Ötenaziyle ölmeyi seçti ama... Son anda yaşamasına karar verildi!
Tedavisi olmayan bir hastalığın pençesinde kıvranmaktansa ötenazi yoluyla hayatına son vermeyi seçti. Öleceği tarih belirlenince tüm hazırlıkları yaptı, telefon hattını bile iptal etti. Ancak bir sağlık kurulu son dakikada planları değiştirdi.
Martha Sepulveda, ülkesinde bir ilk olacaktı: Ölümcül seviyede bir hastalığı olmamasına karşın yasal ötenaziyle yaşamı sona erecek ilk Kolombiyalı. Her şey planlanmıştı. Sepulveda geçtiğimiz pazar günü hayata veda edecekti. Ancak yetkililerin aldığı bir son dakika kararı sonucu Sepulveda halen yaşıyor ve bu durumdan oldukça mutsuz.
Sepulveda'nın hikayesi 2018 yılında başladı. O zaman 48 yaşında olan kadın önce elinde bir tuhaflık fark etti. Başparmağında bir zayıflık hissediyor, kalemi ya da bilgisayarın faresini eskisi gibi rahatça kavrayamıyordu.
Yapılan tetkikler sonucu Sepulveda'ya o yılın kasım ayında kamuoyunda Lou Gehrig hastalığı olarak da bilinen amyotrofik lateral skleroz (ALS) teşhisi kondu.
Geçtiğimiz yıllarda buz kovası meydan okumalarıyla gündeme gelen ve sürekli ilerleyen nörolojik bir hastalık olan ALS, birkaç ay içinde Sepulveda'nın bacaklarındaki kasların kontrolünü kaybetmesine neden oldu.
Hastalık ilerledikçe belirtiler artıyor, Sepulveda'nın hayatını sürdürmesi zorlaşıyordu. Her gece yatağına yattığına gözyaşlarına boğuluyor, "Ya sabah uyandığımda kalkıp kendi kendime banyoya gidemeyecek durumda olursam?" diye düşünüyordu. Tek çocuğu olan oğluna "Nereye kadar gideceğim böyle?" diye soruyordu.
KARAR SON DAKİKADA İPTAL EDİLDİ
Kendini "inançlı bir Katolik" addeden Sepulveda bunun üzerine korkusunu yenmesine yardımcı olabileceğini düşündüğü Ötenazi hakkında araştırma yapmaya başladı ve sonunda kararını verdi, hastalık onu bitirmeden o hayatını bitirecekti.
Sepulveda'nın ötenazi prosedürü için planlanan zaman 10 Ekim 2021 gününün sabah saat 7'siydi. Ancak 8 Ekim gecesi Sepulveda, avukatlarından hiç beklemediği bir telefon aldı. Bir tıp komitesi Sepulveda'nın raporlarını incelemiş, durumunda iyileşme görüldüğüne karar vermiş ve ötenazi prosedürünü iptal etmişti.
Avukatları kararın Sepulveda için bir sürpriz olduğunu söyledi zira kadının durumunun inceleme altında olduğuna dair en ufak bir fikri bile yoktu. Hayatının son saatlerini yaşadığını düşünüyor, evinde ailesiyle sakin zamanlar geçiriyor, hakkında ülke medyasında çıkan haberleri takip etmemeye çalışıyordu.
"TELEFON HATTINI BİLE KAPATTIRDI ÇÜNKÜ…"
Avukatlardan Camila Jaramillo, cumartesi gecesi yaptığı açıklamada, "Müvekkilim telefon hattını bile iptal etti çünkü yarın öleceğini düşünüyordu" diye konuştu.
Jaramillo'nun bağlı olduğu avukatlık şirketi Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Laboratuvarı da karara karşı mücadele etme sözü verdi. Şirketten yapılan açıklamada karar "gayrımeşru ve keyfi" olarak nitelendirilerek Sepulveda'nın "onurlu ölüm" hakkının ihlal edildiği belirtildi.
Açıklamada ayrıca Kolombiya Anayasa Mahkemesi'nin geçtiğimiz Temmuz ayında aldığı bir ötenazi kararına dikkat çekildi. Söz konusu karar doğrultusunda fiziksel bir yaralanma ya da ciddi ve iyileşmez bir hastalığı olan ağır fiziksel ve zihinsel acı içindeki kişilere uygulanacak ötenazi için en fazla 6 ay ömrü kalmış olma şartı kaldırıldı.
Mahkemenin bu kararından önce yasal ötenazi seçeneği sadece 6 ay ve daha az ömrü kalmış kişilerde uygulanabiliyordu.
2 YIL YAŞAYAN DA VAR 10 YIL YAŞAYAN DA
Sepulveda'nın hastalığı ALS tedavisi olmayan ölümcül bir hastalık. Ancak hastalığın ilerleyişi her vakada farklı seyrediyor. Bazı hastalar teşhisi aldıktan sonraki iki yıl içinde yaşamlarını yitirirken bazı hastalar 10 yılı aşkın süre ALS'le yaşayabiliyor.
Kolombiya nüfusunun yüzde 73'ü Katoliklerden oluşuyor. Katolik inancının 11 önemli gününün ulusal bayram olarak kutlandığı ülkede kürtaj uygulamasına da çok kısıtlı koşullarda izin veriliyor. Bu bağlamda düşünüldüğünde 1997 yılında ötenaziyi suç kapsamından çıkaran ülkeler arasına katılması Kolombiya için oldukça ilginç bir durum.
Üstelik ülkede ötenazi hakkına yönelik kamuoyu desteği de oldukça yüksek. Invamer danışmanlık şirketinin düzenlediği bir ankete göre, Kolombiyalıların yüzde 72,5'i tedavi edilemeyecek bir hastalığı olanlara kendi yaşamlarına son vermeleri için izin verilmesi gerektiğini düşünüyor.
Şu an dünyada yedi ülke (Belçika, Hollanda, İspanya, Kanada, Kolombiya, Lüksemburg, Yeni Zelanda) ile Avustralya'nın bazı eyaletlerinde ötenazi serbest. Kolombiya listedeki tek Latin Amerika ülkesi konumunda. Durumu ölümcül olmayan hastalarda ötenazi uygulamasına izin veren ülkelerin sayısı ise sadece üç. Bu ülkeler, Kolombiya'nın yanı sıra Belçika ve Hollanda.
"YAŞAMSAL FAALİYETLERİNİ VE GÜNLÜK HAYATINI ETKİLEMEMEKTEDİR"
Sepulveda'nın ötenazi prosedürü, kısaca Incodol olarak bilinen Kolombiya Acı Enstitüsü'nde gerçekleştirilecekti. Kurumdan yapılan açıklamada, Sepulveda'nın sağlık durumunun Temmuz-Ekim 2021 döneminde iyiye gittiği, bu nedenle prosedürle ilgili kararın değiştirildiği belirtildi.
Jaramillo'nun Washington Post gazetesiyle paylaştığı karara göre, Sepulveda'nın durumunu enine boyuna değerlendiren Incodol bünyesindeki bir komite, dejeneratif, ilerleyen ve iyileşemez hastalık şartlarının hiçbirinin karşılanmadığına hükmetti. Kararda, "Sepulveda'nın hastalığı, yaşamsal faaliyetlerini ve günlük hayatını kendisinin ve ailesinin geçmişteki kayıtlarda ifade ettiği üzere tamamen etkilememektedir" yorumu yapıldı.
Sepulveda'nın 6 aydan fazla yaşayacağı beklentisi içinde olan komite, kadının ötenazi prosedürüne uygun olmadığı sonucuna vardı. Incodol'ün yöneticilerinde Fredy Quintero, Caracol'a yaptığı açıklamada, "Tüm hastaların iyileşme potansiyeli bulunur. Bir hastanın durumu değerlendirilirken bu da hesaba katılmalıdır" diye konuştu.
TELEVİZYONDA HAYAT DOLU BİR GÖRÜNTÜ ÇİZDİ
Komite üyelerinin bu kararında Sepulveda hakkında son dönemde medyada yer alan haberler de etkili oldu. Zira kadın geçtiğimiz günlerde yerel bir restoranda Yemek yerken televizyon kameralarına röportaj vermiş, haberlerdeki gülümseyen ve kahkahalar atan haliyle hayat dolu bir insan görüntüsü çizmişti.
Kolombiya'nın Haber kanallarından Caracol'a konuşan Sepulveda, kararından da inancından da emin olduğunu belirterek, "Yaşamın sahibinin Tanrı olduğunu biliyorum. Ama Tanrı benim acı çektiğimi görmek istemiyor" ifadelerini kullanmıştı.
Sepulveda'nın 22 yaşındaki oğlu Federico Redondo Sepulveda da pazar günü annesinin avukatları aracılığıyla bir video mesajı yayınladı. Incodol'ün "usulsüz" davranışlarının annesi hakkındaki haberlerin viral olmasından sonra yaşandığını belirten Oğul Sepulveda, yetkililere soruşturma çağrısı yaptı ve "Buna müsamaha göstermemeliyiz" dedi.
"ANNEMİN SAVAŞI BİNLERCE İNSANIN SAVAŞIDIR"
Federico Redondo Sepulveda şöyle devam etti: "Burada söz konusu olan sadece Martha Sepulveda'nın hakları değildir. Birçok başka kişinin böyle prosedürleri alma hakkı da eninde sonunda ihlal edilebilir. Yaşananlar sonucu annem yeniden o çaresiz ve üzgün haline döndü ve bunu değiştirebilecek hiçbir şey yok."
Annesinin yeniden gelecekle ilgili büyük bir kaygıya kapıldığını da ifade eden Oğul Sepulveda, "Annemin onuru için bu savaşı vermeye hazırız. Annemin savaşı, binlerce insanın savaşıdır" diye konuştu.
Kolombiya Sağlık Bakanlığı'nın konuyla ilgili yorumunda, 6 aydan az ömrü kalmamış bir hastada ötenazi uygulanmasına izin verilemeyeceği zira Anayasa Mahkemesi'nin ötenaziyle ilgili gerekçeli kararının henüz açıklanmadığı belirtildi. Bu yoruma karşı çıkan hukukçular Anayasa Mahkemesi kararlarının açıklanır açıklanmaz yürürlüğe girdiğini vurguladı.
BİR BAŞKA ALS HASTASINA DAHA ÖTENAZİ UYGULANDI
Anayasa Mahkemesi'nin temmuz ayında aldığı karar, Kolombiya'da toplumsal bir bölünmeye yol açtı. Kilise yetkilileri ötenaziyi insan hayatının onuruna yönelik "ciddi bir saldırı" olarak nitelendirdi. Ulusal piskoposlar konferansının bir üyesi, Sepulveda'ya kararı üzerinde "sakince düşünme" çağrısı yapıp tüm Katolikleri de "kadına merhamet göstermesi için Tanrı'ya dua etmeye" davet etti.
Mahkemenin kararından sadece bir ay önce, 71 yaşındaki ALS hastası Yolanda Chaparro'nun yaşamına ötenaziyle son verildi.
Aslında Chaparro, bir yıl önce ötenazi için başvurmuş ancak hastalığı ölümcül seviyede görülmediği için başvurusu reddedilmişti. Bunun ardından durumu gittikçe kötüleşen Chaparro, oksijen desteği olmadan soluk alıp veremez, kendi kendine hareket edemez hale gelmişti. Kızı Paola Andrade Chaparro, Washington Post'a, kadının tükürüğü ile boğularak ölme korkusu yaşadığını anlattı.
Chaparro ölmeden kısa bir süre önce aile üyelerini toplayarak onlara kararını açıklamıştı: "Benim için yaşamak uçmak demek. Yürümek demek, yaratmak demek. Yaşamak hayatınız boyunca kurduğunuz hayallere bağlı kalmak demek. Her gün her şeyin biraz daha zorlaştığını görmek tüm bunların sonu anlamına geliyor."
O dönemde Anayasa Mahkemesi'nin kararında Chaparro örneğinin hızlandırıcı etki yaptığı yorumları dile getirildi.