Önceki kış geçirdiğimiz hastalık Kovid-19 muydu?
California Monterey’den bir haber kanalı KSBW, California’nın yeni koronavirüse karşı “sürü bağışıklığı” geliştirdiğini işleyen bir program yayımladı.
Jane J. Hu/Birgün Çeviri - California Monterey’den bir haber kanalı KSBW, California’nın yeni koronavirüse karşı “sürü bağışıklığı” geliştirdiğini işleyen bir program yayımladı. Yayın; Stanford Tıp Fakültesi’nden araştırmacıların, bireylerin daha önce Covid-19 geçirip geçirmediklerini gösteren antikor testleri geliştirdiklerine dair bir haberle başlıyordu.
Sunucu daha sonra, Covid-19’un California’da 2019 sonbaharında yayılmaya başlamış olabileceği teorisini ileri süren “Stanford-bağlantılı” Victor David Hanson’un “Stanford’un verileri, Covid-19’un California’ya düşündüğümüzden çok daha erken uğradığını kanıtlamaya katkı sağlayabilir” ifadesini aktardı.
Programda konuşulanlar hızla yayıldı. Programın TV kanalının web sitesindeki linki, kısa süre içinde 58 bin 300 kez paylaşıldı ve aynı zamanda SFGate’te yer aldı. Teori, bazılarına çok ilgi çekici geldi, özellikle 2019’un sonlarında solunum rahatsızlığı yaşayanlar, geçirdikleri hastalığın Covid-19 olduğuna inanmaya başladılar. Böylelikle hastalığa karşı bağışıklık kazanmış olabileceklerine ve eğer Amerikalıların büyük kısmının bağışıklığı varsa kısıtlamaların kaldırılabileceğine inanmaya başlayanlar oldu.
Ancak teorinin bilimsel bir dayanağı yoktu ve yanlış bilgi tehlikeli bir şekilde yayılıyordu.
Öyleyse gerçek bilgilerle başlayalım. Haberden sonra Stanford Tıp Fakültesi’ne ulaştım ve antikor testinin amacı ne ve Hanson’ın Sonbahar 2019 teorisiyle nasıl bir ilişkisi var, anlamaya çalıştım. Cevap kısa ve netti: Hiçbir ilişkisi yok! Stanford’un medya ilişkileri ekibinden Lisa Kim “Araştırmamız virüsün daha önce burada olduğunu göstermiyor” diye ekledi.
Genom dizilimi araştırmaları bu iddiayı çürütüyor
Görünen o ki kimse aksini iddia etmiyor. Dünyaya yayılan SARS-CoV-2’nin genetik kodlarını izlerini süren Fred Hutchinson Kanser Araştırmaları Merkezinden bilgisayarlı biyolog Trevor Bedford, “SARS-CoV-2’nin 2019 Sonbaharında dolaşımda olması sınıf ihtimal” şeklinde tweet attı. Bedford laboratuarında çalışan epidemiyolog Allison Black, bunun, araştırmacıların verilerinde açık olduğunu söylüyor. Virüs yayıldıkça, aynı zamanda mutasyon da geçirecektir; tıpkı bir Telefon oyununda kelimelerin dönüşmesi gibi… Farklı tekil örneklerden gelen virüs genomunun dizilmesiyle, araştırmacılar koronavirüsün izlerini kökenlerine kadar takip edebiliyorlar. Nextstrain[i]’deki bulguları devamlı olarak güncelliyorlar. (Bu arada, merak edersiniz diye söyleyelim; türlerin, hastalığın ciddiyetiyle hiçbir alakası yok. Türler, sadece zaman içinde virüs mutasyonlarını izlemeye yarıyor)
İsviçre Basel Üniversitesi’nden evrim biyoloğu Richard Neher, the Scientist dergisine, Nextstrain araştırmacılarının virüsün izlerini “Kasım ortaları Aralık başı gibi” Çin’de yayılan tek bir kaynağa kadar sürdüklerini söyledi. Nextstrain dizilim çalışmalarına göre, ABD’deki ilk vakalar Ocak 2020’de ortaya çıktı. Bilinen ilk COVID-19 vakası tanılanan Washington’da en az altı tür var. California’nın koronavirüs vakaları üzerine yapılan henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş benzer bir analiz ise, eyalette, Washington, New York, Avrupa ve Çin kaynaklı en az sekiz türü tanımladı.
2019 sonbaharında, kışında hastalık gelmiş olsaydı, o zamanlar hayatlarımız mahvolurdu
Eğer genom bilimi ilginizi çok çekmiyorsa, şunu düşünün: Şayet virüs düşünülenden erken geldiyse, biz bunu bilirdik. İnsanların bu yeni virüse doğal bağışıklığı yok; zaten bu yüzden milyonlarca insanı enfekte edip binlerce insanı öldürerek hızlıca yayılabiliyor. New York’ta şu an olup bitenler belli. Black, “Eğer virüs 2019 sonbaharında gelmiş olsaydı, (o zamanlar hayatlarımızı normal bir şekilde yaşıyorduk), 2019 Sonbaharında bugünün New York’unu yaşıyor olurduk” diyor. Virüsün neden, - hayatlarımızı şimdiki gibi mahvetmeden- aylarca tespit edilmeden yayıldığını anlatabilecek tek bir neden bile yok.
Bu tür söylentiler çıkarmanın arkasında yatan politik sebep ne?
Öyleyse bu teorinin arkasında ne yatıyor? Kaynağı, gerçekten öğrenmeye değer. KSBW’deki kayıt Stanford Tıp’ın araştırmasından bahsederek başlıyor ve ardından “Stanford’la bağlantılı” bir kaynak olan Victor Davis Hanson’a atıfta bulunuyor; kayıt, Hanson’ı yukarıda bahsedilen Stanford Tıp araştırmacılarından biriymiş gibi okuyor. Halbuki Hanson bir askeri tarihçi; yani bir doktor ya da bilim insanı değil; muhafazakar bir düşünce kuruluşu olan Stanford Hoover Enstitüsüyle ilişkili. (Hanson’a yorum yapması için ulaştım, ancak cevap vermedi; eğer cevap verirse de bu yazıyı güncelleyeceğim.)
Program, Hoover Enstitüsünün ne olduğunu açıklığa kavuşturmak konusunda oralı olmadı ve Hanson’ın “teorisini” Stanford Tıp’ın araştırmasına giriş niteliğinde kısa bir açıklama olarak kullandı. Hanson’ın National Review’de yayınlanan son çalışması, kendisinin Amerikan ekonomisini yeniden başlatmaya hevesli biri olduğunu gösteriyor. Bu durumda virüsün ABD’ye çoktan girdiğini ve bağışıklık sağladığını iddia etmek oldukça elverişli bir hale geliyor. (Bu makalede, Hanson, aynı zamanda “virüs modellemelerinin çoğunun neredeyse değersiz” olduğunu iddia ediyor ve buna ürkek ifadelerle “bilim” diyor)
Hanson, aynı zamanda virüsün California’da, eyaleti ziyaret eden “Çin vatandaşları” yoluyla geldiğini (hatalı bir şekilde) göstermeye (çalışıyor). Son çalışmasına daha yakından bakıldığına bu iddianın siyasi güdülerle ileri sürüldüğü anlaşılıyor; Fox News’in bir serbest kürsüsünde ABD’ye ziyaret, eğitim veya işbirliği için gelen çok sayıda Çinli olduğunu ve koronavirüs sonrası Amerika’nın “uyanması” ve bir takım değişiklikler yapması gerektiğini ileri sürüyor.
Koronavirüs yabancı düşmanlığı için fırsat sağlıyor
Bazı aktarım (bulaşma) vakalarının Çin yurttaşlarından doğru gelmesi ihtimal dahilinde olsa da, güncel genom analizleri çok sayıda Amerikalının Çin’e seyahat sonrası virüsü beraberinde getirdiklerini gösteriyor. Çin yurttaşlarının ABD’ye erişiminin kısıtlanması bu aktarımları veya ABD’ye İtalya gibi başka ülkelerden giren vakaları önlemez. Ayrıca ABD’de salgının yayılmasında büyük oranda topluluk yayılması ve kıta içi aktarım etkili. Çinlilerin hastalık alameti olarak resmedilmesi, yüzyıllardır Çin-karşıtı seyahat yasaklarını ve canavarlaştırmayı meşrulaştırmak için kullanılıyor ve koronavirüs bu argümanların dirilmesi için yeni bir fırsat sağlıyor.
İnsanlar duymak istediklerine inanmaya yatkın
Hanson, bilim dışı bir iddia ileri sürmüş olabilir, ancak bunu tek başına yapmadı. Binlerce insan yazıyı paylaştı ve geçen sonbahar veya kış mevsiminde yaşadıkları hastalığın aslında koronavirüsten kaynaklanmış olabileceğini düşündüler. (Black, arkadaşlarının da bu teoriyi dillendirdiklerini ve kendisinin de “Aralık’ta Çin’de miydiniz? Değildiyseniz, kesinlikle bu mümkün değil” diyerek bu bahsi kapattığını söylüyor) Aylar öncesi farkında olmadan enfekte olmuş olabileceğimiz ve şimdi bağışıklığımız olduğu fikri rahatlatıcı bir fikir ve bu umudu teyit eden bir yazı gördüğümüzde bunu paylaşıyoruz.
(Bu örnekte gördüğümüz gibi) Doğrulama yanlılığı[ii], diğer şüphe uyandıran verilerin paylaşılmasında da karşımıza çıkıyor, ancak bazen de umut vaat etmektense korkuyu pekiştirme işine yarıyor. Açık alanda egzersiz yapan insanların koronavirüsü yaydığına dair bir medyumun yayını, dışarıda koşan veya bisiklete binenlerin yanında zaten paronayakça davranan pek çok kişi tarafından paylaşılarak viral oldu. Yazının kökenini araştırınca, bir girişimci tarafından yazıldığı ve dayanaklarının sağlam olmadığı ortaya çıktı. Hızla değişen haberler içinde neyin doğru neyin yanlış olduğunun takibini yapmak çok zor ancak şüphe duyuyorsanız bu iddiaları kimin öne sürdüğüne bakın ve iddia ettikleri şeyi nereden bildiklerini sorun.
Kaynak: Slate’s Future Tense (Birgün Çeviri Kolektifi)
[i] Patojen evrimi üzerine çalışan bir site: www.nextstrain.org
[ii] Doğrulama yanlılığı (Confirmation bias) : İnsanların kendi inançlarını, düşüncelerini ve varsayımlarını destekleyen ya da teyit eden bilgileri kayırma, dikkate alma ve öne çıkarma eğilimidir.