'Okullarda açıklanan önlemlerin uygulanması imkansız'

Milli Eğitim Bakanlığı'nca (MEB) 2020-2021 Eğitim Öğretim Yılı çalışma takvimini 81 ile gönderdiği genelgeyle duyurdu.

Genelgeye göre, okullar 31 Ağustos 2020'de açılacak ve 18 Haziran 2021'de kapanacak. Okul öncesi eğitim ile ilkokul 1'inci sınıfa başlayacak öğrenciler için 31 Ağustos-4 Eylül 2020 arasında uyum eğitimleri gerçekleştirilecek.

Okullarda Covid-19’a karşı uygulanacak tedbirlerde açıklandı. Açıklanan önlemlere göre, okullarda en az 4 metrekareye bir kişi düşecek şekilde personel ve öğrenci planlaması yapılacak. Hem öğrenciler hem öğretmenler maske kullanacak. El temizliği ve öğrencilerin hangi koşullarda okula gelmemesi gerektiğini açıklayan bilgilendirme afişleri asılacak. Okul binası girişleri ve içerisinde uygun yerlerde el antiseptiği bulundurulacak.

Okulların açılacağı tarihin ve alınacak tedbirlerin açıklamasının ardından, kararı BirGün’den Berkay Sağol'a değerlendiren Eğitim Sen Şube Başkanları, açıklanan bu önlemlerin uygulanmasının imkansız olduğunu ve velilerin çocuğunun çocuklarını okula göndermek istemeyeceklerini söyledi.

EĞİTİMİN TARAFLARIYLA BERABER KARAR ALINMALI

Her şehirde ve her okulda farklı süreçlerin işletilmesi gerektiğini vurgulayan Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Necip Vardal, “MEB’in yayınladığı genelgeye göre öğretmenlerin 24 Ağustos’ta görev yaptığı okullarda olması gerekiyor. Pandemi sürecinde gördük ki MEB, işbirliğine ve dayanışmaya açık değil. Eğitim konusunda tarafların görüşlerini alma konusunda bir tutum sergilemiyor. MEB’in ve Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı bu genelde ve tedbirler bir şablon. Bu şablonun tüm Türkiye’ye uygulanması imkansız" diye konuştu.

"Her şehirde ve her okulda farklı süreçler işletilmeli, öğrenci veli dernekleri ve sendikalar taraf olarak dinlenilmeli" diyen Vardal, "Açıklanan tedbirlerin uygulanabilirliği konusunda ciddi sorunlar var. Kriterlerin bir kısmı ekonomik, mesela MEB okullara ekstra bütçe gönderecek mi? Onun dışında tedbirler için önceden hazırlık yapılmalı. Mevcut öğrenci sayısı ve sosyal mesafeyle ilgili de sorunlar var. Okullardaki en büyük sınıflar 50 metrekare yani en fazla 12 öğrenci girebilir ama sınıfların çoğu 30 kişilik ve aynı zamanda çoğu okulda öğretmenler odası da çok küçük. Sonuç olarak bu kriterlerin uygulanması neredeyse mümkün değil. MEB şartlar uygun olursa 31 Ağustos’ta eğitim başlayacak dedi ancak bu şartlar nedir? Çok havada kalan bir söylem. MEB’in en kısa zamanda eğitimin tarafları olan, öğrenci veli dernekleri ve sendikalarla bir araya gelip kolektif akıl ve bilimsel çalışmayla kriterleri değerlendirip ona göre yeniden karar alması gerekiyor” diye konuştu.

BU ÖNLEMLER ÖYLESİNE AÇIKLANDI

Pandemiyle birlikte Türkiye’deki eğitimin fotoğrafı ortaya çıktığını vurgulayan Eğitim Sen Aydın Şube Başkanı Kadir Özdemir, “31 Ağustos’ta açıklanan bu önlemlerle eğitime başlamak için okulların öncelikle fiziki şartlarına ve öğrenci mevcutlarına bakmak gerekiyor" dedi.

Bu koşullarda açıklanan önlemlerin hiçbir şekilde uygulanmasının mümkün olmadığını kaydeden Özdemir, "Aydın’da 30 kişiden aşağıya sınıf neredeyse yok. Bu kararla ikili eğitimin önü açılacak. Ayrıca hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin maske takması imkansız. LGS’de sınava giren öğrencilerin sayıları belli olmasına rağmen bir sınıfta 20 öğrenci sınava girdi. Aydın’da bir sınıfın 20 kişiden az olması mümkün değil. Bu önlemler öylesine açıklandı ve kimseye güven vermiyor. Çoğu aile belki de çocuklarını okula göndermeyecek. Aileler bu süreçte MEB'den ‘Çocuklarımıza Covid-19 bulaşmayacak taahhüdü’taahhütname talebinde bulunsunlar. Okulların pandemi tamamen bittiğinde açılması gerekiyor, bu acele nedir? Bilim Kurulu somut veriler sunup okullar açılabilir demediği takdirde okulların açılması son derece yanlış bir karardır” ifadelerini kullandı.

TEDBİRLERİN UYGULANMASI İMKANSIZ

Bu kararın herkes için riskli olduğunu söyleyen Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı İsmail Şener ise, pandemi ile ilgili Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'nın bile neredeyse net bir şey söyleyemediğini ifade etti.

Sendika olarak önerilerini sunduklarını belirten Şener, "Normalde 1,5 metre olan sosyal mesafe şartları, okullarda öğrenciler arasında en az 3 metre olmalıdır. Bu da şu anda mevcut olan derslik sayısının en az iki katı derslik olması gerektiği anlamına geliyor. 31 Ağustos’a kadar böyle bir imkan olmadığına göre Manisa’da çoğu okul bizim istediğimiz bir şey olan ikili eğitim sistemine geçecek. Alınacağı açıklanan tedbirlerin çoğu imkansız. Öğrencilerin, öğretmenlerin ve velilerin sağlığını kim koruyacak? Bu konularda yetkili kurumların en ufak bir planı yok. İktidar maalesef eğitimden tasarruf ediyor ve bu kararlar hepimiz için risk barındırıyor. Her yerel kendi inisiyatifini alarak, okulların şartlarına göre bu tedbirleri bildirmeli ve ona göre önlemler almalıdır. Türkiye’nin her yerinde bu şekilde gerçekleştirilemez” dedi.