Özdil: Samimi söylüyorum AKP'ye hayranım…
Sözcü yazarı Yılmaz Özdil Türkiye'de yaşanan olumsuzluklardan AKP'nin sorumluluğu kabul etmemesine ilişkin bir yazı kaleme aldı.
Özdil'in, AKP hükümetinin adeta halka dalga geçer nitelikte açıklamalar yapmasını mizahi bir dille kaleme aldığı 'Kullanıcı Hatası' başlıklı bugünkü yazısı şöyle:
İstanbul metrosunda yürüyen merdivenin basamakları koptu, onlarca vatandaş paldır küldür yuvarlandı, vatandaşın biri yürüyen merdivenin içine düştü, kolu kırıldı, bacakları ezildi, şans eseri ölümden kurtuldu… Sayın belediyemizin hiçbir suçunun kusurunun olmadığı, tamamiyle “kullanıcı hatası” olduğu açıklandı!
*
Samimi söylüyorum, Akp'ye hayranım… Olan daima vatandaşa oluyor ama, mağdur olan daima Akp oluyor!
*
Eminim hatırlarsınız, İstanbul'a yağmur yağdı, 31 insanımız boğularak can verdi, asrın liderimiz “derenin intikamı” dedi, Kadir Topbaş daha bilimsel bir izahatta bulundu, “sprey gazları ozonu deliyor, buzullar eriyor, bu yağışlar ondan” dedi.
*
31 insanımız ozon'dan gitti yani.
*
Ankara'ya yağmur yağdı, denizi olmayan şehirde insanlarımızı dalgıçlar çıkardı, Melih Gökçek “sele uykuda yakalanmayın, üst kattaki komşunuzda kalın” dedi.
*
Balkan harbinden kalma ilkel vagonları “hızlı tren” yaptılar, ilk virajda 41 kişi sizlere ömür… TCDD genel müdür yardımcısı “her şey Allah'tan” dedi. Akp milletvekili “kem gözlerin nazarı” dedi. Asrın liderimiz “bu bölgede 1950'den beri kaza oluyor” dedi. Binali beye sordular, “niye istifa edeyim, treni ben mi kullanıyorum” dedi.
*
Boğaz köprülerindeki tamirat İstanbul trafiğini felç etti, Karayolları genel müdürü çözüm önerisinde bulundu, “tatil imkanı olan İstanbullular İstanbul'u terkederlerse, İstanbullular rahat eder” dedi.
*
Soma'da 301 madencimiz katledildi. “Sorumluluk kime ait?” diye sordular, asrın liderimiz cevapladı, “İngiltere'de 1862'de madende göçük oldu, 204 kişi öldü, Fransa'ya geliyorum, 1906'da dünya tarihinin en ölümlü ikinci kazası oldu, Japonya'ya bakıyoruz, 1914'te 687 ölü, gaz ve kömür karışmasının neden olduğu sanılıyor, değerli arkadaşlar Çin'de metan gazı patlaması oluyor, Hindistan'da metan gazı alev alıyor, bakın Amerika, teknolojisiyle her şeyiyle, 1907'de 361 ölü var, bunlar olağan şeylerdir, fıtratında var” dedi.
*
Memleketi keneler sardı, Kırım Kongo kanamalı ateşinden ölen öleneydi. Sağlık bakanımız “pantolon paçalarını çoraba sokun” dedi.
*
Söndürmeyi beceremediler, Antalya Manavgat bir hafta yandı, şehir büyüklüğünde alan kül oldu. Orman genel müdür yardımcısı “tek iyi tarafı ormanlarımızda kene kalmadı” dedi.
*
Afrika uçuşlarında yeterli önlem alınmadığı için Ebola virüsünün Türkiye'ye bulaştığı ortaya çıktı, THY genel müdürü yüreğimize su serpti, “Ebola aslında göründüğü kadar kötü bir şey değil, Allah göstermesin bulaşınca öldürüyor” dedi.
*
Tuzla tersanesinde kurtarma filikasını kum torbaları yerine işçileri oturtarak denediler, işçileri filikaya doldurup tankerin arkasından denize attılar, üçü boğuldu. “Filika Çin malıydı, camı kırıldı, Çinlilerin hatası” dediler.
İş kazalarında, işçi ölümlerinde “dünya rekoru” kırdık, ekonomi bakanımız “iş kazaları medeniyet göstergesidir” dedi.
Yandaş müteahhitin inşaatında asansör çakıldı, 10 işçi pisi pisine hayatını kaybetti, Ahmet Kiziroğlu “şehit hükmündedirler” dedi.
*
“Nükleer santral patlarsa ne olacak?” diye sordular, asrın liderimiz “ha nükleer santral kurmuşsun, ha evine mutfak tüpü bağlatmışsın, riski aynı” dedi.
Enerji bakanımız daha şık izah etti, “ABD'de yapılan araştırmaya göre, bekarların ölüm oranı nükleer santral kazalarında ölenlerden daha yüksek, bekarlık nükleer santrallardan daha tehlikeli” dedi.
*
Deprem oldu, Van Erciş yerlebir oldu, arama kurtarmada yetersiz kalındı, insanlarımız enkaz altında bağıra bağıra can verdi. “Yabancı ülkelerden gelen kurtarma ekiplerini niye kabul etmedik?” diye sordular… Beşir Atalay “kendi potansiyelimizi görmek istedik” dedi.
*
İlkokullarda süt dağıttılar, onbinlerce çocuk hastanelik oldu, milli eğitim bakanımız “zehirlenme değil, süte karşı hassasiyet” dedi, Bülent Arınç “çocuklar aşırı dozdan rahatsızlanmış olabilir” dedi, Diyarbakır valisi “sütten değil, psikolojik” dedi, Sivas valisi “zehirlenme değil, süt biraz bozuk” dedi, Konya valisi “zehirlenmediler, etkilendiler” dedi, Edirne valisi “açlıktan mideleri bulanmıştır” dedi.
*
Ankara'da su sıkıntısı başgösterdi, Melih Gökçek “Ankaralılar tatile çıksın, annelerini babalarını ziyaret etsinler, biraz rahatlarız” dedi.
*
Emeklilerin PTT'deki maaş kuyrukları çileye döndü, kuyrukta ölenler oldu, PTT genel müdürü “maaş kuyrukları emeklilerimiz için sosyal aktivite, kendi yaşıtlarını görüyorlar, kuyrukta sohbet ediyorlar” dedi.
*
Ankara'da belediye otobüsü durağa daldı, 12 insanımız öldü, sağlık bakanımız “fren boşalması” dedi.
*
Cephanelik patladı, 25 şehit verdik, orman bakanımız “Hindistan'da Pakistan'da olur böyle şeyler” dedi.
*
“Canlı bombaları niye yakalayamıyorsunuz?” diye sordular. Ahmet Kiziroğlu açıkladı, “hepsinin tek tek isim listesi elimizde ama, eylem yapmadan tutuklayamayız, Türkiye sebepsiz yere insanların tutuklanabileceği bir ülke değil” dedi.
*
Kilis'te 22 kişi öldü, Kilis valisi toplumu bilgilendirdi, “bu roketlerin buraya düşüyor olması eleştiriliyor, tabii ki düşecek, havada mı kalacak, yerçekimi var” dedi.
*
Haydarpaşa Garı meşale gibi yandı, “kaynaktan” dediler.
Karaköy iskelesi battı, “lodostan” dediler.
İstanbul'da fabrika havaya uçtu, 20 insanımız daha gitti. İşyeri ruhsatsızdı, işçiler sigortasızdı, vergi kaçaktı, elektrik araklamaydı, bina çürüktü, “neden patladı?” diye sordular, İstanbul valisi “fabrikanın kazanından” dedi.
Ankara'da yılbaşı gecesi üniversite öğrencisi yedi gencimiz doğalgazdan can verdi, başkent doğalgaz şirketinin genel müdürü “biliyorsunuz bugün cuma namazı var, fazla soru almayalım, müsaadenizi isteyeceğiz” dedi.
*
Konya'da tarikat yurdu patladı, 17 kız çocuğumuz öldü, “tüpten” dediler.
Adana'da tarikat yurdu yandı, 11 kız çocuğumuz öldü, “kapı sıkışmış” dediler.
*
Doğalgaz faturaları zamlandı, Kadir Topbaş “az yakın, iki kazak giyin” dedi.
*
Pirinç zamlandı.
Tarım bakanımız “bulgur yiyin” dedi.
“Peki kırmızı et fiyatları niye zamlandı?” diye sordular.
“Vatandaşın refahı arttı, refahı arttığı için vatandaşbol bol koyun eti, inek eti yiyor, bol bol et yenince, etin fiyatı yükseliyor” dedi.
*
Maliye bakanımıza “işsizlik niye artıyor?” diye sordular. “Aslında artmıyor, sadece daha çok işarandığı dönemlerde artıyor” dedi.
*
Dolar düşüyor.
“Hükümetimiz sayesinde.”
Dolar yükseliyor.
“ABD yüzünden.”
*
Benzin bir kuruş ucuzluyor.
“Hükümetimiz sayesinde.”
Dünyanın en pahalı benzinini kullanıyoruz.
“ABD, Rusya, İran, Irak, Mısır, Çin, Suudi Arabistan, Kuveyt, Venezuela, Suriye, İsrail yüzünden.”
*
Asrın liderimiz Avrasya Tüneli'nin açılışında konuştu, “günde 100 bin araç hava şartlarından etkilenmeden rahat bir şekilde burayı kullanacak, artık fırtına çıktı, vapur seferleri iptal oldu, sis çöktü, köprüde trafik durdu gibi haberleri geride bırakıyoruz, Avrasya Tüneli sayesinde dışardaki iklim şartlarından etkilenmeden kesintisiz araç ulaşımı mümkün” dedi.
İlk yağmurda Avrasya Tüneli'ni su bastı, ulaşım durdu, “hava şartları kötü” dediler.
*
En son…
İstanbul metrosunda yürüyen merdivenin basamakları koptu, vatandaş içine düştü, tamamiyle “kullanıcı hatası” dediler.
*
Bence en mantıklı açıklama bu oldu.
Hakikaten kullanıcı hatası var.
Bunca rezalete rağmen sayın ahalimiz hâlâ doğru oy kullanamıyor!
Yazıyı Sözcü'de okumak için TIKLAYIN