Oppo ve Samsung Türkiye’de üretime geçiyor: ‘Telefon fiyatlarını ucuzlatacak gelişme’
Oppo ve Samsung’un Türkiye’de üretime geçeceği haberlerini değerlendiren Gazeteci Nebil, iki dev markanın bu adımının hem istihdam yaratma hem de telefon fiyatlarını ucuzlatma açısından olumlu olduğunu söylüyor.
Oppo ve Samsung’un Türkiye’de üretime geçeceği haberlerini değerlendiren Gazeteci Füsun S. Nebil, iki dev markanın bu adımının hem istihdam yaratma hem de telefon fiyatlarını ucuzlatma açısından olumlu olduğunu söylüyor ancak asıl gerekenin yerli üretime destek verilmesi olduğuna da vurgu yapıyor.
Çinli mobil telefon üreticisi Oppo ve Güney Kore şirketi olan Samsung’un 2021 itibarıyla Türkiye’de üretime başlayacağı haberleri, uluslararası markaların ürünlerinin ülkedeki satış fiyatını düşmesi ihtimalini ve bu sürecin diğer avantajlarını gündeme getirdi.
Sürecin detaylarını ve olası sonuçlarını Sputnik’e anlatan Gazeteci Füsun S. Nebil, bu adımın hem çeşitli düzenlemeler sebebiyle en düşük fiyatlı mobil telefon fiyatlarında sıçrama yaşanan Türkiye’de mobil telefonların daha erişilir fiyat seviyesine gelmesine hem de istihdama katkı sağlayacağına işaret ediyor.
‘Türkiye’de en ucuz telefonların ortalama fiyatı yüzde 50 arttı’
Sputnik'te yer alan Elif Sudagezer imzalı habere göre, mayıs ayında 200 dolar altı telefonlara ayrı vergi uygulaması getirildiğini hatırlatan Nebil “Ülkemizde çok fazla sahte, kaçak telefon pazarı var. 500 dolarlık telefonun 200 dolar gibi raporlanması ve başka birtakım üçkağıtlar söz konusuydu. 200 dolar altı telefonlara ayrı vergi getirilmesi de bu yasadışılığı hedef alıyordu. Ancak düzenlemenin ardından pazarda en ucuz telefon 3 bin liraları buldu. Mobisad Başkanı Mustafa Kemal Turnacı’yla yaptığımız görüşmede o da Türkiye’deki ucuz telefonların ortalaması 2 bin 400 liradan bu 3 bin 600’lere çıktığına işaret etti” diye anlattı.
‘Devletin haberleşmeyi ucuzlatıp kolaylaştırmak için daha fazla adım atması gerekiyor’
Türkiye’nin bu zorluklarına rağmen mobil telefonda önemli bir pazar olduğuna işaret eden Nebil “Ayda bir milyon telefon satılan bir pazardan bahsediyoruz. Bu da yıllık 12 milyon eder. Dolayısıyla bu pazarı ne Samsung ne Oppo ne de diğerleri kaybetmek istemez. Burada ciddi bir rekabet var” dedi ve devam etti:
“İki markanın adımı elbette olumlu. Öncelikle bu üretim süreci, istihdam sağlaması itibarıyla önemli. Ayrıca, Türkiye’de üretimin başlamasıyla birlikte piyasaya daha ucuz telefon sürülecek. Yani düşük gelir seviyesindeki insanların telefona erişimi kolaylaşacak. Elbette bu olumlu yanları bir kenara, haberleşmenin bir anayasal hak olduğu da unutulmamalı. Devletin haberleşmemizi kolaylaştırmak ve ucuzlatmak için daha fazla adım atması gerekiyor.”
‘Yerli üretimin desteklenmesi şart’
Nebil, Türkiye’deki yerli cep telefonu üreticilerinin içinde bulunduğu zor durumu “Az önce görüştüğümüz Mobisad Başkanı, Türkiye’deki 6 tane yerli üreticinin ekonomik sıkıntılardan ötürü şu an yalnızca biri aktif olduğunu söyledi. Çünkü bu üreticiler, ölçek ekonomisini yakalayamıyor. Yerli telefon, sizin tasarımınız, Ar-Ge’niz demek. Örneğin, telefonu yere düşürdünüz. Hala çalışacak mı o telefon? Bunun çalışması için Ar-Ge yapmanız lazım. Örneğin, telefonun çok konuştuğumuzda telefonun ısınması. Bütün bunlar sizin tasarımınız olmalı. Siz bunu yapıyorsanız, bu yerli üretim. Samsung gidip parçaları Türkiye’ye getirip, burada vida sıkılıyorsa, buna yerli diyebilir miyiz? Öte yandan, General Mobile 4 Kasım 2019’da konkordato ilan etti, biliyor musunuz? Telpa konkordato ilan etti, oradan da dönüş olmadı. O tesise adam 100 milyon lira harcadığını söylemişti. Yerli üretime destek verilmesi şart. Vestel’i, General Mobile veya Casper’ı desteklemeli” sözleriyle aktardı.
‘Sektörün pandemi öncesinden bu yana uzun yıllardır süren sorunları da masaya yatırılmalı’
Nebil “Sonuçta, bu iki markanın Türkiye’de üretime geçmesi olumlu. Ancak bu bir yerli üretim değil. Sektörün ciddi sorunları var. Bunlara eğilmek gerekiyor. 20 bin telefon bayisinin bulunduğunu ve bu sektörün ciddi sıkıntıda olduğunu aktaran Mobisad Başkanı, düzenlemeler yapılırken, karar vericilerin kendilerine söz hakkı tanımadığını söylüyor. Bugün koronavirüs döneminde sektörün sorunlarını ele almaya çalışıyoruz ama sorunlu süreç evvelden beri sürüyor. 2018 Eylül ayında alınan dolarla fatura kesmenin yasaklanması kararı, yalnızca bayiler değil bilişim sektöründe çöküşe sebep oldu. 1.5 ay mal satılamadı. Bu yapısal sorunların çözümü şart” diye ekledi.