Mevlüt Çavuşoğlu New York Times'a yazdı: ABD ile anlaştık
Mevlüt Çavuşoğlu, Barış Pınarı Harekâtı'nı New York Times'a yazdığı makalede değerlendirdi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge oluşturmak için başlattığı Barış Pınarı Harekâtı'nı New York Times'a yazdığı makalede değerlendirdi.
Çavuşoğlu, "Amerikalı muhataplarımız bu güçlerinin sınırlarımızdan çıkarılmasını kabul etti ve hatta bir zaman çizelgesi üzerinde anlaştık. Ağustos'ta yapılan askeri görüşmelerde PYD/YPG'den arındırılan yerlerde güvenli bölge oluşturulması konusunda mutabık kalınmıştı ama ABD bunu uygulamadı ve bize bu terör grubu Suriye'de kendini güçlendirirken zaman kazanmaya çalıştığı izlenimi verdi." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, ''PKK/PYD/YPG, IŞİD'e karşı mücadelenin onlar olmadan sekteye uğrayacağı iddiasıyla uluslararası topluma şantaj yapıyor ancak o cani teröristlere karşı savaş sekteye uğramayacak, özellikle de müttefiklerimiz plana sadık kalır ve Türkiye ile iş birliği yaparsa. IŞİD'e karşı sahada askeri olan tek ülke biziz. IŞİD ve diğer terör örgütleriyle mücadele herkesin katkısıyla ve iş birliğiyle devam etmek zorunda" değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, New York Times gazetesi için Barış Pınarı Harekâtı'nın "neden gerekli olduğunu anlatan" bir makale kaleme aldı.
"Harekât Suriyelilerin güvenli ve gönüllü ülkelerine dönüşüne imkan sağlayacak"
Türkiye'nin, Suriye'nin kuzey doğusuna yönelik harekâtının Amerikan basınında "Kürtlere saldırı, IŞİD'e karşı mücadeleyi zayıflattığı ve ABD'nin müttefikleri karşısında güvenilirliğine zarar verdiği" şeklinde resmedilmesinin "dehşet verici" olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin ABD ile olan 67 yıllık NATO müttefikliğinin geçici, taktiksel olmadığını ve yanlış anlaşılmaların ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Çavuşoğlu, ''Türkiye sınırındaki terör tehlikesini ortadan kaldırmak ve ulusal güvenliğini sağlamak için bu harekâtı başlattı. Bu harekât, orada yaşayan Suriyelileri terör örgütlerinin tiranlığından kurtaracak ve Suriye'nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğine tehdidi ortadan kaldıracak. Böylelikle bu gelişmeler yerinden edilmiş Suriyelilerin güvenli ve gönüllü ülkelerine dönüşüne imkan sağlayacak" ifadesini kullandı.
"Türkiye sınırında bir terör koridoruna asla izin vermez"
"Türkiye'nin sınırında bir terör koridoruna asla izin vermeyeceğini" söyleyen Bakan Çavuşoğlu, "Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda olduğu gibi defalarca güvenli bölge oluşturulması çağrısı yaptığını ancak Amerikan güvenlik bürokrasinin YPG/PKK ile ilişkisini kesmediğini" söyledi.
ABD Savunma Bakanı da dahil Amerikan yetkililerin ABD, Avrupa Birliği ve NATO tarafından terör örgütü olarak tanınan PKK ile bağlantılı olduğunu kabul ettiğini belirten Çavuşoğlu, şu görüşlerini paylaştı:
"ABD ile bir zaman çizelgesi üzerinde anlaştık"
''Amerikalı muhataplarımız bu güçlerinin sınırlarımızdan çıkarılmasını kabul etti ve hatta bir zaman çizelgesi üzerinde anlaştık. Ağustos'ta yapılan askeri görüşmelerde PYD/YPG'den arındırılan yerlerde güvenli bölge oluşturulması konusunda mutabık kalınmıştı ama ABD bunu uygulamadı ve bize bu terör grubu Suriye'de kendini güçlendirirken zaman kazanmaya çalıştığı izlenimi verdi.
PYD/YPG dünyaya kendini IŞİD ile savaşan grup olarak tanıtıyor olabilir ancak aynı zamanda Türkiye'ye doğru kazdığı tünellerden PKK için patlayıcı madde kaçakçılığı yapıyor. Örgüt üyelerini IŞİD militanlarını Türkiye'ye sokmaya çalışırken yakaladık.'
"Bizim harekete geçmemiz gerekiyordu. Bazıları Suriye'deki Kürt nüfusun güvenliğinden endişe etti. Şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Türkiye Kürtlerle savaşmıyor. Bizim savaşımız teröristlere karşı. 'Türkler Kürtlere karşı' şeklindeki her türlü tasvir kötü niyetli ve yanlıştır. Kürtler bizim düşmanımız değil.
"PYD/YPG boyunduruğundaki Kürtler, Araplar ve Hıristiyanlar özgür kaldığında daha iyi durumda olacak. Dünya Süryaniler Konseyi ısrarlı şekilde bu noktaya değiniyor."
"Türkiye harekâta başlamadan önce her türlü tedbiri aldı"
Türkiye'nin harekâta başlamadan önce sivillere yönelik riskleri en aza indirgemek ve insani krizi önlemek için her türlü önlemi aldığını kaydeden Çavuşoğlu, son birkaç yıldır Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusundan Arap, Kürt ve Türkmen çok sayıda mülteciye ev sahipliği yaptığını belirtti.
Çavuşoğlu makalesinde şu ifadelere yer verdi:
"Türkiye'nin daha önceki harekâtlarını koalisyonun harap edilen Rakka operasyonuyla karşılaştırırsanız bizim terörle mücadele operasyonlarımızı ne kadar dikkatli yaptığımızı görürsünüz. Önceki harekâtlardan öğrendiğimiz dersler bu harekâtın daha da iyi olmasına yardım edecek. PKK/PYD/YPG, IŞİD'e karşı mücadelenin onlar olmadan sekteye uğrayacağı iddiasıyla uluslararası topluma şantaj yapıyor ancak o cani teröristlere karşı savaş sekteye uğramayacak özellikle de müttefiklerimiz plana sadık kalır ve Türkiye ile iş birliği yaparsa. IŞİD'e karşı sahada askeri olan tek ülke biziz. IŞİD ve diğer terör örgütleriyle mücadele herkesin katkısıyla ve iş birliğiyle devam etmek zorunda."
"IŞİD konusunda her ülke sorumluluk almalı"
Bazı Avrupa ülkelerinin IŞİD'e katılan vatandaşlarını geri alma konusunda isteksiz olduğuna değinen Çavuşoğlu, sorunu ötelemenin bir çözüm olmadığı ve bu ülkelerin kendilerine düşen sorumluluğu üstlenmeleri gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin, IŞİD ve diğer terör örgütlerinin yeniden ortaya çıkmayacağı hususunda teminat verdiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Suriyeli mültecilerin güvenli ve gönüllü geri dönüşlerinin dikkatli bir şekilde planlanması ve yönetilmesi gerektiğinin farkındayım ve bunun uluslararası hukuka uygun ve ilgili BM örgütleriyle iş birliği içinde yapılması gerek. Suriye birçok etnik kökenden insanın olduğu bir ülke ve Suriye krizine siyasi çözüm bulununcaya kadar uygulanabilir ve temsili yerel yönetimler kurulmalı. Türkiye, son operasyonunun ardından Kürtlerin çoğunlukta olduğu yerde bunu yansıtacak yerel yönetimler kurulmasına yardımcı oldu."
Çavuşoğlu, makalesini şöyle tamamladı:
"Biz milyonlarca mültecinin ger dönmesi için gerekli olan barışçıl koşulların yaratılması için inisiyatif alıyoruz. Hakim olan yanlış algının aksine harekâtımız sorunun insani boyutunun ele alınmasına, Suriye'nin birliğinin korunmasına ve siyasi sürece katkıda bulunacak."