'O mektuptan sonra ipin ucu çekilseydi, belki de 15 Temmuz hiç olmayacaktı'

Abone ol

Gazeteci Barış Terkoğlu, emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın şimdiki Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler'e 17-25 Aralık'ın hemen ardından yazdığı mektubu köşesine taşıdı; "İpin ucu çekilseydi, belki de 15 Temmuz hiç olmayacaktı" dedi.

Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, Gerçek Gündem Haber Müdürü Sami Menteş'le birlikte kaleme aldıkları ve 28 Şubat döneminde yaşananları, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın ölümünün ardından açılan davada neler olduğunu anlattıkları “Çetin Doğan’ın gözünden 28 Şubat - Size Yalan Söylediler” kitabından bir detay paylaştı.

'Teamüllere aykırı olarak, 2013 yılında Genelkurmay Adli Müşavirliğe getirilen Muharrem Köse'nin 28 Şubat davasına nasıl yön verdiğini söz konusu kitapta ele aldıklarını söyleyen Terkoğlu, "15 Temmuz’dan sonra, FETÖ gerekçesiyle hüküm giyen Köse, kumpas davalarının TSK’daki ayağı gibiydi" ifadesini kullandı. Ardından şunları kaydetti:

"İşte Çetin Doğan, kitaptan sonra, bugüne kadar paylaşmadığı bir detayı mektupta anlatıyordu:

'Kitabınızda yer alan anekdot bana, 2013 yılında, Sincan Cezaevi’nde iken, el yazısı ile, dönemin Genelkurmay II. Başkanı Sayın Yaşar Güler’e yazdığım ‘kişiye özel’ mektubu anımsattı.'

Güler’in bugün Genelkurmay Başkanı olması, mektubu daha ilginç kılıyordu:

'Mektubun içeriğinde, Genelkurmay Adli Müşavirliği’nin Savcı Bilgili ile işbirliği yaptığını, bazı belgelerin tahrif edildiğini, belgelerle kanıtlayarak, durumu doğrudan incelemesini rica etmiştim.'

Peki, mektubun akıbeti?

Doğan şöyle yanıt vermiş:

'Kısa bir süre sonra, mektubu götüren avukat, Genelkurmay Adli Müşavirlik’ten aranarak görüşme talep edilmişse de sonradan görüşmeden imtina ediliyor.'

Peki, Doğan’ın Güler’e ilettiği o mektupta ne yazıyordu?

KİŞİYE ÖZEL MEKTUP

Neyse ki örneği bir yerlerde saklanmıştı.

30 Aralık 2013 tarihli mektup, "Değerli Paşa Kardeşim" hitabıyla başlıyor ardından bir sitem içeriyordu:

'Yüzlerce muvazzaf ve emekli Türk subaylarının yargılandığı ‘yüce’ Türk yargısının düştüğü halleri gördükçe, ‘iş adalete intikal etti biz müdahil olmayalım’ söylemine hala sıkı sıkıya bağlı olduklarını söyleyenlere söz bulmakta zorlanıyorum. Bununla beraber, hukukun hiç geçerli olmadığı görülen siyasi davalar ve davalılarla araya mesafe koyup, ‘tarafsızlığını’ ilan eden kurum ve kişilerden bir beklenti içerisinde olmadığımı özellikle belirtmek isterim.'

Çetin Doğan, emekli bir orgeneral değil, sıradan bir vatandaş olarak yazdığını söylediği mektupta, Yaşar Güler’e, Genelkurmay Adli Müşavirliği’nin kuşkulu durumunu aktarmış. Meselenin hassasiyeti nedeniyle, kuruma değil, "kişiye özel" mektup yazdığını söyleyen Doğan’ın satırlarının sonunda şöyle bir not var:

'Yarın parmaklıklar ardında 5. Yılbaşını kutlayacağım. Doğrusu bu, bana ‘şaka’ gibi geliyor. Umarım, yurtseverlerin yakılarak tüketilen ömürleri, ülkemizi aydınlık yarınlara taşır.'

Doğan, mektubu ekinde 11 sayfalık bir de bilgi notu da hazırlamış. Bu bilgi notunda 28 Şubat davasına konu olan dijital belgelerdeki sahtelikleri anlatırken, Genelkurmay Adli Müşavirliği’nin bunun açığa çıkmaması için nasıl çabaladığına örneklerle yer verilmiş.

AKAR’A DA ANLATILDI

Bugünkü Genelkurmay Başkanı’na 17-25 Aralık’ın hemen ardından yazılan mektuptaki ipin ucu çekilseydi, belki de 15 Temmuz hiç olmayacaktı. Zira, darbe girişimine giden süreçte, Genelkurmay’daki aynı ekip, benzer bir şey yaptı. Kumpas davalarda, sanıklar aleyhine nasıl çalıştıysa, TSK’daki FETÖ’cülerin soruşturmalarında bu kez şüphelileri korudu."

Kulis: Ali Koç ve Ekrem İmamoğlu bir araya geldi, yaşananlar masaya yatırıldı Güncel Doğudan batıya valilik yasakları: 'AKP artık yönetemiyor, hak arayan yurttaştan korkuyor' Güncel Ankara'da yabancı uyruklu şahıs patronunu öldürdü! Güncel İlber Ortaylı A Haber'e konuk oldu: Türkiye'nin mülteciye ihtiyacı var Güncel