'Namussuz virüsün beklediği tek ortam: Ulusal bayram kutlamaları!'
Sözcü yazarı Emin Çölaşan, iktidar kanadının 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını koronavirüs salgınını bahane göstererek yasaklamasını eleştirdi.
Sözcü yazarı Emin Çölaşan, iktidar kanadının 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını koronavirüs salgınını bahane göstererek yasaklamasını eleştirdi.
Çölaşan, "Aslında bu virüsün çok sinsi olduğu anlaşılıyor! İktidar tarafından düzenlenen kalabalık törenlerde kendini hiç göstermiyor, hiç kimseye bulaşmıyor. Örneğin Ayasofya'nın cami yapılması törenine taşınan on binlerce kişiye bulaşma riski yok" diye yazdı.
Çölaşan, "Düzmece toplu açılış törenlerinde de durum aynı, ama o namussuz virüsün beklediği tek bir ortam var… Ulusal bayram kutlamaları ve iktidardan yana olmayan her çeşit gösteriler! Pusuda bekleyen sayın virüs işte o ortamlarda ortaya çıkıyor, bulaşıyor, yapacağını yapıp gidiyor" ifadelerini kullandı.
Emin Çölaşan'ın Sözcü'deki yazısı şöyle:
Sevgili okurlarım, bugün Cumhuriyet'imizin 97. yıldönümü… Atatürk'ün “En büyük bayramdır, kutlu olsun” dediği ulusal bayram.
Çok güzel de bu büyük bayram için bu günlerin koşullarında nasıl kutlu olsun diyeceğiz!
Bir ulusal bayram düşünün ki, diğer bayramlarımızda olduğu gibi kutlanması yasak!
Sadece resmi protokol tarafından kutlanabilecek. Hükümetin talimatı yine bu doğrultuda çıktı.
Halkın kutlaması sadece korsan kutlamalardan oluşacak!
Biliyorsunuz ya, ortalıkta korona salgını kol geziyor. O kutlamalarda ahali kalabalık olur, virüs bulaşır, yeni durumlar ortaya çıkabilir.
★★★
Aslında bu virüsün çok sinsi olduğu anlaşılıyor!
İktidar tarafından düzenlenen kalabalık törenlerde kendini hiç göstermiyor, hiç kimseye bulaşmıyor. Örneğin Ayasofya'nın cami yapılması törenine taşınan on binlerce kişiye bulaşma riski yok.
Düzmece toplu açılış törenlerinde de durum aynı,
Ama o namussuz virüsün beklediği tek bir ortam var…
Ulusal bayram kutlamaları ve iktidardan yana olmayan her çeşit gösteriler!
Pusuda bekleyen sayın virüs işte o ortamlarda ortaya çıkıyor, bulaşıyor, yapacağını yapıp gidiyor!
★★★
Sevgili okurlarım işin şakası bir yana, en büyük ulusal bayramımızın nasıl ve hangi ortamda sözüm ona kutlandığına bir kez daha bakmakta yarar var.
-Ülke ekonomi açısından çökmüş durumda.
-Dış politikada çuvalladılar, yedi cihanı Türkiye'ye düşman ettiler. Şu fani dünyada yapayalnız kaldılar! İşleri güçleri yabancı devlet adamlarına hakaret etmek, tehditler savurmak.
-Cumhuriyet'in temeli olan ‘Akılcılık ve Bilimin' rehber edinilmesi ilkesini çiğnediler.
★★★
Cumhuriyet'in 97 yıl öncesinden bu yana geçerli olan bütün temel ilkelerini de çiğnemekten utanmadılar.
-Milliyetçilik.
-Halkçılık.
-Lâiklik.
-Devletçilik.
-Devrimcilik.
-Cumhuriyetçilik.
Devleti ve milleti kendileri ve yandaşları için çalışan bir pazarlama şirketi olarak gördüler.
Hem pazarlama şirketi, hem de memelerinin bütün sütünden başkalarına bir yudum olsun vermedikleri sağmal inek!..
★★★
Ekonomiyi çökertmeyi başardılar!
1923 yılında Cumhuriyet kurulduğundan beri, Türk Milleti olarak en sıkıntılı günleri yaşıyoruz.
İşin daha da utandırıcı yanına da burada birkaç cümleyle değinmek gerekir.
Her şeyleri ve bütün masalları “Yapacağız, edeceğiz (!)” edebiyatı üzerinden sürdürülüyor.
“Hele bekleyin 2023'ü, işte o zaman 100. yılda hedeflerimize ulaşmış olacağız” palavrası şimdi bunların başarısızlık gerekçesi oldu!
★★★
Atatürk'ün kurduğu Diyanet derseniz siyasetin göbeğine oturtuldu ve bu iktidarın sığınma kapısı oldu.
Cumhuriyet'in akıl ve bilim kapısını mahvettiler.
Atatürk düşmanlığını ilkokullara kadar yaymaya kalkıştılar ama Türk Milleti bunları yutmadı, “Mustafa Kemal'in askeri” olmaktan ödün vermedi.
Ben şimdi çok merak ediyorum…
Diyanet, bugün Cumhuriyet Bayramı nedeniyle acaba zahmete girip bir mesaj yayınlar mı!
Başkomutan Atatürk'ün adını anar mı!
★★★
Türk ordusunu sünnet ettiler…
Ortalıkta artık “Asker” yok.
Yakın zamana kadar her ulusal bayramda geçit törenleri düzenlenir, hep birlikte gururla ve onurla izlemeye koşardık.
Milyonlarca insanımız Onuncu Yıl Marşı'nı, İzmir Marşı'nı hem de duygulanarak söylerdi.
Artık o marşlar da var ama yok. Unutturmak için ellerinden geleni yaptılar ve bundan sonra da yapacaklar.
Şimdi artık her şey, ordumuzun geçit törenleri bile yasak.
★★★
Cumhuriyet'in 97. yılı bugün göstermelik protokol törenleri ve bizi yönetmekte olanların göstermelik mesajlarıyla kutlanacak.
İlkelerini tek tek yok etmeye kalkıştıkları Cumhuriyet!
Yine de “Bayramımız kutlu olsun” diyelim mi?
Diyelim çünkü o bizim kalıcı bayramımızdır.
Yarın bunlar gider başkaları gelir ve bir bakarız ki her şey değişmiş.
Güzel yarınlara hazırlıklı olalım.