Numan Kurtulmuş Sözcü'ye konuştu: 'Söylentilerin gerçekle ilgisi yok'
Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, Elazığ deprem bölgesinde AKP'li Numan Kurtulmuş'un izlenimlerini dinledi.
Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, Elazığ deprem bölgesinde AKP'li Numan Kurtulmuş'un izlenimlerini dinledi.
Öztürk, Numan Kurtulmuş'un "Orası particilik, siyaset yapılacak yerler değil. Orada can pazarı vardı. Bazı belediyelerin yardım yapmasının engellendiği söylentilerinin de gerçekle hiç ilgisi yok. Öyle şey olur mu?" diye konuştuğunu aktardı.
Saygı Öztürk'ün 29 Ocak 2019 tarihli Sözcü gazetesinde yayımlanan "Türk-Kürt kardeşliğini bozmak isteyenlere karşı uyanık olalım" başlıklı yazısı şöyle;
Elazığ ve Malatya'da “Geliyorum” diyen deprem geldi ve 41 vatandaşımız hayatını kaybetti. Acılar bizi birleştiriyor, siyasi partiler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, dernekler hiçbir ayrım yapmadan deprem bölgesine yardım için çaba gösteriyor. İlk günden bu yana bakanların bölgede bulunması da aksaklıkların daha kısa sürede giderilmesini sağlıyor.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da, deprem bölgesine gitti, yapılan çalışmaları yerinde gördü. Vatandaşlara başsağlığı dileğinde bulundu, onların isteklerini, şikayetlerini dinledi. Dönüşte, kendisinden deprem bölgesi izlenimlerini dinledim. İşte, Numan Kurtulmuş'un anlattıklarından bölümler:
CAN PAZARI
“Deprem haberinden sonra devletin ilgili birimleri hemen harekete geçti. Çevre illerden arama-kurtarma ekipleri, ambulans, itfaiye araçları gönderildi. Etkin bir çalışma ortaya konuldu. Belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının çalışma ortamı da sağlandı. Orası particilik, siyaset yapılacak yerler değil. Orada can pazarı vardı. Bazı belediyelerin yardım yapmasının engellendiği söylentilerinin de gerçekle hiç ilgisi yok. Öyle şey olur mu?
Gittiğimde, sahada gördüğüm arkadaşlar uykusuz ve yorgun olmalarına rağmen herkes üzerine düşeni yapmak için çırpınıyordu. Sağlık personeli arasında 3 gündür uyumadan hizmet yürütenler olduğunu biliyorum. Fedakarca çalışıyorlar. 82 milyon vatandaşımız acıyı paylaşma becerisi gösterdi.
KALBİ KARA OLANLAR
Ama, özellikle sosyal medya üzerinden kara kalpli insanların kara propagandası da oldu. ‘Elazığ Kürt şehridir. Onlara niçin yardım yapılıyor? Orada bulunan Suriyelilere niçin destek veriliyor?' gibi maalesef üzücü paylaşımlara da tanık olduk. Az da olsa bu tür olumsuzluklara karşın oradaki çabalar Türk-Kürt kardeşliğinin somut örneği oldu. Başarılı bir koordinasyon yürütülüyor. Üç bakanımız ilk günden bu yana orada.
Ölülerimizi çıkardık, taziyeleri tamamlandı. Yaraların sarılması için bütün kuruluşlar teyakkuz halinde. Her bakanlık, her birim üzerine düşeni yapıyor. Aç ve açıkta kimsemiz yok. Bundan sonra da olmayacak. Evet, yıkılan ev az ama ağır hasarlı binden fazla ev var. Evsiz kalanlara kira yardımı başladı. Eşyaları da enkaz altında kalan vatandaşlarımıza eşya alabilmeleri için 30'ar bin lira destekte bulunacağız. Yüksek ve etkin koordinasyonla Elazığ'ın ayağa kaldırılması için her şey yapılacaktır.
ESKİLER YENİLENMELİ
Anadolu'da bir çok ilimiz deprem kuşağının üstündedir. Bununla ilgili olarak yapılması gereken çok şeyler var. Tehlikeyi ancak koordinasyonla, neler yapılması belirlenerek söndürmek durumundayız. Dikkat edilirse. Kentsel dönüşüm yapılan konutlarda hasar olmadı. Bunu da dikkate alıp eski yerleşim yerlerinin hızlı bir şekilde yenilenmesine ağırlık vermek durumundayız. İstanbul'da da yolların, köprülerin takviye edilmesine devam edilecek. En öncelikli mesele, yıkılmaya meyilli binaların yenilenmesini teşvik etmektir.”
“CAMİDE İSİMLERİ SÖYLENSİN”
Elazığ-Sivrice'de ilginç bir manzara vardı. Önceki depremlerde evleri yıkılanlar için yaptırılan deprem konutlarına insanlar taşınmamış, eski evlerini onarmışlardı. Bu kez yıkılan eski evler değil, vatandaşın oturmadığı deprem konutlarıydı.
Numan Kurtulmuş, yakınlarını kaybeden bazı aileleri ziyaret etti. Başsağlığı dileğinde bulundu. Bunlardan birisi de baba Meriç Dişli' ydi. O, depremden 10 dakika önce evden çıkmıştı. Eşi Pınar, 12 yaşındaki oğlu Miraç enkaz altında kalmıştı. Numan Kurtulmuş ziyarete gitti ve aralarında şu konuşma geçti:
– Bizden bir isteğiniz var mı?
– Benim dünyam yıkıldı. Sizden tek isteğim Cuma namazında karımın ve çocuğumun adı söylenerek onlara camide dua edilmesidir.
Numan Bey, Ankara'ya döndüğünde, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ı aradı, vatandaşın dileğini iletti. Erbaş da, Cuma namazında Pınar ve Miraç'ın isimlerinin yanı sıra hayatını kaybedenler için dua edilmesi için Elazığ Müftüsü'ne talimat verdi. Numan Kurtulmuş'un, Başkan Erbaş'tan bir isteği de şu oldu:
“Ne yazık ki bazı çevreler ‘Kürtlere, Suriyelilere niçin yardım yapılıyor?' yolunda kara propagandalar yapıyor. Bunlara karşı birlik, beraberlik, kardeşlik vurgusu yapılmasına ihtiyaç var.”
DOĞUM GÜNÜNDE ÖLDÜ
Bir annenin gözyaşı akarken, başsağlığı dileğinde bulunan Numan Kurtulmuş'a söylediği de yürekleri dağlıyordu. Çünkü, Semanur o sabah 14 yaşına girecekti. Anne Sevim Cambaz, “Onu doğum gününde toprağa verdik” diyordu.
İşte, böyle acılara tanık olundu. Herkes parti ayrımı gözetmeden el ele, gönül gönüle çalıştı, çabaladı. Bazıları, 16 Ağustos 1999 depreminde bir şey yapılmadığını söylüyor. Marmara bölgesini etkileyen o depremin vurduğu alanla, yerle bir olan bina sayısıyla Elazığ'ı karşılaştırmak da hiç doğru değil. Köprülerin uçtuğu, yardımların gidemediği saatlerin tanığıyım. O günlerde de çok şeyler yapılmıştı. Dileğimiz, benzer olaylar yaşanmadan, önleminin şimdiden alınmasıdır.