Muharrem İnce: Projemizin sihirli sayısı 29

Muharrem İnce’nin konuşmasından satırbaşları şöyle;

“İnsanların yeniden birbirini kucaklamasını istiyoruz. Onun için bana en büyük projen ne dediklerinde ‘En büyük projem huzur diyorum huzur’ topluma milletime huzur gelecek.”

“Laikler- anti laikler yok böyle bir tartışma, Kürtler – Türkler yok böyle bir tartışma, sağcılar – solcular yok böyle bir tartışma, aleviler – sünniler kapat böyle bir tartışmayı dedik. Bu barış sadece 81 milyonla barış değil dünyada barış.”

“Allah’ın izni, milletimin desteğiyle bunu gerçekleştireceğiz. Bu değişim rüzgarını her yerde görüyorum Kırcaali’de de gördüm bunu. Önce barış kucaklaşma. Farkındaysanız 4 Mayıs günü parti rozetini çıkardım. 81 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım dedim.”

“PROJEMİZİN SİHİRLİ SAYISI 29”

“Ekonomik olarak büyüyeceğiz üreten bir Türkiye. 15-29 yaş arasında 5 milyon gencimizin ne olduğu belli değil, ne yaptıkları okulda mı, kursta mı, işte mi bilmiyoruz. Kaydı yok bu gençlerimizin. Türkiye’yi kalkındırmak için bizim projemizin sihirli sayısı 29. Türkiye nüfusunun ortalaması. Böyle bir avantajımız var genç bir nüfusumuz var. Bu genç nüfusu iyi eğiteceğiz. Onlar Türkiye’de marka yaratan, gelişim diyen, bilişim diyen, kalite diyen, teknoloji diyen gençlerimiz olacak. Dindar bir gençlik olmalarında hiçbir sakınca yok ama kindar bir gençlik asla olmayacak. İşte bu gençlikle büyümemizi sağlayacağız.”

“FİNLANDİYA’DA EMEKLİ MAAŞLARI ARASINDA 2 KAT FARK VAR; TÜRKİYE’DE 9 KAT FARK”

“Adil bölüşeceğiz. En düşük emekli maaşı 840 lira, en yüksek emekli maaşı 6 bin 500 lira… Olmaz bu doğru değil. Finlandiya’da emekli maaşları arasında iki kat fark var. Türkiye’de 9 kat fark var. 9 kat fark olursa o ülkede eşitlik, adalet, barış olmaz.”

“Türkiye’nin yönü Ortadoğu çölleri olmaz. Türkiye’nin yönü Avrupa Birliği’dir.”

“MEYDANLARDA HER GÜN BİRİLERİNİ AZARLAYAN BİR CUMHURBAŞKANI DEĞİL…”

Yönetimimiz tek adam değil, her şeyi bilen adam değil, çocuk sayısına karışan adam değil, doğum yöntemine karışan adam değil, köprünün yerini kendisi belirleyen bir adam değil… Uzmanların mühendislerin belirlediği bir Cumhurbaşkanı. Dinleyen bir Cumhurbaşkanı. Meydanlarda her gün birilerini azarlayan bir Cumhurbaşkanı değil. Gençlere geleceği gösteren, ufku olan, vizyonu olan bir Cumhurbaşkanı. Yani tek adam ve yanındaki avanesi değil. Güçlü bir lider ve yanında akıllı bir takım. Yani ortak akılla ortak iyiyi bulmak hepimiz için. Onun için diyoruz ki Türkiye’de özgürlükçü, demokrasi yanlısı, bilime, hukuka inanan, geleceği öngören bir yönetim sadece Türkiye’dekileri değil; Kırcaali’deki akrabalarımızı, Gümülcine’deki akrabalarımızı hepsini mutlu edecek. Bölgeyi balkanları mutlu edecek.”

“SİZİN PARMAĞINIZA DİKEN BATSA BİZİM YÜREĞİMİZ YANAR”

“Sizler Bulgaristan’ın vatandaşısınız. Sizin göreviniz Bulgaristan’ı kalkındırmaktır. Bulgaristan’a vergi ödemektir. Bulgaristan’ın kurallarına uymaktır. Bulgaristan’ı gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarmaktır. Ama bunu yaparken yönetimine de ortak olmalısınız talip olmalısınız ve kimliğinizi de asla unutmamalısınız. Siz Bulgaristan vatandaşısınız doğrudur ama Türk ve müslümansınız. Sizin parmağınıza diken batsa bizim yüreğimiz yanar. Sizin ayağınıza taş değse bizim yüreğimiz kanar. Amacımız sizleri Türkiye’deki sıcak siyasete çekmek değil. Sizlerle dertleşmek hasret gidermek. Türkiye’de her şeyi böldüler sizi de bölmeye çalışıyorlar onu da biliyorum sakın bölünmeyin. Türkiye’de gönülleri böldüler, şehitleri bile böldüler. Yani şehit yakınları ayrı ayrı para alıyor. Böyle bir şey olamaz. Bizim bir olmamız lazım. Tekrar söylüyorum Türkiye’deki sıcak siyasetin sakın parçası olmayın. Siz burada kimliğinize, inancınıza, etniğinize herhangi bir müdahale olduğunda dik durun. Siz burada Bulgaristan vatandaşısınız. Tekrar söylüyorum burada yönetime ortak olmaya çalışın.”

“Türkiye’de, bölgede, dünyada barış… Bunu gerçekleştireceğiz. Yani geleceğin gençlerini her birlikte yetiştireceğiz. Türkiye’deki okullarda, üniversitelerde okuyan çocuklarınız olduğunu biliyorum. Size bir sözüm olsun fizik öğretmeni ve Cumhurbaşkanı adayı olarak, size bir söz veriyorum. İki yıl içinde hiçbir gencimizi hiç bir tarikat yurduna muhtaç etmeyeceğim. Bunu böyle bilin.”

“HEPİNİZİ 24 HAZİRAN’DAN SONRA ÇANKAYA KÖŞKÜ’NE BEKLİYORUM”

“Hepinize çok teşekkür ediyorum. Allah tuttuğunuz oruçları kabul etsin. Hepinizi 24 Haziran’dan sonra geldiğinizde Çankaya Köşkü’ne bekliyorum. Sağolun varolun…”