'Montrö bildirisi'yle ilgili 5 soru 5 yanıt
104 emekli amiralin Montrö açıklaması, iktidar kanadında "darbe iması" içerdiği iddiasıyla tepki çekerken, savcılığın yürüttüğü soruşturmadan "darbe delili" çıkmadı.
Montrö Antlaşmasının tartışmaya açılması, sarıklı amiralin tekkede üzerinde üniforma ile namaz kılması, askeri yönergelerden Atatürk ilkelerinin çıkarılmasına karşı 104 emekli amiral, 3 Nisan gece yarısı bir açıklamaya imza attı.
İfade özgürlüğü kapsamında yapılan açıklamayı “darbe iması” olarak gören iktidar buna tepki gösterirken, amirallerin lojman ve koruma hakları geri alındı. Soruşturma başlatan savcılığın talimatıyla 10 emekli amiral evleri basılarak gözaltına alındı. 7 günlük gözaltının sonunda amiraller, adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Geride ise ”bildiri krizi”ne ilişkin sorular kaldı.
Ankaragazetecisi.com'dan Alican Uludağ, dosya üzerinden bu sorulara yanıt aradı. İşte 5 soru ve yanıtı.
1-) Montrö açıklaması fikri nasıl oluştu?
Dosyaya yansıyan bilgilere göre, açıklama yapma fikri ilk kez 26 Mart günü “ADMEK-2” isimli Whatsapp grubunda dillendirilmeye başlandı. İlk teklif emekli amiral Osman Metin Açımuz’dan geldi. Gruba “Sayın komutanlar… A kamarası olarak bir deklarasyon yayımlayarak bunu protesto edemez miyiz”, “Bence bir çok konuda sonsuz ve çok derin bilgisi olan eli kalemli, dili kelamlı arkadaşlarımız bir metin hazırlasın imzalayıp uygun bir yolla medyaya verelim” diye yazan Açımuz, sarıklı cübbeli amirali protesto için bir deklarasyon yayımlamayı önerdi. Grupta tartışılan bu öneriyle ilgili uzlaşma çıkmadı. TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Montrö’yü tartışmaya açması üzerine bu kez grupta Montrö konusu gündeme geldi. Bazı amiraller, ” ne zaman açıklamada bulunacağız, Boğaziçi öğretim üyeleri kadar olamadık, hala bir açıklama bekliyorum ” diyerek ısrarcı oldu.
2-) İlk açıklamayı kim kaleme aldı?
Tartışma sürerken emekli amiral Ergun Mengi, kendisinden yaşça büyük olan emekli amiral Işık Biren’i arayarak, “sarıklı amiral ile ilgili uzlaşı olmadığını, ancak üzerinde hassasiyetle durulan Montrö konusunda bir açıklama yapılıp yapılamayacağını” sordu. Biren’in olumlu yaklaşması üzerine Mengi, emekli büyükelçiler tarafından hazırlanan açıklama üzerinden Montrö konusunda bir taslak hazırladı. İlk taslak metin 28 Mart’ta ADMEK-2 grubunda paylaşıldı. “Denizci hassasiyeti” nedeniyle Montrö konusunu gündeme getirdiklerini belirten Mengi, ifadesinde buna ilişkin şunları anlattı:
“Büyüklerimizden bir amirali arayıp Montrö hakkında bir açıklama yapılıp yapılamayacağını sordum. O da yaz dedi. Bana yaz denmesiyle beraber açıklamanın daktilo memurluğu benim üzerime kaldı. Ben tamamen Montrö üzerine çok kapsamlı bir bilgi notu hazırladım ve whatsappa koydum. Haliyle ilk Montrö Bilgi Notunu kaleme alan benim. Yazarken büyükelçilerin yayınladığı metinden istifade ettim. Altında 1 Nisan tarihi kaldı. Bu konuda uzlaşının ancak 6 Nisan’a kadar olabileceğini düşünerek yayınlanacağı tarihi bu şekilde yazdım.”
3-)“Aksi halde” ibaresi neden eklendi?
Ergun Mengi’nin kaleme aldığı taslak grupta paylaşıldı. Bazı amiraller farklı önerilerde bulundu. Yapılan ekleme çıkarmalar sonucunda taslak toplam 11 kez değişti. Uzlaşılan yeni önerileri Mengi taslak üzerinden değiştirdi. Yazışmalara göre, iktidar kanadı tarafından “tehdit” olarak yorumlanan ve “aksi halde” ibaresiyle başlayan cümle, 3 Nisan günü saat 10.25’te metne eklendi. Ancak yazışmalarda bu ifadenin kimin önerisi ile eklendiği bulunamadı. Mengi ise bu ifadenin neden metne eklendiğine ilişkin, şunları kaydetti:
“Bu ifade bir önceki cümleyi açıklamaktadır. Bir önceki cümlede son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalardaki maksat sarıklı amiral, sarıklı kara harp okulu öğrencisidir. FETÖ’nün 15 hain darbe girişimine o tarihte görevde bulunan 55 amiralin 33’ü bilfiil darbeci olarak iştirak etmiştir. Amaç bu tehlikeli yapılanmaya yönelik endişenin yansıtılmasıdır. Benzer tehlikelerle karşılaşılmaması için böyle bir endişe dile getirilmiştir.”
4-)“Yüce Türk Milleti” önerisi kimin?
Açıklama metninde iktidar sözcüleri tarafından “darbe iması” olarak görülen “Yüce Türk Milletine” ibaresi de savcılık tarafından suçlama konusu yapıldı. Mengi, bu konuya “Yüce Türk Milletine ibaresi kimin tarafından teklif edildiği yazışmalardan çıkarılabilir, ancak benim ifadem olmayıp bir öneri üzerine eklenmiştir” dedi. Yazışmalara göre, bu ifadenin eklenmesi teklifi 2 Nisan akşamı 23.28’de emekli amiral İlker Güven’den geldi. Metne ise yine 3 Nisan günü yani duyurunun haberleştirildiği gün saat 11.14’te eklendi.
5-) Açıklama neden gece yarısı yayınlandı?
Taslak metinde açıklamanın tarihi 6 Nisan olarak yazılıydı. Ancak 3 Nisan gece yarısı duyurunun yayınlanması “darbe bildirisi” şeklinde iktidar tarafından algılandı. Bu konuya ifadesinde açıklık getiren Ergun Mengi, açıklamanın 6 Nisan yerine 3 Nisan saat 22.54’te yapılmasını “Duyurunun olgunlaşması için beklenirken, bir büyüğümüz ‘100’ü aştık duyuru olgunlaştı geç kalmayalım yayınlayalım demiştir. Bu kapsamda 6 Nisan beklenmeden bir amiralimiz tarafından basına verilmiştir. Burada özel bir kastımız yoktur” sözleriyle açıkladı.