Odunpazarı Belediye Başkanı Kurt: Dayanışmayı bile kendi tekellerine almak istiyorlar

Abone ol

Evrensel'e konuşan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, iktidarın dayanışmayı dahi kendi tekellerine almak istediğini söyledi ve ne olursa olsun yardımlara devam edeceklerini anlattı.

Türkiye 11 Mart’tan beri Kovid-19 (koronavirüs) ile mücadele ediyor. Bu dönemde yerel yönetimlerin önemi bir kez daha ortaya çıktı. Temizlikten, dezenfeksiyona, sosyal yardımlara kadar birçok alanda hizmet veren yerel yönetimler, birçok sorunla yüz yüze geldi.

Hükümet, CHP’li belediyelerin çalışmalarını, kampanyalarını yasakladı, banka hesaplarına bloke koydu. Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanları hakkında yürüttükleri dayanışma kampanyaları nedeni ile soruşturma açıldı. Eskişehir’de ise Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Odunpazarı Belediyesinin dayanışma kampanyaları yasaklandı, yıllardır hizmet veren aşevlerinin hesapları bloke edildi.

Evrensel'den Eylem Lodos'un haberine göre; Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ile pandemi sürecini, hükümetin engelleme çabalarını ve yaşanan ekonomik krizin işçi ve emekçilere yansımasını konuştuk.

Hesapların bloke edildiğini duyan vatandaşların ayni yardımlara devam ettiğini söyleyen Kurt, iktidarın dayanışmayı dahi kendi tekellerine almak istediğini söyledi.

Odunpazarı’da virüsün yayılmasını önlemek için çeşitli çalışmalar yapıyorsunuz. Bu çalışmalardan kısaca bahseder misiniz, neler yaptınız?

Biz mart ayı başında, daha virüs Türkiye’de görülmeye başlanmadan önce neler yapabileceğimize dair hazırlıklar yaptık. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 11 Mart’ta Türkiye’de ilk koronavirüs vakasının görüldüğünü açıklamasının ardından da çalışmalarımıza başladık. İlk önce kapalı mekan etkinliklerimizi iptal ettik. Halk ve gençlik merkezlerimizi, kütüphanelerimizi, galerilerimizi kullanıma kapattık. Kreşlerimizde ve oyuncak kütüphanelerimizde eğitime ara verdik. Temizlik ve dezenfeksiyon çalışmalarımıza hız verdik. Bugüne kadar yüzlerce kamu kurum ve kuruluşu, okul, cami, huzurevi, kadın sığınmaevi, aile sağlı merkezinde dezenfeksiyon çalışması yürüttük. Caddeler, sokaklarımız ekiplerimiz tarafından sürekli temizleniyor. Vatandaşlarımıza evde kalmaları gerektiğine ve işlemlerini online olarak yapabileceklerine dair açıklamalar yaptık. Çalışma arkadaşlarımız ve belediyeye gelen vatandaşlarımız için hizmet binalarımızda önlemler aldık. Bu süreçte ne yazık ki kadına yönelik şiddet vakalarında da artış oldu. Şiddete uğrayan kadınlara, uzman psikologlarımız ile ücretsiz danışmanlık hizmeti de veriyoruz.

İLLER BANKASINDAN GELEN PAYIMIZ, YÜZDE 55 ORANINDA EKSİLDİ

Bu süreçte yaşadığınız sıkıntılar nelerdi?

Öncelikle az sayıda çalışanla çok iş yapmak zorunda kaldık. Çünkü arkadaşlarımızın yarısından fazlası İçişleri Bakanlığının genelgesi ile bu süreçte izne ayrıldı. Maske üretimi yapamadığımız için maske ve dezenfektan temininde sıkıntılar yaşadık. Maddi olarak da zorluklar yaşadık. Örneğin, bu ay İller Bankasından gelen payımız, yüzde 55 oranında eksildi. Yerel hizmet kurumu olan Odunpazarı Belediyesinin payı, yüzde 55 oranında eksildi. Bu ne demek oluyor? 10 milyon küsur para gelecekken, aşağı yukarı 4 buçuk milyon gelmesi demek oluyor. Kira gelirlerimiz, emlak ve reklam vergisi gelirlerimiz ötelendi. Tüm bunlar bize maddi zorluklar olarak geri dönüyor.

Hükümet, CHP’li belediyelerin bazı çalışmalarını engelledi. Sizin de aşevinizin banka hesaplarına bloke konulduğunu biliyoruz. Başka neler yaşadınız?

Bu sürecin dayanışma ile atlatılacağın düşündüğümüz için dayanışma kampanyası düzenledik. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza erzak paketleri ulaştırmak istiyorduk. Kampanyayı duyurduk, birkaç saat sonra İçişleri Bakanlığı kampanyayı yasakladı, banka hesaplarına bloke koydu. Üstelik bir gün önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan televizyonlara çıkarak vatandaşlara IBAN numarası vermişti. Sadece biz kampanya düzenleriz dediler, siz yapamazsınız dediler. 17 yıldır her gün ihtiyaç sahiplerine sıcak yemek yardımı yapan aşevimizin banka hesapları bloke edildi.

Bakın Aşevi, 2003 yılından beri faaliyet gösteriyor. 2014 yılında Odunpazarı Belediye Başkanı seçildikten sonra 15 bin kişiye hizmet verecek şekilde kapasitesini geliştirdik. Her gün buradan yüzlerce ihtiyaç sahibine 3 çeşit sıcak yemek ulaştırıyoruz. 17 yıldır hizmet veren aşevinin banka hesapları, koronavirüs ile mücadele ettiğimiz ve ihtiyaç sahibi sayısının her geçen gün arttığı bir dönemde bloke edildi. Yurttaşlarımıza hizmet vermemizi engellemek istiyorlar. Dayanışmayı bile kendi tekelleri altına almak istiyorlar.

BİR YOLUNU BULUR YİNE HİZMET EDERİZ

Bu engelleme çalışmaları sizi nasıl etkiledi?

Kararlılığımızı pekiştirdi. İstedikleri kadar engellemeye çalışsınlar, bir yolunu bulur yine yurttaşlarımıza hizmet ederiz. Bu bizim görevimiz, bunun için buradayız. Odunpazarı Belediyesi halkçı ve sosyal bir belediye. Engellemeye çalıştıklarına göre de doğru ve iyi işler yapıyoruz. Biz çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu tür engellemeye yönelik girişimler bizi yıldıramaz, anca kamçılar. Bir yolunu bulur, yine çalışırız. Umutsuzluğa yer yok.

TELEFONLARIMIZ SUSMADI

Koronavirüs gerekçe gösterilerek birçok işçi ve emekçi işten çıkarıldı, işyerleri kapandı. Daha önce yaşanan ekonomik kriz bu süreçte etkisini daha da artırdı. Size gelen yardım taleplerinde artış oldu mu?

Tabii ki oldu. Virüs gerekçe gösterilerek çok sayıda işçi ve emekçi işten çıkarıldı, ücretsiz izne ayrılmaya zorlandı. İşyerleri kapandı. Esnafımız kepenk açamadı. Bu nedenle de ihtiyaç sahibi sayısı arttı. İnanın bir dönem telefonlarımız susmadı. İnsanlar telefonla bizden yardım istiyordu. Birinden yardım istemek ne kadar zor, ama insanları bu hale getirdiler. Bizi arayan her hemşehrimizi ilgili birimlere yönlendirdi arkadaşlarımız. Birimlerdeki çalışanlarımız da her hemşehrimizle titizlikle ilgilendi. Koronavirüs salgını öncesinde aşevimiz her gün yaklaşık 300 haneye sıcak yemek veriyordu. Şimdi binlerce haneye erzak paketi götürüyor. Yine yüzlerce insana sıcak yemek ulaştırıyor. Halk Market uygulamamızdan daha önce 700 kişi faydalanıyordu. Şimdi bu sayı da arttı.

Bu süreçte ihtiyaç sahiplerine ulaşabilmek için neler yapıyorsunuz?

Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü bünyesinde iki birimimiz var. Bunlardan biri hesapları bloke edilen aşevimiz. Burada her gün 3 çeşit sıcak yemek çıkıyor ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor. Ayrıca erzak paketi de dağıtıyor arkadaşlarımız.

Bir diğer birimimiz de 17 Ekim 2015’de açılışını yaptığımız Halk Market. Halk Market açıldığı günden beri 2 milyon Türk lirası yardımda bulundu. Halk Market ile sosyal yardımın şeklini de değiştirdik aslında. İhtiyaç sahiplerine koli göndermek yerine onların Halk Market’e gelerek kendi ihtiyaçlarını almalarını sağlıyoruz. Vatandaş Halk Market’e geliyor, ihtiyacı neyse onu seçiyor. Gıda maddesi, deterjan, giysi… İhtiyacı neyse, onu alıyor. Kimse onun neye ihtiyacı olduğuna karar vermiyor yani.

Aşevinin hesaplarının bloke edildiğinden bahsettiniz. Bu çalışmalarınızı etkiledi mi?

Etkilemedi diyemem. Hesaplarımız bloke edilmeseydi belki daha çok ihtiyaç sahibine ulaşırdık, ama bu karar vatandaşlarımızın tepkisine yol açtı. Hesaplarımızın bloke edildiğini açıkladıktan sonra çok sayıda hemşehrimiz ayni yardımda bulundu. Ben, bu salgının bizim içimizdeki dayanışma ruhunu tetiklediğine inanıyorum. Neyin önemli olduğunu gördük sanki ya da ben buna inanmak istiyorum.

SADECE İŞSİZ KALANLAR DEĞİL HER KESİM YARDIM İSTEDİ

Bugüne kadar ihtiyaç sahiplerine kaç yardım paketi ulaştırdınız?

Aşevimiz 30 Mart-15 Mayıs arası yaklaşık 2 bin 500 aileye erzak dağıttı. Yaklaşık 250 haneye de (65 yaş üstü, kronik hastalıkları bulunan, dezavantajlı gruplar) her gün 3 çeşit sıcak yemek dağıtımı yapılıyor. Halk Market’ten faydalanan sayısı ise 950’ye ulaştı.

En çok hangi mahallelerden yardım talebinde bulunuldu?

İşçi ve emekçilerin yoğunluklu olarak yaşadığı; 71 Evler, Emek, Büyükdere, Göztepe ve Yıldıztepe Mahalleleri bizden en çok yardım talebinde bulunan mahallelerimiz oldu.

Sizden yardım isteyenlerin çoğunluğu hangi iş kolundan?

Çoğunlukla inşaat işçileri ve hizmet sektörüne çalışanlar (kahvehane, berber ve lokantada çalışanlar), ücretsiz izne ayrılan fabrika işçileri, gündelik ev temizliğine giden kadınlar… Sadece işsiz kalan ya da ücretsiz izne çıkarılan yurttaşlar değil, tek maaşla 4-5 çocukla geçinmekte zorlananlar da sık sık yardım istemek için arıyor.

UMUTSUZLUĞA YER YOK

Bu zor günler nasıl atlatılacak? Sizin bir öneriniz var mı?

Umutsuzluğa yer vermemek gerekiyor. Geçecek bu günler de… Geçecek ama bizim bu günlerden de ders çıkarmamız gerekiyor. Bu dönemde bir tek kişinin bile sağlığının çok önemli olduğu görüldü. Bütün dünyayı tehlikeye, riske sokabilir. O nedenle de sosyal devlet politikalarının yaygınlaştırılmasında gerek olduğu ortaya çıktı. Parasız sağlık diyenlerin, ne kadar haklı olduğu ortada. Dünya, sağlığı endüstriyel olmaktan çıkarmalı. Bu salgın, dünyada da önemli değişikliklere neden olacak diye düşünüyorum. Sosyal politikaların öne çıktığı, insanların sadece para kazanma hedefi ile uğraşmadığı bir dünya ortaya çıkacak ya da çıkması gerekiyor. Böyle olur mu, bu bizim gibi düşünenlerin çoğalmasına bağlı. Şu anda bu krizi de ekonomik olarak fırsata çevirmek isteyen binlerce insan, şirket var. Dolayısıyla hem bizim düşüncemiz anlamında olumlu değişiklikler olsun diye uğraşanlar var hem de tersine daha çok para kazanalım diye uğraşanlar var. Bizim düşüncemizin galip çıkmasını yeğlerim. Para kazananlardan çok insanların mutlu olacağı bir dünya olsun isterim. Eşitlik, kardeşlik ve barış içinde olmak zorunda olduğumuzu haykıracak bir ortam oluşmalı.

Çocuk istismarına 'bilimsel kılıf' uydurdu! Siyaset DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'dan Millet İttifakı sorusuna yanıt Siyaset Karamollaoğlu: Baskı devam ederse, başka Davutoğulları, başka Babacanlar çıkar Siyaset CHP'li vekil Mahir Polat: Sendikalar cezalandırılıyor Siyaset