Okyanusun ortasındaki çölde araştırmalar sürüyor: Benzersiz mikrobiyal canlılar
Güney Pasifik Gyre (SPG) genellikle deniz biyolojisi açısından ‘çöl’ olarak kabul edilirken , yeni bir uluslararası araştırma çalışması bu sularda var olan mikrobiyal canlılarda benzersiz özelliklere sahip olabileceğini ortaya koydu.
Okyanus yüzeyinin yüzde 10 ‘unu elinde tutmasına rağmen, Dünya ‘nın beş dev okyanusunu kapsayan, mevcut sisteminin en büyüğü olan Güney Pasifik Gyre (SPG) genellikle deniz biyolojisi açısından ‘çöl’ olarak kabul edilir.
Beyinsizler.net'te yer alan habere göre bu uzak sular, merkezi ‘erişilmezlik okyanusu direğini’ elinde tutan Güney Pasifik Gyre ‘nin göbeğinde yatmaktadır: Okyanusun en ücra uç noktası olan Point Nemo (‘hiç kimse’ anlamına gelen isim) ya da bir uzay aracı mezarlığı olarak ünlenmiştir.
Bununla birlikte bu sulardaki organik yaşam bir dizi faktöre bağlı olarak az ve uzak olsa bile canlılar yaşamaktadır. Bunlar arasında karadan su geçiş akımlarının okyanusun geri kalanından izole edilme şekli ve okyanusun bu kısmındaki yüksek UV seviyeleri bulunmaktadır.
Bu okyanus çölünün üzerinde çalışmanın çok zor olması ayrıca fazlaca büyük olup aşırı uzak olması (yaklaşık olarak 37 milyon kilometrekare) sebebiyle gerçekte, SPG’de yaşayan yaşam formları hakkında pek bir şey bilinmemektedir. Bu zorluklara rağmen, yeni bir uluslararası araştırma çalışması bize, bilim insanlarının iddia ettikleri şeyin bu sularda var olan mikrobiyal canlılarda benzersiz bir bakış olduğunu ortaya koydu.
ALTI HAFTA SÜREN BİR SEFER
Alman Araştırma Gemisi FS Sonne ‘nin Aralık 2015-Ocak 2016 tarihleri arasında gerçekleştirdiği altı hafta süren bir sefer sırasında, Max Planck Deniz Mikrobiyolojisi Enstitüsü liderliğindeki bir ekip, SPG’den Şili ‘ye Yeni Zelanda ‘ya 7.000 kilometrelik (4.350 mil) yolculuk yaptı. Yolda, araştırmacıların 35 saat kadar kısa bir sürede organik örnekleri sıralamasını ve tanımlamasını sağlayan yeni bir analiz sistemi kullanarak uzak suların mikrobiyal popülasyonlarını 20 ila 5.000 metre (65 ft – 16.400 ft) arasında olduğunu örneklediler.
Araştırmacılardan biri olan Mikrobiyal Ekolojist BernhardFuchs, ‘Güney Pasifik yüzey sularında Atlantik’teki okyanus kıyılarına kıyasla daha az üçüncü bir hücre bulduk’ diyor. Bu muhtemelen okyanusun yüzey sularında ölçülen en düşük hücre sayılarıydı. Ekip bulunan mikroplar arasında, 20 büyük bakteri şeridinin bulunduğu bölgeye hâkim oldu. Bilim insanları burada çoğunlukla SAR11, SAR116, SAR86, Prochlorococcus ve diğer gyre sistemlerinde yer alan bakteriler ile karşılaşmışlardır.
İLGİNÇ BİR POTANSİYEL ADAPTASYON
Bu bakteri topluluklarının dağılımı, sıcaklıktaki değişiklikler, besin konsantrasyonları ve ışığın kullanılabilirliği gibi faktörler temelinde büyük ölçüde su derinliğine bağlıydı. AEGEAN-169 adı verilen bakteri popülasyonlarından biri SPG ‘nin yüzey sularında çok fazla bulunmaktadır. Ancak önceki araştırmalar onları yalnızca 500 metre derinlikte bulunduğunu keşfetmişti. Mikrobiyolog Greta Reintjes, ‘Bu ultra oligotrofik (biyolojik verim düşük) sulara ve yüksek güneş ışınımına ilginç bir potansiyel adaptasyona işaret ediyor. Kesinlikle daha fazla araştırmamız gerektiğini söyledi.
Örnekleme genel olarak , SPG ‘nin düşük besin değerine sahip olmanın aşırı fizikokimyasal koşullara adapte olmuş uzman oligotrofik organizmalara ve canlılara büyümeyi kısıtladığı benzersiz ultra oligotrofik bir yaşam alanı olduğunu doğruladı. Başka bir deyişle, SPG henüz ‘çöl’ itibarını ortadan kaldıramaz. Ancak bu organik yokluğun parlak bir yanı var, bu uzak ve neredeyse cansız suların tüm dünyadaki en açık okyanus olduğu söyleniyor.