'Olay TV için Hüseyin Köksal'ın frekans bulma girişimleri iktidar tarafından engellendi'
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) yaptığı açıklamada kapanan Olay TV'yi yeniden açmaya çalışan ortaklardan Hüseyin Köksal’ın girişimlerinin iktidar tarafından engellendiği ifade edildi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) yaptığı açıklamada kapanan Olay TV'yi yeniden açmaya çalışan ortaklardan Hüseyin Köksal’ın girişimlerinin iktidar tarafından engellendiği ifade edildi.
Ortaklarından Cavit Çağlar'ın çekilmesinin ardından Olay TV'nin ekranları karartıldı. Kanalın yayın hayatına devam etmesi için girişimlerde bulunan bir diğer ortak Hüseyin Köksal'ın çabaları ise yetersiz kaldı ve kanal kapandı.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 26 gün yayında kaldıktan sonra iktidar baskısı sonucu ekranları kararan ve ardından kapanan Olay TV ile ilgili bir açıklama yayınladı. Yapılan açıklamada 180 basın emekçisinin işsiz bırakıldığı ve kanalı tekrar açmak için girişimlerde bulunan Hüseyin Köksal’ın iktidar tarafından engellendiği vurgulandı.
TGS’nin konuya ilişkin açıklaması şöyle:
“30 Kasım’da bir haber kanalı olarak yayın hayatına başlayan ancak iktidardan gelen baskılar nedeniyle sadece 26 gün açık kalabilen Olay TV’de çalışanlar ile yollar ayrıldı. Hüseyin Köksal ile Cavit Çağlar ortaklığındaki kanal, Çağlar’ın iktidar baskılarına işaret ederek ortaklıktan çekilmesi sonucu kapanmıştı. İş insanı Hüseyin Köksal’ın 25 Aralık’tan beri yeni frekans bulma girişimleri yine iktidar tarafından engellendi. Yaklaşık 2 aydır bulunacak yeni kanalla yola devam edeceklerini düşünen 180 gazeteciye dün yapılan açıklamada, “Arayışlarımız sonuçsuz kaldı. Yeni frekans alamıyoruz, satın almak üzere görüştüğümüz kanallara baskılar yapıldı. Satın almamız engellendi” denildi.
Farklı seslere tahammül gösteremeyen iktidar bu süreçte hem yeni bir kanalın doğuşunu engelledi hem de 180 gazeteciyi işsiz bıraktı. Olay TV ekibine yayın hakkı tanınmaması, siyasi iktidarın tek sesli medya anlayışının göstergesidir. Türkiye’de tarafsız ve herkese eşit mesafede yayın yapacağını açıklayan bir kanala yaşam hakkı tanınmaması sansürdür. Demokratik bir hukuk düzeninde bu kabul edilemez. İktidar basın özgürlüğüne saygı duymak zorundadır.
Öte yandan çoğu özgürce haber yapabilmek niyetiyle çalıştıkları medya kuruluşlarından ayrılıp buraya gelen gazeteciler pandemi koşullarında işsiz bırakıldı.
Elbette bu yaşananların sorumlusu iş insanı Hüseyin Köksal değil. Ancak Sayın Köksal’ın meslektaşlarımıza ödeyeceği 2-3 aylık tazminat ile iş bulmanın çok zor olduğu bu salgın sürecinde mağduriyetleri ortadan kaldıracağını düşünüyor ve kendisinden yapıcı bir adım bekliyoruz.
Basın özgürlüğüne, çok sesliliğe tahammülü olmayan iktidar gazetecilerin ekmeğini de gasp etmiştir.
Gazeteciler Sendikası olarak 180 meslektaşımızla dayanışma içinde olduğumuzun ve ekmeğimize göz koyanlardan mutlaka hesap soracağımızın bilinmesini isteriz."