzu kuru. Şezlongunda oturuyor, ayağını uzatıyor, sodasını söylüyor, elinde telefon pıt pıt hakaretini yazıyor. Klavyesini çok kahramanca kullanıyor. Baroları kast edebilir miyim? Cümlenin başlangıcına geldiğinizde ‘baroların her eleştirisi başımızın tacıdır’ demişiz” ifadelerini kullandı.

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Habertürk Televizyonu canlı yayınında Didem Arslan Yılmaz’ın sorularını yanıtladı. Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasını değerlendiren Feyzioğlu, “4 ayda ne olmuş olabilir diye bir soru işareti koyuyorlar. İdari tasarrufla seçilmiş insanların görevden alınması halkta çok büyük tepki yaratıyor. Bunun yolu bu değil adli yol olmalıdır. Adli yolun da güvenilir olması lazım” dedi.

‘SANDIĞA GÜVENMELİYİZ’

Seçilmiş kişilerin yargı kararıyla görevden alınması gerektiğini belirten Feyzioğlu, “Olması gereken açısından kanun bu yetkiyi idari makamlara vermemeli. İlla ki yargısal işlemle olmalıdır. Bağımsız, keyfilikten uzak karar veren bir yargıyı inşa etmek lazımdı” diye konuştu.

“Vatandaş demokrasiye küserse bundan hepimiz sıkıntı çekeriz” diyen Metin Feyzioğlu, “Sandığa güvenmeliyiz. Demokrasiyi Türkiye’nin her santimetre karesinde eksiksiz yaşayalım. Suçsuzluk karinesini tüm vatandaşlarımız için geçerli hak olarak benimseyelim. Sözün özü; seçilmiş kişilerin idari işlemle görevden alınması ilk bakışta demokrasiyle bağdaşmıyor. Çok çok zorunlu halde bunu yapıyorsanız, hemen yargıya intikal ettirirsiniz. Vatanın her karış toprağında hukukun aynı şekilde uygulanması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

Yeni adli yıl açılış töreninin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılacak olmasını eleştiren çok sayıda baro, törene katılmayacaklarını duyurmuştu. Boykot kararlarının ardından açıklama yapan TBB Başkanı Feyzioğlu ise törene katılacağını dile getirmişti.

Kendisine yönelik eleştiri ve tepkileri değerlendiren Metin Feyzioğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

BAROLARIN ELEŞTİRİLERİ BAŞIMIN ÜZERİNE: Katılma ve katılmama kararı alan tüm barolarımıza saygı duyuyoruz. Biz katılma kararı aldık ve bu kararımıza saygı duyulmasını bekliyoruz. Türkiye Barolar Birliği çatı örgüttür. Her baro kendi şehrinde tartışır, konuşur bir karar alır. Kamuoyuyla paylaşmak istiyorsa paylaşır. Bu açıklamaların mümkün olduğunca yapıcı olmasını arzu ederiz. Çoğu da bu şekilde. Barolarımızın dışında saldırılar oldu. Bunları bir kenara bırakıyorum. Barolarımızın eleştirilerini bekliyorduk, Yargıtay’a yönelik serzenişlerini bekliyorduk. Barolardan gelen tüm eleştiriler ağır olsun, olmasın başımın üstüne. Biz aynı yolda, aynı mücadeleyi yapıyoruz.

YARGI REFORMU ÇIKACAK DİYE ÖDLERİ KOPUYOR: Yargı reformunun tam çıkmak üzere olduğu, Türkiye’nin gerçekten sorunlarına derman anlamında büyük adımların öncesinde bunu istemeyenler var. Bunların yargı reformu çıkacak diye ödü kopuyor. Çünkü Türkiye çok önemli bir adım atacak. Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin hayata geçmesi için biz avukatlar lokomotif olduk. Her zaman hukuk devleti, demokrasi, hak özgürlükler mücadelesinde en öndeyiz.

TÖRENİ TBB’DE YAPMAYI ÖNERDİK: Sayın Yargıtay Başkanımıza bu tören bizde olsun dedik. Sayın Başkan ‘Türkiye’yi normalleştiriyoruz, geleneğe dönelim’ dedi. Biz açıkçası ‘Gelin Türkiye Barolar Birliği’nde yapalım’ dedik. Biz 4 senedir her yerde yapılan törene katılıyoruz. Çok net söyledim, dinleyici olarak çağrıldığımız yere gitmeyiz, diye. Konuşma imkanımız, hakkımız teslim edildiğinde gider söyleriz dedik. İsmail Başkan’la konuştuk. Gerginlikten beslenenlere rağmen hadi gelin dedik Türkiye’yi normalleştirelim.

EN BAŞTAN BERİ BELGENİN YAZIMINDA BİZ VARIZ: “İki ateş arasında kalacağız” dedik. Başımıza bunların geleceğini biliyorduk. Hizmet yapacaksanız, zor bir süreçten geçiyorsunuz normalleşme adına. O paketin içinde düşünce özgürlüğüyle ilgili her suç tipinden tutuklu ya da mahkum olanların Yargıtay denetiminden geçmesi var. Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin yazımında biz varız. İlk günden itibaren çalıştık ve sonucunu gördük. Orada Sayın Cumhurbaşkanı o belgeyi okudu. Bugün bize çok ağır sözler söyleyenler o gün de dediler ki, ‘Yargı reformu Külliye’de açıklanır mı?’ Rahmetli Sayın Süleyman Demirel, yargı reformunu açıklaması Başbakanlık’ta oldu. Sayın Ecevit’in açıklaması Başbakanlık’ta oldu. Bugün Başbakanlık yok, sistem değişti.

HSK’NIN YAPISI DEĞİŞMELİ: En ufak bir çekincem yok, Anayasa’daki HSK’nın yapısı böyle kaldığı sürece yargı güvencesinden bahsetmemiz son derece zor. Bağımsızlık yüksek mahkemelerin ferasetine ve hakimlerin cesaretine emanet. Stratejik Yargı Belgesi’nin eksikliklerini de söylüyorum. Adım adım olacak. HSK’nın yapısının değişmesi lazım. Ne 2010 öncesi HSK doğruydu ne 2010’dan sonra FETÖ’nün ele geçirdiği HSK doğruydu ne de bugünkü HSK yapısı. Ama siz en güvenilir HSK’yı getirdiniz diyelim, tecrübeli, iyi yetişmiş, hak ve özgürlük penceresinden hüküm vermeyi içine sindirmiş hakim ve üyeleriniz yoksa işe yaramıyor.

KUVVETLER AYRILIĞINDA SIKINTI VAR: Kuvvetler ayrılığına yönelik sıkıntı olduğunu rahat söyleyebilirim. Bütün siyasi partilerimiz demokratik standartlarla yönetilmiyor. Genel başkanların mutlak bir gücü var. Ön seçim zorunluluğu hiçbir siyasi partide gerçek anlamda yok. Dolayısıyla partilerin üyeleri hangi kişilerin aday olarak listelere yerleştirileceği konusunda bir yetki sahibi değil. Bu yapılırsa TBMM gerçek anlamda yürütmenin üzerinde denetleme yetkisini kullanabilir. Bugün milletvekilleri yenden seçilebilmek için genel başkanlarının gözünün içine bakıyor. Oysa kendilerini oraya getiren üyelerin ve seçmenin gözünün içine bakabilseler.

TUZU KURU AÇIKLAMASINDA BAROLARI KASTETMEDİM: Sosyal medyadan saldırı yapan insanlar. Adliyedeki işler umurunda olmayanlar var. İşte bunlar tuzu kuru. Sırtlarında yumurta küfesi yok. Şezlongunda oturuyor, güneşe karşı ayağını uzatıyor, sodasını söylüyor, elinde telefon pıt pıt hakaretini yazıyor. Klavyesini çok kahramanca kullanıyor. Baroları kast edebilir miyim? Cümlenin başlangıcına geldiğinizde ‘baroların her eleştirisi başımızın tacıdır’ demişiz. Bunların içinde üzerine alınan arkadaşlarımız varsa onları bilemem.

KONUŞMAMIZI HERKES BEKLESİN: Davet sahibi Yargıtay’dır. Mekanı ve içeriği belirleyen biz değiliz. Biz konuşma yapacağız. Bir kere konuşmamızı herkes beklesin. Tabi ki hukuk devletini konuşacağız. Fakat o hukuk devlet yolunda önemli bir süreç yürüyor şu anda. Sayın Cumhurbaşkanı da bu sürecin içine katılmış vaziyette. Biz çözüm odaklıyız, yıkım odaklı değiliz. Ben siyasetçi değil hukukçuyum, meslek örgütü başkanıyım. Vatandaşın adliyede haklı talepler var, avukatın haklı talepler var. Çözüm odaklı olmamız lazım, bunun için uğraşıyoruz.

MECLİS ÇALIŞSAYDI BUNLARI KONUŞMAYACAKTIK: Düşünce özgürlüğünün güvence altına alınmasını bir kat daha denetim alınmasını kim istemez? Bunu hayata geçirmek için bizim işin içinde olmamız lazım. Bazı baro başkanlarımız ‘Senin gitmeni önemsiyoruz git, ama biz gitmemekle kırgınlığımızı ortaya koyuyoruz. Temmuz ayında çıkmamasından ötürü kırgınız’ diyorlar. Keşke Meclisimiz çalışsaydı da çıksaydı. O zamanlar bunları hiç konuşmuyor olacaktık.

BİZİ ELEŞTİRENLER KÜLLİYE’YE GİDİYOR: Yargı reformu belgesi açıklanırken sayın Cumhurbaşkanı tarafından, bize niye oraya gidiyorsun diye ağır saldıranlar yine saldırıyor. Aynı arkadaşlarımız Cumhurbaşkanlığı Hukuk Kurulu Bürosu’na gidiyorlar. O da Külliye’de. O kurulun başkanı Sayın Cumhurbaşkanı. Kendileri gitmek istediğinde gidiyorlar. Adalet Bakanımızla görüşüyorlar. Cumhurbaşkanının tayin ettiği bir bakan konumunda. Aynı arkadaşlarımız bir başka siyasi parti başkanıyla fotoğraf çektirip, profil fotoğrafı yapıyorlar. Metin Feyzioğlu kanun çıkaracak ya da kanun çıkarılmasını sağlayacak olan ülkenin Cumhurbaşkanı ile Meclis Başkanı ile görüşülüyor, kıyametler kopuyor.

10-12 DAKİKA KONUŞACAĞIM: HSK’nın yapısının da yine değiştirilmesi gerektiğini söylüyorum. Kürsüde siyaset yapan hakim de istemiyoruz, siyasetin etkisinde olan hakim de istemiyoruz. Kürsüde hukuk yapan hakim istiyoruz. Benim niyetim 10-12 dakikada bütün bu söylediklerimi orada söylemek niyetindeyim. Açılışta yapacağım konuşmanın ana fikri yargı reformudur, kuvvetler ayrılığıdır.

Haluk Dursun'un cenazesi İstanbul'a uğurlandı Siyaset AKP'li isimden başkanlık eleştirisi: Hata yaptık Siyaset AKP ile MHP arasında 'güzellik' krizi Siyaset Kılıçdaroğlu'ndan Bakan Ersoy'a taziye telefonu Siyaset