Örümcek Adam efsanesi milyonları ekran başına kitledi

HÜRRİYET - Bu kez gerçekten de çok başarılı bir oyunla karşı karşıyayız. Oyuna başlar başlamaz kendinizi oyunun atmosferinin içinde buluveriyorsunuz. Mesela Spider-Man’in etrafını saran kalabalık gruplara karşı akıcı bir şekilde saldırması, kişiler arasında bilardo topu misali gidip gelmesi ve hatta düşman tipleri dahi Arkham serisini hatırlatıyor. Sadece yumruklarıyla savaşan düz düşmanlar, elektrikli sopa taşıyanlar, arkasına geçmek gereken kalkanlı abiler, dümdüz yumruk atmanın yeterli olmadığı haddinden fazla heybetli arkadaşlar derken, Manhattan’ı Arkham çeteleri kuşatmış gibi bir durum söz konusu.

Ancak sanki Batman’i yönetiyormuşuz gibi bir durum da oluşmamış. Yapımcılar Spider-Man’in ağ kullanma yeteneğini o kadar iyi işlemişler ki, gerek şehir içi ulaşımda gerekse de kapışmalarda tamamen kendisine has bir yapı ortaya çıkarmayı başarmışlar.

Marvel's Spider-Man, tipik olarak aslında Spider-Man evreninden bildiğimiz olgulara sahip. Marvel Sinematik Evreni'nden esinlenilmiş çok sayıda detay da var. Konuya biraz değinecek olursak: Oyunun hemen başında Kingpin, namıdiğer Fisk'i hapse tıkıyorsunuz. Ancak onun içeri girmesi işleri biraz daha karıştırıyor diyebiliriz. Zira Fisk'in yokluğunda çeteler birbirine giriyor ve Demons Çetesi, Devil's Breath'in peşine düşüyor. Kaldı ki, Fisk tam ekip otosuna tıkılırken, üstü kapalı şekilde Spider-Man'i de uyarıyor. Eh, işler bir kere karıştıktan sonra da çözmesi zor ve meşakkatli bir yolculuk halini alıyor ve sizin için ortalama 20 – 30 saatlik keyifli bir yolculuk başlıyor.

Yeni oyunda 8 yılını suçla savaşmaya adamış, artık bir ergen değil yetişkin olan Peter Parker’ı yönetiyoruz. Motivasyonlarımız, şehrin bize olan toleransı, ikili ilişkileri, geçmiş düşmanları ve dahası bizler için büyük bir sürpriz olarak oyun içerisine saklanıyor.

Peter Parker’ı bu şekilde kontrol ediyor olmak beni inanılmaz sevindirdi diyebilirim. Çünkü ister istemez yaşanan sekiz yılı merak ederek oyunu oynuyor ve çizgi romanda yer alan karakter ve düşmanlara ne olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz. En azından dünya düzeni söz konusu olduğunda Insomniac Games daha iyi bir karar veremezdi.

Üstelik 8 yılın anılarına ana hikaye dışında, şehir içerisine daha önceden Peter tarafından bırakılmış sırt çantalarını toplayarak erişebiliyorsunuz. Bu çantalar size kostüm yetenekleri açmanız için yardımcı olmasının yanı sıra, bizleri Spider Man’in yaşadığı anlara götürüyor.

Marvel’s Spider-Man’in Arkham serisinden ayrıldığı en önemli nokta ise şehrin tamamen yaşıyor olması. Arkham’ın o yalnızca suçluları barındıran şehri yerine, burada her şeyiyle yaşayan, nefes alan, hayatına devam eden bir şehir var. İnsanlar kafelerde oturuyor, işlerine gidiyor, arkadaşlarıyla sohbet ediyor, trafikte sıkışıp kalıyor.

Yan görevler arasında; şehrin çeşitli yerlerine dağıtılmış Spider-Man'in eski çantalarını bulma, gerek Fisk'in gerek Demons Çetesi'nin üslerini basma, özel yerlerin fotoğrafını çekme, Harry Osborne'un araştırma görevlerini yerine getirme, New York sakinlerine yardım etme ve daha bunun gibi bir dizisi yer alıyor. Tüm bu yaptıklarınız neticesinde de XP'nin yanı sıra token'lar açıyorsunuz. Yani oyunda bir perk sistemi de mevcut.

Marvel's Spider-Man'in dövüş dinamiklerine de değinecek olursak, dövüş dinamiklerinizin büyük ölçüde ekipman ve kostüm seçimine bağlı olarak değişeceğini bir açıdan söyleyebiliriz. Zira oyun bunu size sağlıyor. Ancak öte yandan oyunun başında öğrendiğiniz temel dövüş mekaniklerini, oyunun genelinde kullanmayı da sürdürebiliyorsunuz. Yani genelde yaptığınız şey, düşmanın altından kayıp sırtına vurmak ve ardından bitirici vuruşu yapıştırmak şeklinde düşünebilirsiniz.