Muhalefet yanıtsız kalan önergelere isyan ediyor

Muhalefet milletvekillerinin, iktidarı denetleme araçlarından en etkilisi olan yazılı soru önergelerinin pek çoğunun bakanlıklarca yanıtlanmaması veya içeriğinde yer alan ifadelerin Anayasa ve TBMM İç Tüzüğü’ne aykırı bulunarak iade edilmesine ilişkin tartışma devam ediyor.

Muhalefetin, sorulara yanıt alabilmek ve araştırma önergelerini TBMM gündemine getirebilmek için aykırı bulunan ifadeleri metinlerden ayıklayıp yeniden TBMM Başkanlığı’na sunduğu ortaya çıktı.

TBMM Başkanvekili Mustafa Şentop’un verdiği bilgiye göre, CHP’nin 26. Dönem’de bin 436, 27. Dönem’de 23 yazılı soru önergesi; HDP’nin 26. Dönem’de bin 239, 27. Dönem’de 62; MHP’nin 26. Dönem’de 67 yazılı soru önergesi iade edildi. Önergeleri en çok iade edilen ve yanıtlanmayan CHP, HDP ve İYİ Parti’nin grup başkanvekilleri şu açıklamaları yaptı:

‘Engellenen millet’

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç: TBMM’de vekillerin elinde yalnızca soru ve araştırma önergeleri kaldı. Vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu, kendileriyle ilgili alınacak kararların neden alınmadığını soru önergeleriyle sorulmasını istiyor. Soru önergelerindeki ifadeler, kafamızdan uydurduğumuz konular değil. Milletimizin merak ettiği soruları, milletvekilleri olarak TBMM Başkanlığı’na sunuyoruz. Bunlara cevap verilmiyor olması artık TBMM’nin, milletin Meclisi olmaktan çıkarılmak istenmesiyle ilgili. Yaptıklarımızı engellenmeye çalışırken, aslında engelledikleri milletimiz.

‘Geri dönüş olmuyor’

İYİ Parti Grup Başkanvekili Yavuz Ağıralioğlu: Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin temsilcileri Meclis’te değil. Dolayısıyla sorular vasıtasıyla kurumlardan yanıt almak istiyoruz. Sorulara geri dönüşler olmuyor, bazen yanıtların gelmesi 2-3 ay sürüyor, gündem geçmiş oluyor. Soru mekanizması muhalefetin iktidarı denetleme mekanizmasıyken, iktidar muhalefetten kaçmak için bunu bir mücadele stratejisi haline getirdi soruları cevaplamayarak. Meclis araştırma önergesi verdiğimiz her konuda yasa teklifimiz var.

HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen: Milletvekillerinin kürsü özgürlükleri sadece sesli konuşmaları değil doğrudan çalışmalarıyla da ilgilidir. Her sene yeni kısıtlamalar ve yeni geri çevirme gerekçeleri ortaya çıkıyor. Geçen sene “Kürt illeri” dediğinizde yadırganmıyordu, aynı iç tüzük aynı anayasa var. Bu sene “Kürt illeri” tabirini görmek istemiyor orada. Konunun esasını tartışmak mı önemli yoksa ondan vazgeçmi mi, ne yazık ki bu ikilemde kalıyoruz. Değiştirmek zorunda kalıyoruz Genel Kurul’a indirebilmek için. İşaretlenen kelimeleri çıkarıyoruz.