Okan Bayülgen: Beni Erdoğan'a şikayet edenlere sinirlenmiyorum, kendi tarafıma sinirleniyorum
Televizyoncu Okan Bayülgen, 2016 yılındaki Altın Kelebek Ödülleri'nde 'Diriliş Ertuğrul' dizisiyle ilgili ifadeleri yüzünden hedef gösterildiği süreci anlattı.
Ünlü televizyoncu Okan Bayülgen, Kasım 2016'daki Altın Kelebek ödülleri töreninde Diriliş Ertuğrul dizisi ekibiyle yaşananlara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Ödül töreni gecesinde sunuculuk yapan Bayülgen, Diriliş Ertuğrul ile ilgili sözleri sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a şikayet edildiğini ve bu nedenle 2.5 yıl boyunca kendisine ambargo uygulandığını ifade etti.
Cumhuriyet gazetesinden Kardelen İnce'nin bahsi geçen konuyla ilgili soruları ve Bayülgen'in bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
- 2016 yılında Altın Kelebek ödül törenini sundunuz, ben de izlemiştim. Zamandan, sunucudan, ekipten kaynaklı bazı hatalar olmuştu. Bir de zaman kısıtlaması vardı.
Zaman kısıtlaması yoktu. dört buçuk saat sürüyordu tören, ben iki buçuk saate indirmeye çalışıyordum. Organizasyonu ben yapmadım, oradaki problem şu oldu: Çok basit bir şey yapmıştım. “Ödülü almaya gelen salondan, ödül vermeye gelen kulisten geliyor. Sonra hepsi birden kulise gidiyorlar, ardından hepsi dönüp salona dağılıyorlar” gibi bir uygulama yaptırdım. O sırada ödül alan dizinin heyeti konuşma yapamadı.
Ben de sahnede değildim. Sonra bana baskı yaptılar, “Çık özür dile” diye. “Ben sahnede bile değildim, ben niye özür diliyorum” dedim. Kuliste sağa sola çekiştirmeler, müdahaleler olmaya başladı. Ben de biraz sarkastik bir konuşma yaptım diziyle ilgili, ama kötü bir şey söylemedim.
'CUMHURBAŞKANI'NA ŞİKAYET EDİP 2.5 YIL AMBARGO UYGULATANLARA SİNİRLENMİYORUM, KENDİ TARAFIMA SİNİRLENİYORUM'
- Aslında sizin tutumunuz bu.
Yok canım, benim hiçbir suçum yok. Zaten ben kendi kendime kriz yönetebiliyorum ama bütün televizyon ve gazete yöneticileri toplanıp “Özür dile, özür dile” deyince şöyle düşünüyorsunuz: Televizyonu, gazeteyi kurtarayım. Ama hiçbiri beni kurtarmadı. Ben orada, beni Cumhurbaşkanı'na şikayet edip iki buçuk yıl ambargo uygulatanlara sinirlenmiyorum. Ben kendi tarafıma sinirleniyorum, çünkü o yöneticilerin baskısı yüzünden oldu bu.
'BUNU CUMHURBAŞKANIMIZ SAYESİNDE YAPTIM, TEŞEKKÜR EDİYORUM KENDİSİNE'
Dünyadaki birçok ajans, İsveç devlet kanalı bile benimle röportaj yapmak istedi, çünkü bir ülkede bir gösteri insanı o ülkenin bir numaralı yöneticisi tarafından hedef alınıyor. Dedim ki, “Bu, bu ülkede yaşamanın bir bedeli.” Başka bir yerde bu traji komedyadır. O arada Bodrum'da İstanbul'un görmediği güzellikte büyük bir kabare açtım, kitaplar seslendirdim falan... Beraber televizyona iş yaptığım akranlarımın hepsi bıraktı sadece ben kaldım. Şimdi 30 yaşıma geri dönmüş gibiyim. Bunu Cumhurbaşkanımız sayesinde yaptım. Teşekkür ediyorum kendisine.
NE OLMUŞTU?
43. Pantene Altın Kelebek Ödülleri'nde, Diriliş Ertuğrul dizisi ekibine söz ve teşekkür etme imkanı verilmemesi sonrası kriz yaşanmıştı. Oyunculardan Cavit Çetin Güner, kazandıkları ödülü yere attığı bir fotoğrafı Instagram hesabında paylaşarak "Pabucum daha değerli" yazmıştı.
Programın sunucusu Okan Bayülgen, kriz üzerine bir açıklama yapmış ve dizinin yapımcısı ve senaristi Mehmet Bozdağ'ı eleştirmişti.
Bunun üzerine Bozdağ da sosyal medyada yayınladığı bir açıklama ile ödülü o gece kuliste iade ettiklerini açıklamıştı.
TRT World için düzenlenen tanıtım gecesinde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, Altın Kelebek ödül töreninde Okan Bayülgen ve Diriliş Ertuğrul dizisi ekibi arasında yaşananlara değinerek tepki göstermişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Altın Kelebek Ödülleri’nde yaşanan Diriliş Ertuğrul krizine ilişkin, "Az önce Diriliş ekibine de söyledim. Onların o şekilde yorum yapmalarına hiç kafanıza takmayın. Siz milletin gönlünü kazandınız. Asıl ödül bu. 'Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş meğer' diyoruz ya. İşte mesele bu. Benim torunlarım bile bırakamıyorlar. Tamamını izlemek yetmiyor. Bir de özetini izliyorlar. Gönülleri fethetmiş bir dizi bu. Beyefendi izleyememiş. Fırsat bulursa izleyecekmiş. Kardeşlerim, başkaların bizi anlamasını ve hakkıyla anlatmasını beklemenin boş bir çaba olduğunu artık biz çok iyi biliyoruz" ifadelerini kullanmıştı.