Milliyet yazarı: Taliban zihniyetine sahip bir Afgan erkeği neden başka bir ülkeye sığınır?
Milliyet gazetesi yazarı Belma Akçura, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ve kadınlara hakaret eden, kendini 'gazeteci' olarak tanıtan Sunatullah Saadat'a ilişkin bir yazı kaleme aldı.
Milliyet gazetesi yazarı Belma Akçura, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ve kadınlara hakaret eden, kendini 'gazeteci' olarak tanıtan Sunatullah Saadat'a ilişkin olarak, "O halde sormak lazım. Şeriat isteyen, kadınları baştan aşağı kapatan, hayatlarını cehenneme çeviren, kız çocuklarının okula gitmesine engel olan, müziği yasaklayan, televizyonları parçalayan, kadınları sokak ortasında linç eden Taliban zihniyetine sahip bir Afgan erkeği neden başka bir ülkeye sığınma ihtiyacı duyar?" ifadesini kullandı.
Akçura yazısında, "Bu sorunun yanıtı yok. Ama bu çağ dışı düşüncelere yönelik tepkiler çığ gibi büyüyünce Sunatullah Saadat, 'Halkımın çok aşağılandığını düşündüm, o yüzden saçmaladım, özür dilerim' dedi. Oysa hiçbir özür, kadına bakış açısının ne kadar sorunlu olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Dolayısıyla Türkiye’nin gelen sığınmacıları ülkenin güvenliği ve geleceği açısından tartışması ırkçı bir davranış değildir. Sığınmacıların entegrasyon sürecini bilmek, buna göre önlemlerin alınmasını istemek ya da “eğitimlisi böyleyse eğitimsizi nasıldır' diye kaygılanmak, bir halkı aşağılamak demek de değildir." düşüncesini dile getirdi.
Akçura şu ifadeleri kullandı:
"Mesela nereden geldiği, kime hizmet ettiği, neden kaçtığı belli olmayan Afgan erkekleri yerine Ferhunde Melikzade’nin sığınma talebinde bulunmasını çok isterdim. Melikzade bir Afgan kadınıydı. 2015’te Kâbil’de sokak ortasında polisin gözü önünde linç edilerek öldürüldü. Bir türbenin önünde muska satan bir şarlatana karşı çıktığı için. Ferhunde toplanan kalabalık tarafından dövüldü, çatıdan atıldı, üzerinden arabayla geçildi ve yakıldı. Gazeteci olduğunu iddia eden, halkının Türkiye’de aşağılandığını düşünen Sunatullah Saadat, bu davanın peşine düştü mü merak ediyorum? “Gazeteci” Saadat arkadaşımıza bir insanın kendi ülkesi için mücadele etmesinin ne demek olduğunu da Mena Mangal’ı anarak hatırlatalım. Mena da bir gazeteci, Afganistan’da kadın hakları savunucusu bir gazeteci. Afgan kadını olarak Taliban’ın zulmüne karşı çıktı. Kız çocuklarının okula gönderilmesini savundu. İşe gitmek üzere araç beklerken motosikletli iki saldırganın ateş açması sonucu öldürüldü. Sosyal medya hesabından ölüm tehditleri aldığını yazsa da çok daha önemli bir şey söyledi: “Güçlü bir kadınım, ölümden korkmuyorum. Ülkemi seviyorum.”
Bir televizyonda haber spikerliği yapan ve bir tartışma programı sunan Malala Maiwand da sığınma talebinde bulunmadı. O da Afganistan’da kadın gazeteci olmanın zorluklarını dile getirse de bir sivil toplum aktivisti olarak ülkesinden vazgeçmedi. Arabasında uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.