Necati Doğru: Necati'ye FETÖ vidası tutmaz

Abone ol

Sözcü yazarı ve FETÖ'cülükle suçlanan gazeteci Necati Doğru hakkındaki iddiaları köşesine taşıdı ve "Tutkalla yapıştırsan.404 kullansan.Japon yapıştırıcı sürsen.İnsanlar yine de inanmaz." ifadelerini kullandı.

Sözcü gazetesi yazarları Emin Çölaşan, Necati Doğru'nun ve bazı yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 5 isme 'FETÖ'ye yardım' davası açıldı. Yazar ve çalışanların 15 yıla kadar hapisleri isteniyor.

Davaya tepkiler çığ gibi büyürken, Sözcü yazarı Necati Doğru sessizliğini bozdu.

Necati Doğru'nun bugünkü yazısı şöyle:

Gazetecilerin tek işi başkalarının başına gelenleri takip edip, haber yazmaktır. Bu kez, hiç istemediğim halde, ben de haber oldum. Gazetelerde, TV'lerde birinci haberler arasına girdim. Bu yüzden izin verin ve bağışlayın, kendimden bahsedeyim.
Besmele çekmeyi bilirim.
Ama camiye gitmem.
Beş vakit namaz kılmam.
Oruç tutmam.
Hacca gitmeyi hiç düşünmedim. Fitre zekat vermem. Tek kuruş vergi kaçırmam. Ahlakımı ve vicdanımı yüksek tutmaya çalışırım. Param var, çalıştığım gazetelerde (9 patron değiştirdim) maaşım hep iyi oldu ama bir paltoyu 6 yıl giyer, bir takım elbiseyi 4 yılda eskitirim. Isıtma masrafı az olsun diye oturduğum evleri hep küçük tutarım. Kumar bilmem. Meyhaneye üç-beş ayda bir dostlarımla giderim. Nefsimin köpeği olmamaya çalışırım. Egomu tamamen sıfırlamak istiyorum ama tam başaramıyorum. Yazılarımda haksızlığa uğrayanı, emeği, emekçiyi, çalışanı savunurum. Emeğin hakkını sermayenin hakkından çok üstte görürüm. Türk Bayrağı'na bağlıyım. Ben Türk anadan ve Türk babadan Ağrı doğumluyum, Adana'da büyüdüm, İstanbul'da üniversite bitirdim. Vatanın bölünmesini hiç içime sindiremem. Türk ile Kürt'ün ebediyen kardeş kalmasını isterim. Ayrılıkçı Kürtlerin ABD'nin ve AB'nin kucağına itilmesine bakar üzülürüm. Yeşile, ağaca, çiçeğe saygılıyım. Doğanın üç kuruş servet uğuruna ve insan egosunu tatmin yolunda yok edilmesine çok hayıflanırım. İstanbul'dan otomobille 2 saat uzaklıkta 4 dönüm bahçem var, içinde her çeşitten 102 ağaç, hepsini ben diktim, yetiştirdim, bahçede her gün 1 saat mutlaka çalışırım; bel bellerim, çim biçerim, fidan dikerim, ağaç budarım, çiçekleri sularım. Her mevsim kendi meyvemi yiyorum. Hayvanların, börtü böceğin, arının ve kuşların, yılanın ve solucanın tabiatta insan kadar yaşama hakları olduğuna inanırım. Bir köpeğim bile var. Sokaktan geldi, benim bahçeye sığındı. Adı Şirin. Kızımın da iki kedisi birden var. Onların adı ise Nokta ile Virgül.

★★★

Şimdi biri çıksa!
Yukardaki özet biyografiye baksa, “Necati ateisttir” dese. Bu damga bana yapışır. İnsanlar inanabilir.
“Necati deisttir” dese.
Bu damga da bana yapışır.
İnsanlar inanır.
Necati, solcudur dese.
Necati, komünisttir.
Necati, laiktir.
Necati, Atatürk'ü tutar, Cumhuriyeti savunur dese. Bu damgaların hepsi bana yapışır. İnsanlar inanır. Ama biri çıkar da Necati hırsızdır, Necati hortumcudur, Necati tetikçidir, Necati egemene boyun eğer, Necati iktidarın düdüğünü çalar dese bu çamurlar bana yapışmaz. Hele hele bir savcı çıkar, bir iddianame yazar “Necati FETÖ'cüdür” derse bu iftira bana vız gelir, tırıs gider.
Tutkalla yapıştırsan.
404 kullansan.
Japon yapıştırıcı sürsen.
İnsanlar yine de inanmaz.
Necati'ye FETÖ vidası tutmaz.

★★★

Hukuk fakültelerinde okuyan çocuklarımıza “adaletin tam ve eksiksiz tecelli etmesini” öğretmiyorlar da “desise ve hile yapma” dersi mi okutuyorlar? Savcı, benim üç yazımı (Naylon Darbe- 12 Gün- Ankara'da İne Girme Manzaraları) seçmiş bu yazılardan hareketle “FETÖ örgütü üyesi değil ama bilerek ve isteyerek yardımcı oldu” damgasını vuruyor. Ve en çok da darbe teşebbüsü gecesi, henüz ne olduğu net anlaşılmamış saatlerde, yazılmış ve ertesi günün gazetesine ucu ucuna yetiştirilmiş “Naylon Darbe” başlıklı yazımı delil olarak gösteriyor.
Yazı arşivde duruyor.
Herkesin bilgisayarı var.
“Naylon Darbe- Necati Doğru” yazın önünüze gelir, okuyun, görün. Yazının tamamı; darbeye kalkışanları yerden yere vuran, darbeye karşı direnen halkı yücelten, öven bir anlatım. Savcı, yazının ana fikri olan “darbeciyi kınama-darbeye karşı duran halkı yüceltme” kurgusunu görmüyor. Tıpkı filmlerde istenmeyen karelerin buzlandırılıp (örneğin içilen sigara) gizlenmesi gibi buzlama yapıyor. Yazının içinde o lanet geceyi anlatan ve “Halkın gücü sinmedi. Tankların üstüne çıktı. Demokrasi kazandı” cümlelerini kapatıyor, gizliyor, saklıyor, buzlandırıyor. “Bu darbe girişimi naylona benziyor, sen kalk TRT'de bildiri okut. Sen kalk tankla TOMA' yı tokuştur. Başarısız darbe yap. Kabak gibi tutuklan” türünden anlatımları ise cımbızlıyor, iddianameye cımbızladığını yazıyor. Yazımdan cımbızlama cümle çıkartarak bana karşı ve mahkemenin hakimine karşı hile kuruyor. Hukuk fakültelerinde çocuklarımıza “hile yapma dersi” mi öğretiliyor?

Yazıyı Sözcü'de okumak için TIKLAYIN

Fatih Portakal: Başıma bir şey gelirse... Medya RTÜK, denetleme bahanesini buldu Medya Yılmaz Özdil: Özellikle asrın liderimiz okusun Medya Gazeteci Ece Sevim Öztürk: 3 ay boyunca tecritteydim Medya