Nagehan Alçı, koronavirüs salgınında Türkiye’yi bundan sonra nelerin beklediğini yazdı
"Dün devlet hastanelerinde ve özel hastanelerin çoğunda olağanüstü Korona toplantıları yapıldı. O toplantılarda neler konuşulduğunu araştırdım."
Koronavirüs için alınan tedbirleri başta abartılı bulduğunu belirten Nagehan Alçı, yaptığı araştırmalardan sonra bununla baş etmenin tek yolunun izolasyon olduğunu anladığını yazdı.
Koronavirüsle mücadele konusunda okurlara da önerilere bulunan Alçı, 'akıllı telfonlarla aranıza mesafe koyun' dedi.
Alçı'nın "Türkiye’yi bundan sonra ne bekliyor?" başlıklı yazısı şöyle:
İtalya tamamen karantina altında. Eczaneler ve marketler dışında açık hiçbir dükkan kalmadı. Hareket özgürlüğü askıya alındı. Vaka sayısı 15 binin üzerinde, bunlardan 1266’sı yaşamını yitirdi.
Çin yayılmayı önemli oranda yavaşlatmayı başardı ama hasar büyük. Can kaybı 3179, enfekte sayısı ise tam olarak hesaplanamıyor.
KORONA GÜNLERİNDE HAYAT
Madrid’de tüm restoran ve barlar kapatılıyor, bunu daha fazlası izleyecek. İspanya kabinesinde ikinci vaka görüldü. Keza Almanya’da da tedbirler aynı yönde ilerliyor. Fransa farksız. Birçok bölge karantina altında, okullar kapalı, ticari faaliyetler kısıtlandı, uçuşlar iptal.
ABD’de vaka ve ölüm sayısı artıyor, ülkenin genelinde acil durum ilan edildi. Avustralya İçişleri Bakanı ve Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun eşi pozitif çıktı. Tom Hanks’i duymayan yok zaten.
Bu liste böyle uzayıp gidiyor…
Dünya orta şiddette ama çok bulaşıcı bir virüse hazırlıksız yakalandı. Ebola 8 şiddetinde bir deprem idiyse Korona 4 şiddetinde ama yayılma hızı çok yüksek.
Ben alınan önlemlerin çok abartılı olduğunu ve bu önlemlerin ekonomiye zararının virüsün kendisinden daha ağır olduğunu düşünüyordum. Nitekim dünya ekonomisi son dönemlerin en büyük krizi ile karşı karşıya.
İZOLASYONDAN BAŞKA YOL YOKMUŞ!
Ancak iki gündür aralıksız İtalya ve Fransa’da hastanelerde ve sokaklarda yaşananları inceleyip, bilimsel makaleleri okudum, güvendiğim tüm doktor tanıdıklarımla konuştum ve şunu gördüm: Bu virüsü durdurmak için hayatı bir süreliğine dondurmak dışında bir yol şu aşamada kesinlikle yok!
Dün devlet hastanelerinde ve özel hastanelerin çoğunda olağanüstü Korona toplantıları yapıldı. O toplantılarda neler konuşulduğunu araştırdım. Size hem o bilgileri hem de İtalya ya da İran gibi olmamak için çok hayati bulduğum birkaç öneriyi anlatacağım…
Ülke çapında 6 noktada Korona testi yapılıyor. Ankara ile başladı, şimdi İstanbul, İzmir, Adana, Bursa ve Samsun’da da var. Sağlık Bakanlığı’na sordum. İhtiyaç olursa 81 ilin tamamında bu testi yapacak teçhizatlı halk sağlığı merkezleri varmış.
TESTLER NASIL YAPILIYOR?
Özel hastanelerde bu aşamada yapılamıyor, isteyen herkes de yaptıramıyor. Şüpheli vakayı doktor tespit ettikten sonra hastane numuneyi gönderiyor.
Korona testi aynen İnfluenza testi gibi boğaz ve burundan süprüntü alınarak yapılıyor ve 24-48 saat arasında sonuçlanıyor.
Sağlık Bakanlığı dün bu salgınla mücadele için 6. Kılavuzu yayınladı. İlk kılavuzda yalnızca Çin’den gelen ve belli şikayetleri olanları şüpheli kapsamına alan bakanlık dün herhangi bir yurtdışı öyküsü olmasa da ateş, kuvvetli öksürük ve solunum zorluğu olan herkesi bu kategoriye soktu. Bu zatürre belirtisi gösteren herkes anlamına geliyor.
Sükuneti elden bırakmadan önümüzdeki günlerde yaşanabilecekleri planlamak çok çok önemli. Şu aşamaya kadar mükemmele yakın bir performans sergiledi Türkiye. Sağlık Bakanlığı saat gibi çalışıyor, yetkililer soğukkanlı ve somut direktifler veriyorlar.
İTALYA’DA NİYE BU KADAR YAYILDI?
Mesela İtalya’da yöneticiler benzer önerileri yeterince kuvvetli bir dille anlatamadılar, insanlar salgın henüz başlangıç aşamasında iken kendilerini izole etmeyip sosyal hayatlarına çoğunlukla devam ettiler ve 10 gün içinde rakamlar tavan yaptı.
Sevgili okurlar birçok kıymetli tıp doktoruna aynı soruyu yönelttim: Bu salgının diğerlerinden farkı ne?
Şu: Enfekte olanların yaklaşık yüzde 75’i hafif semptomlarla ayakta atlatıyorlar Korona’yı. Dolayısıyla bu virüsü aldıklarını bilmiyorlar. Vakaların sadece yaklaşık yüzde 25’i hastaneye gitme ihtiyacı hissediyor, ölümler de o yüzde 25’in içinde küçük bir yüzde. Yani bugün konuştuğumuz rakamlar enfekte sayısının kat kat altında. Bu, rakam olarak korkutucu olsa da ölüm riski açısından çok daha hafif bir tabloya işaret ediyor.
AVRUPA’DA PEAK NOKTASINDA, BİZDE BAŞLANGIÇ AŞAMASINDA
Korona çok bulaşıcı bir virüs ancak bulaşıcılığı uzak mesafelere uzanabilmesinden değil yüzeylerde uzun süre kalabilmesinden kaynaklanıyor. Havadan bulaşma riski çok fazla değil esasen. 5 metreye kadar havadan geçebilen virüsler varken Korona ağır olduğu için ancak 1 metre uzağa gidebiliyor. Sonrasında düşüyor. Ancak esas tehlike temas yolu. Hepimizi el yıkama manyağı yapan uyarıların sebebi bu.
AİLEYE YAKIN, SOSYAL MEDYAYA UZAK
Bu virüsün gelişimini bir çan eğrisi gibi düşünmeliyiz. Bu eğriyi ciddi anlamda aşağıda tutmak için izolasyon izolasyon izolasyon! Mümkün olduğunca kendimizi kapatacağız. Ah bir de şu telefonları elden biraz bıraksak… Bu çok önemli bir uyarı sevgili dostlar… Zira sosyal medya her konuda olduğu gibi bu konuda da paranoyaları ve komploları besliyor. Sükuneti kaybetmeyi kolaylaştırıyor… Aman! Bir süreliğine sokaklar kadar akıllı telefonlarla da aranıza mesafe koyun… O telefonları sadece haberleşme aygıtı olarak kullandığınız zamanları anımsayın.
Belki de bu vesile ile evlerde yeniden aile içi sohbet etmeyi hatırlayıp, dış dünya değil yalnızca birbirimizle iletişim kurduğumuz eski günleri yakalayacağız…
Çin’de salgın aşağı doğru seyrediyor, Avrupa’da peak noktasında, ABD’de yukarı seyir başladı, Türkiye’de ise başlangıç seviyesinde. Dolayısıyla bunun gelişim aşaması olacağını bilelim. Bu aşamayı kontrol etmek için yavaşlamakla kalmayıp, bir süreliğine duralım.