Osman Kavala'nın savunması

Abone ol

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin olarak Osman Kavala'nın tutuklu yargılandığı 16 sanıklı davanın ikinci duruşması görüldü.

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin olarak Osman Kavala'nın tutuklu yargılandığı 16 sanıklı davanın ikinci duruşması görülüyor. Davada savcı, Osman Kavala’nın tutukluluğuna devam kararı verilmesini istedi.

Osman Kavala’nın tutukluluk halinin oy çokluğuyla devamına karar verildi.

OSMAN KAVALA'NIN SAVUNMASI

Kavala, "Gezi protestolarını, hükümeti devirmeye değil, yanlış kararlardan döndürmeye yönelik demokratik bir kampanya olarak gördüm İddianamedeki suçlamalarla ilişkin sorgulanmadım.

Gezi Davası'nda ikinci duruşma bugün

İddianamedeki kurgunun temel unsurlarını teşkil eden Soros, Açık Toplum Vakfı, Taksim Dayanışması, Otpor'la ilgili bana hiçbir soru sorulmadı. Bana karşı delil olarak gösterilen fotoğraflar bir fotoğraf sergisi ve Gezi Parkı'nda çekilmiş fotoğrafım. Gözaltına alındıktan sonra savcı tarafından sorgulanmadım.

İddianamenin tutuklanmamdan 16 ay sonra hazırlanmış olması da somut delil arama çabasının göstergesi. İddianamedeki deliller seyahat programım ile Anadolu Kültür'ün mali raporları. Bunların tutukluluğumla alakası olmadığı açık. Bu bilgiler ve mali raporlar suç işleme kastıyla fon kullanıldığına ya da kullandırıldığına dair bir somut delil içermiyor.

Ben iki suçlamadan dolayı tutuklandım. Gezi olaylarının organizatörü ve finansçısı olmaktan ve 15 Temmuz darbesine destek vermekten. Aralarında 3 yıl olan bu iki olay nedeniyle tutuklanmış olmam, savcılığın bu iki olay arasındaki bağlantıya ilişkin şüphe olduğunu gösteriyor.

Bu şüpheleri beslemek üzere bazı basın organlarında yazılar çıktı. Beni suçlayan KOM dairesinin hazırladığı analiz raporunda hiçbir delil yok. 15 Temmuz darbe girişimine destek olması suçlaması iddianameye dönüşmedi, soruşturma dosyası olarak devam ediyor.

Hakkındaki gizlilik kararı devam ediyor. Tutuklandıktan sonra Henry Barkey ile 93,5 saat telefon kaydımın olduğuna dair asılsız haberler yayınlandı. Ama tek bir görüşmemiz yok.

Tutuklandıktan sonra da suçlamalarla ilgili somut delil yok. Şüphe ile delil arasındaki kopukluk daha belirgin hale geldi. Bu nedenle tahliyemi talep ediyorum." ifadesini kullandı.

-

Duruşmaya verilen 15 dakikalık aranın ardından Osman Kavala'nın avukatı Köksal Bayraktar savunmasına başladı.

Bayraktar, "Müvekkilim 21 aydan bu yana yani 630 günden bu yana hürriyetinden yoksun kılınarak yaşama durumunda kalmıştır. Sayıların büyüklüğü yapılan hukuki işlemin yanlışlığını ortaya koymaktadır" dedi.

Bayraktar, "Önceki duruşmadan sonra önemli bir belge ortaya çıktı. Bu belge bizim konumuz yönünden son derece önemli bir delil niteliğinde. Bu belge AYM'nin kararıdır. AYM başkan vekillerinden Hasan Tahsin Gökcan ilginç bir şekilde bu suç için yalnız cebrin ve diğer unsurların yanı sıra silahlı örgüt kavramının da gerçekleşmesini gerekli tutuyor" ifadesini kullandı.

Bayraktar, "Bu son derece önemli bir tespit. Hükümeti devirmeye teşebbüs etmek ancak silahlı bir örgütün faaliyetiyle mümkün olabilir. Gökcan, aynı kararda yasal prosedürlere uyulmadan icra edilse dahi cebir ve şiddet unsurunu taşıması gereken suçların dayanığının olgular olmasının hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır. Bununla da kalınmıyor. AYM Başkanı Zühtü Arslan, Kavala'nın telefon görüşmelerinden birine dayanarak cebir ve şiddetin bulunduğunu söylemenin mümkün olmadığını söylüyor.

Bundan önce pek çok kez tutukluluğun kaldırılmasını talep ettik. Engin Yıldırım, tutukluluğun ölçülü olması gerektiğini söylüyor. Yapılan eylemle, kişiyle ve olayla bağlatılı olarak ölçülü olması gerekmektedir. Orantılılık, elverişlilik aramak gerektiğini söylüyor Yıldırım. Zühtü Arslan da somut olayda, burada tutukluluğun gereği yoktur diyor. Bu koruma tedbirinin hukuka uygun olmadığını görüyoruz. İddia makamı bir önceki duruşmada bu suçun katalog suç olduğunu söyleyerek tutukluluğun devamını istedi. Peki doktrinler bunu mu söylüyor?" diye konuştu.

Bayraktar, "Hukukla ilgili bir internet sitesinde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun bir yazısı vardır. Diyor ki katalog suç söz konusu olsa dahi tutuklama kararı vermek zorunluluk değildir. Şu ana kadar yaptığım konuşmada üç ünlü yargıcın sözleriyle hükümeti devirmeye teşebbüs suçunun işlenmediğini ortaya koyuyoruz. Suç işlenmemiştir ki katalog suç olsun. Basmakalıp terimlere dayanılarak özgürlükler ortadan kaldırılamaz. Artık müvekkilin tutukluluk halinin devamı yönünde işlem yapılmamasını ve özgürlüğünün verilmesini arz ederim." dedi.

Osman Kavala'nın avukatlarından İlkan Koyuncu söz aldı.

Koyuncu, "Biz, mahkememiz muhatabımızdır demiştik. Bunu söylediğim için özür diliyorum ama ilk defa mahkemede "hukuki garabet" terimini kullanacağım. Müvekkilim 1 Kasım 2017'de Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı ve ilk kez 25 Haziran'da huzurunuza çıktı. Başka bir hakime çıkılmadı, tutuklama kararı verilmedi. Hakkında bir defa tutuklama kararı verildi. 5 Mart 2019'da tekzip zaptında, 2 Nisan'da 30 Nisan'daki tutukluluk incelemelerinde, 28 Mayıs'da ilk celsede tutukluluğun devamına karar verildi Müvekkilimizin tahliyesi için şerhinize teşekkür ediyoruz ama ev hapsine katılmıyoruz. Çünkü devletimiz muktedirdir. Adli kontrol yeterli olacaktır. Kavala başka bir dosyadan daha tutuklu. Bir kere hakim karşısına çıkmış ancak iki kere tutuklama kararı verilmiş. Hukuki garabet terimini mecburen kullanıyorum" dedi.

İstismarcı öğretmenin cezası 28 yıldan 22 yıla düştü! Güncel Hırsızlık için girdiği iş yerine tuvaletini yaptı! Güncel