Osmanlı döneminde düşen meteor bilim tarihine geçti
Trakya Üniversitesi Tarih Bölümü doktora öğrencisi Altay Bayatlı, Doç. Dr. Ozan Ünsalan ve NASA kıdemli araştırmacısı Peter Jenniskens tarafından hazırlanan bilimsel makale, bir göktaşı tarafından en erken ölüm ve yaralanma olayının kanıtı oldu.
‘Meteoritics & Planetary Science’ adlı bilim dergisinde yayımlanan makale ile Osmanlı arşivinde bulunan 10 Ağustos 1888 tarihli belge, gezegen bilimi tarihine geçti. II. Abdülhamit dönemine ait belgeyle, günümüzde Irak sınırları içinde bulunan Süleymaniye’ye bağlı Dilaver köyüne düşen bir meteor sonucunda bir kişinin hayatını kaybettiği, bir kişinin ise ağır yaralandığı kanıtlandı.
Sözcü'den Uğur Akagündüz'ün haberine göre Edirne'de Trakya Üniversitesi Tarih Bölümü doktora öğrencisi Altay Bayatlı tarafından 2018 yılında Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde keşfedilen Osmanlı Devleti'ne ait tarihi belge, bilimsel kanıt olarak kabul edildi.
II. Abdülhamit döneminden günümüze ulaşan belge, Bayatlı tarafından Osmanlıca’dan Türkçe'ye çevrilirken; dünyada meteor düşmesi sonucu en erken tarihli ölüm ve yaralanma olayının kanıtı olarak kabul edildi.
ÜÇ BİLİM İNSANI KATKI SUNDU
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Ozan Ünsalan'ın meteorun yönünü, patlama şiddetini ve yayıldığı alanı gibi matematiksel hesaplamalarla katkı verdiği makalede, NASA'nın SETI (Search for Extra-Terrestrial Intelligence; Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırması) programında ve Ames Araştırma Merkezi'nde kıdemli araştırmacı olarak görev yapan Peter Jenniskens de yer aldı.
MAKALE HAKEMLİ DERGİDE YAYIMLANDI
Jenniskens'in dünya üzerinde daha önce yaşanmış meteor olayları ile Osmanlı Devleti döneminde yaşanan olayı karşılaştırarak katkı verdiği makale, 22 Nisan Çarşamba günü ‘Bir göktaşı tarafından en erken ölüm ve yaralanma kanıtı' (Earliest evidence of death and injury by a meteorite) başlığıyla ABD'de ‘Meteoritics & Planetary Science' adlı hakemli bilim dergisinde yayımlandı.
METEOR BUGÜNKÜ IRAK SINIRLARI İÇİNE DÜŞÜTÜ
Günümüzde Irak sınırları içinde bulunan Süleymaniye kentine bağlı Dilaver köyüne düşen meteorun kanıtı olan belge ile ilgili bilimsel makale hazırlayan 3 bilim insanı, Osmanlı arşivinden gezegen bilimine önemli bir keşif kazandırdı.
Trakya Üniversitesi Tarih Bölümü Doktora Öğrencisi Altay Bayatlı, tarihi belgeyi kefiş sürecinden ‘Bir göktaşı tarafından en erken ölüm ve yaralanma kanıtı' başlıklı makalenin hazırlanmasına kadar gerçekleştirdikleri çalışmaları açıkladı.
“DÖNEMİM MUSUL VALİSİ YAZMIŞ”
Bayatlı, tarihi belgeye 2018 yılında Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ndeki araştırmaları sırasında ulaştığını açıklarken şunları söyledi;
Belge, II. Abdülhamit döneminde yazılmış. Dönemin Musul Valisi Mustafa Faik Paşa, Yıldız Sarayı'na giden özel bir hat olan hususi maruzat olarak Sadaret Makamı'na yazıyor ve belgeyi ilk okuyan da Sadrazam Mehmet Kamil Paşa oluyor.
Sadrazam Mehmet Kamil Paşa, belgeyi okuduktan sonra da Sadrazam kalemi, dosyanın Sadrazama arz ve takdim kılındığını belirterek dosyayı kaldırıyor.
“BELGE İLE GÖKTAŞI DA GÖNDERMİŞ”
Tarihi belgede, meteorun 10 Ağustos 1888 tarihinde Perşembe günü saat 20.30 sıralarında Süleymaniye'nin Dilavey köyüne düştüğünün kanıtlandığına dikkat çeken Bayatlı şu ifadeleri kullandı;
* Belgede, 10 Ağustos 1888 yılında Perşembe günü saat 20.30 sıralarında, Süleymaniye'nin Serçınar kazasına bağlı Çişane köyündeki piramit şeklinde olan bir tepenin üzerinden giriş yapan meteorun, Süleymaniye'nin doğu tarafındaki Dilaver köyüne düştüğü yazıyor.
* Belgede, meteorun yere çarptıktan mantar bulutu oluşturduğuna ve bölgede bulunan 2 kişiden birinin vefat ettiğine, diğer kişinin de ağır yaralandığına yer veriliyor.
* Ayrıca köyün etrafına 10 dakika boyunca yağmur yağarcasına göktaşlarının yağmağa devam ettiği de açıklanıyor. Musul Valisi Mustafa Faik Paşa, bu belgeyi merkeze gönderirken, yanında örnek bir göktaşı da gönderiyor.
* Bu taşın, Müze-i Hümayun'a alınma ihtimali çok yüksek. Fakat örnek göktaşının şu anda nerede olduğunu bilmiyorum.
“BUGÜNE KADAR KAYITLARA GEÇEN TEK BELGE”
Bayatlı, tarihi belgeyi keşfetmesinin ardından bilimsel makalenin hazırlanması için Ünsalan ve Jenniskens ile gerçekleştirdikleri çalışmaları açıkladı.
Bayatlı, Osmanlı Türkçesi ile yazılan belgeyi Türkiye Türkçesi'ne çevirdiğini belirtirken şunları kaydetti;
* Belgeyi bulduktan sonra çevirisini yaptım. Doç. Dr. Ozan Ünsalan, astrofizikçi olduğu için meteorun matematiksel olarak yönünü, nasıl patladığını ve ne kadar yayıldığını hesapladı.
* Peter Jenniskens ise Ege Üniversitesi'ne uzayı dinlemek amacıyla sistem kurmak için geldiğinde Ozan Ünsalan ile tanışıyor ve belgeyi inceledikten sonra makaleye dâhil olmak istiyor.
* Peter Jenniskens, daha önce bu olaya benzer olaylar da yazmıştı. Örneğin; 2006 yılında Hindistan'da meydana gelen meteor düşmesi olayını yazıyor fakat olayda ölüm yok.
* Peter Jenniskens yere düşen meteorlarda çok uzman bir isim. SETI programından da bunları takip ediyor. Onun da katkısı, meteor olayları ile benim bulduğum belgedeki olayları makalede karşılaştırdı.
* Bizim ortaya çıkarıp yazdığımız belge, dünyada meteor düşmesi sonucu en erken tarihli ölüm olayı olarak kabul edildi.
* Çünkü daha erken tarihli olan belgeli bir olay bugüne kadar ortaya çıkarılamadı. Bir meteor çarpması sonucunda ölen insan, bugüne kadar hiç kayda geçmemiş.
“OSMANLI ARŞİVLERİ EN ÖNEMLİ KAYNAK”
Bayatlı, ‘Meteoritics & Planetary Science' dergisinde yayımlanan makalenin, dünyadaki birçok bilim dergisi ve gazetenin de ilgi odağı olduğunu belirtirken; Osmanlı arşivlerinin bilimsel araştırmalara katkısına da dikkat çekti.
Osmanlı arşivlerinin bilimsel araştırmalar için en önemli kaynak olduğunu söyleyen Bayatlı; “İster arkeolog, ister sanat tarihçisi, ister de tarihçi olalım; ilk bakmamız gereken adres eski arşivlerdir. Bu olay da bu şekilde önümüze çıkmıştır” ifadelerini kullandı.