Nagehan Alçı en büyük kaygısını yazdı
Erdoğan’ın Avrupa Birliği açıklamasından sonra Nagehan Alçı, muhalefetin batı düşmanlığını devralmasından korktuğunu söyledi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa Birliği açıklamasından sonra Nagehan Alçı, muhalefetin batı düşmanlığını devralmasından korktuğunu söyledi.
Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Avrupa Birliği açıklamalarına ilişkin olarak, "Türkiye 2020’lerde özgürlüklerin ve insan haklarının önünü açacaktır. En başta Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Sayın Meral Akşener’den ricam Türkiye’nin yeniden Batı ile bütünleşme rotasına destek vermeleri. Cumhurbaşkanı bu güzel ve doğru sözleri söylüyor diye bir anda muhalefet yeniden Batı düşmanı olmamalı. En büyük kaygım şimdi de Batı düşmanlığı bayrağını muhalefetin devralması ihtimali." görüşünü savundu.
Alçı yazısında, "Kılıçdaroğlu ve Akşener parti teşkilatlarına inşallah hâkim olabilirler. Yoksa her iki parti içinde de Batı düşmanı bir damar var. İkisi de AB perspektifini savunan DEVA ve Gelecek Partisi de bu doğru sözleri Tayyip Erdoğan söyledi diye karşı çıkmak gibi bir yanlışı yapmamalı.
Hem Sayın Babacan hem de Sayın Davutoğlu’nun bu hataya düşme ihtimalinden çekiniyorum açıkçası. Çok fazla anti-Erdoğan bir duruşa kendilerini kaptırdılar. Elbette ulusalcılar yine Batı düşmanlığı yaparak hükümete saldıracaktır.
Onların ideolojik kimliğinin sebebi bu. Fakat özellikle özgürlükçü-sol çizgide olduğunu söyleyip AB fonlarından da destek alan medya organlarının tutumunu dikkatle takip edeceğim." düşüncesini dile getirdi.
Alçı, "Eğer sırf Erdoğan takıntısıyla, bu sözleri Tayyip Bey söyledi diye sürece takoz koymaya çalışırlarsa bu iyi niyetli olmadıklarını gösterir. Onları çetin bir imtihan bekliyor. Aynı hataya özgürlükçü-sol olması gereken çevreler çözüm süreci döneminde düştüler.
Bu haklı sürecin mimarı Erdoğan olduğu için sırf bu sebeple çözüm sürecini bitirmek için gayret ettiler. Türk solcuları ve maalesef bir kısım Türk burjuvazisi 7 Haziran sürecinde özellikle Selahattin Demirtaş’a gaz verdikçe verdiler.
Tecrübesiz ve toy bir siyasetçi olan Demirtaş da maalesef bu gaza geldi ve sonrasında hem çözüm süreci tarumar oldu hem de kendisi hapse girdi. Şimdi acı ve sıkıntıyı bu gaz veren Türk solcuları ve beyaz Türkler değil en başta Başak Hanım olmak üzere Demirtaş ailesi çekiyor." ifadesini kullandı.