Özgür Özel, Gezi davasını Gerçek Gündem'e anlattı: ‘Erdoğan'ın bize yaptığı son kötülük, belki de Allah'ın bir lütfu’

Abone ol

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, yargılama sürecinde yaşananlarla uluslararası kamuoyunun dahi tepkisini çeken Gezi davasını Gerçek Gündem Yayın Danışmanı Rıdvan Akar'a anlattı. "Erdoğan'ın bize yaptığı son kötülük, belki de Allah'ın bir lütfu" dedi.

GERÇEK GÜNDEM

Aralarında bir dönem AKP'den milletvekili aday adayı olan üye hakim Murat Bircan'ın da bulunduğu mahkeme heyetinin, beraat kararlarının bozulmasının ardından yeniden görülen Gezi Parkı davasında 'ceza yağdırması' kamuoyunda tepkilere yol açtı. CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel'in karar duruşması sonrası yaptığı "Gezi özgürdür, Kavala özgürdür. Tarih önünde Recep Tayyip Erdoğan hesap verecektir. And olsun, and olsun, and olsun" şeklindeki açıklaması ise büyük ses getirdi.

Özel, bugün Gerçek Gündem Yayın Danışmanı Rıdvan Akar'ın sorularını yanıtladı; hukuk tarihine bir 'skandal' olarak adını yazdıran dava sürecini yorumladı.

Davanın bir siyasi hesaplaşma, bir kin davası olduğunu belirten Özel, şunları söyledi:

'ÜYE HAKİM İKİ SENE ÖNCE 'REİSİM BENİ VEKİL YAPAR MISIN?' DEMİŞ, BELKİ BİR SENE SONRA YİNE DİYECEK'

"Doğrudan Saray'dan talimatlı. Heyetin durumu ortada. Sürekli muhalif kalan bir üye var, o güzel bir şerh yazdı. Diğer üye, 2019 yıında AK Parti teşkilatından yargı teşkilatına devşirilmiş bir 'kardeşimiz.' Öyle bir dava ki birinci derecede şikayetçisi, suçtan zarar gördüğünü iddia eden kişi Recep Tayyip Erdoğan. Hakim daha iki yıl önce 'Reisim beni milletvekili yapar mısın?' demiş. Belki bir yıl sonra yine diyecek.

'HAKİMİN TARAFSIZLIĞI İLKESİNİN İLK DAKİKADAN İHLAL EDİLDİĞİ BİR DAVA'

Şimdi bu kişinin Recep Tayyip Erdoğan'ın servis ettiği 'Gezi bana karşı bir darbeydi' açıklamasına karşı 'Hayır değildi' demesini bekler misiniz? Hakimin tarafsızlığı ilkesinin, hakimin davacılarla bağı olmama ilkesinin daha ilk dakikadan ihlal edildiği bir davaydı.

'ADALETİN GEREĞİNİ DEĞİL, RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN GÖNLÜNÜ YAPTI ORADAKİLER'

Dün hukukun adaletin gereği yapılmadı, Recep Tayyip Erdoğan'ın gönlünü yaptı oradakiler. Silivri'deki beraatlerde oradaydım ben. Recep Tayyip Erdoğan'ın gönlünde, zihninde beraat etmedikleri için 'Olmaz öyle şey' dendi. Kavala serbest kalmıştı. Kapı açıldığında kendisini ailesi yerine polis ekipleri karşıladı. Sıfır noktasında yeniden gözaltına alınıp cezaevine koydular. Recep Tayyip Erdoğan öyle istemişti. Ertesi gün de dedi ki; 'Kavala'yı birileri serbest bırakmaya kalktı.' dedi. Kim serbest bırakabilir? Hakimler. Gezi'den beraat etmiş Kavala'yı casusluktan tutukladılar."

'KAVALA'YA 'İKİ YIL SİZİ CASUSLUKTAN BOŞA TUTTUK, DAHA ÖNCE BERAAT ETTİĞİNİZ SUÇTAN CEZA VERİYORUZ' DEDİLER'

Casuslukla itham edilen Kavala'nın bu suçlamadan beraat etmesine değinen Özel, "Yani, 'İki yıl sizi casusluktan boşa tuttuk, ama Reis 'Tut' dedi diye tuttuk. Daha önce beraat ettiğiniz suçtan size bir daha ceza veriyoruz' dediler. Bu da olacak iş değil. Beraat edilmiş bir suçtan, delil durumu değişmeksizin yeniden yargılamaya çok somut bir gerekçe yokken... Bu ne demek? Çocukken maç yapardık ya, güçlü biri gelir, kural tanımaz, o kazanana kadar oynarsın. Böyle bir şey yok. Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'ye bunu dayatıyor" ifadesini kullandı.

'MÜCELLA HANIM'A İLAÇLARINI VERMEMİŞLER, RAPOR İSTEMİŞLER'

Savunma avukatlarından Fikret İlkiz'in "Müvekkillerim Gezi'nin finansörü olamazlar, beş paraları yok" dediği isimlerden biri, 72 yaşındaki mimar Mücella Yapıcı'ydı.

Milletvekili, Yapıcı'nın durumuna özel olarak değindi ve Adalet Nöbeti'nde avukatı Meriç Eyüboğlu ile karşılaştığını söyledi. Aralarında geçenleri şöyle anlattı:

"Biraz önce Adalet Nöbeti'nde bir konuşma yaptım. Ayrılırken Meriç Hanım diye bir avukat geldi. Sima olarak tanıyordum, toplumsal davalardan... 'Ben Mücella Hanım'ın avukatıyım. Bir sorun var yardımcı olur musunuz?' dedi. Sorun şu; Mücella Hanım'ın ilaçlarını yanına almışlar ama ilaçlarını almışlar, vermemişler. Raporlarını istiyorlarmış. 72 yaşında saati saatine ilaç kullanması gereken, rahatsızlıkları olan birisi şimdi ben Bakırköy Cezaevi'ne gidiyorum. Öncelikli meselemiz bu sorunu çözmek.

'İSTANBUL'DA KİRALIK EVDE OTURUYOR, ERDOĞAN VE HAKİMLERİ ONU 'GEZİ'NİN FİNANSÖRÜ OLMAK'LA SUÇLUYOR'

50 yıldır İstanbul'a hizmet eden bir insan. 50 yıldır İstanbul'daki kent suçlarına karşı mücadele ediyor, mesleğini de etik değerler içinde yapıyor. Böyle yaptığı için de İstanbul'da kiralık bir evde oturuyor. Düşünün, 50 yıldır mimarlık yapan birisinin İstanbul'un çok böyle kirası da mütevazı olan bir evinde hayatını sürdürmesi 72 yaşına kadar... Trajikomik mesele de şu, Recep Tayyip Erdoğan ve onun hakimleri, Mücella Hanım'ı Gezi'nin finansörü olmakla da suçluyorlar.

'MESELE İKİNCİ BİR ALİ TATAR GİBİ BİR MESELE; KUDDİSİ OKKIR'A 'ERGENEKON'UN KASASI' DEDİLER, CENAZESİNİ BELEDİYE KALDIRDI'

Sonu benzemesin; ama mesele bir ikinci Ali Tatar gibi bir meseledir. Toplumun tamamının vicdanını karartacak bir meseledir. Kuddisi Okkır'a da 'Ergenekon'un kasası' dediler, cenazesini Silivri Belediyesi kaldırdı. Mücella Hanım'ın sonunun böyle olmaması için onu seven herkesin sesini yükseltmesi gerekiyor. Biz onları yalnız bırakmayacağız. Eğer unutulurlarsa, orada unutulurlar."

Akar, son olarak deneyimli siyasetçiye "Gezi davasıyla ortaya çıkmış olan sonucu ve bu kararı, Türkiye'nin gelecekteki seçimlere kadar ki siyasi süreci açısından değerlendirdiğinizde bizi neler bekliyor?" sorusunu yöneltti.

'ADALET SİSTEMİNİ DÜN İTİBARİYLE ENTÜBE ETTİLER'

AKP döneminde uzun süredir adalet sisteminin hasta olduğunu belirten Özel, "Yoğun bakımlık olmuştu. Dün itibariyle entübe ettiler bizim adalet sistemimizi. Bir yakınınız yoğun bakımdaysa ve entübeyse ne yaparsınız? Gidip kapıda beklersiniz. Biz bugün adalet kapısında ondan bekledik. Çünkü adalet ölürse, şu an can çekişmektedir. Geriye kalan hiçbir şeyin kıymeti yok. Bunun için hep birlikte kapıda beklemek, birlikteliğimizi göstermek lazım" diye konuştu. Ardından şunları dile getirdi:

'MUHALİFLERİN YARGITAY'DA, İSTİNAF'TA BEKLEYEN DAVALARININ ONAYLANMASI ŞAŞIRTICI OLMAYACAK'

"Saray rejimi dün vitesi yükseltti. Bu şu demek; muhaliflerin istinaflarda, Yargıtay'da onay bekleyen davalarının onaylanması hiç şaşırtıcı olmayacaktır. Aklınıza kim geliyorsa... Veya HDP'ye kapatma davası var. Bu konuda kimse, 'Kendisi kapatma davalarıyla boğuşmuş bir partiyi kapatmayı göze almaz' diye düşünmesin. Bu bir tenezzül meselesi ama dün neye tenezzül ettiklerine bakarsanız her şeye tenezzül edebilirler. Düne kadar göze alırlar mı diye düşünüyorduk, dünden beri gördük ki gözü dönmüş. Gözü dönünce göze almayacakları hiçbir şey yok."

'BUNDAN SONRA HEM SİYASİ PARTİLERİN HEM SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİN BİRBİRİNE 'GÖZÜNÜN ÜSTÜNE KAŞIN VAR' DEMEYE HAKKI YOK'

Özel, yaşananlar karşısında hem siyasi partilere hem de sivil toplum örgütlerinin dayanışma ağlarına seslendi.

"Bundan sonra hem siyasi partilerin hem sivil toplum örgütlerinin dayanışma ağlarının, toplumsal muhalefetin tamamının birbirine 'Gözünün üstünde kaşın var' demeye hakkı yok. Bunu yapan Recep Tayyip Erdoğan'a ittifak yapıyordur" görüşünü dile getiren Özel, şu sözleri kayda geçirdi:

'MUHALEFETİN BİRBİRİNDE KUSUR GÖRMEK YERİNE VARSA BİRBİRİNİN KUSURUNU ÖRTMESİ, SAFLARI SIKILAŞTIRMASI GEREKİYOR'

"Muhalefetin birbirinde kusur görmek değil, artık varsa birbirinin kusurunu örtmek, safları sıkılaştırmak ve bu tek adam rejimine karşı cumhuriyetin 100. yılında milyonlar olarak adım adım mevzi kazanma zamanıdır. Kendi kendine çatışmak ve ona alan bırakmanın anlamı yok.

'YENİ BİR TOPLUM SÖZLEŞMESİ YAPABİLMEMİZ LAZIM'

Biz saray rejimine karşı hep birlikte bir adım atarak mevziler kazanmak, demokratik siyaset alanını korumak, adaleti korumak ve yükseltmek, yükselen adalet talebiyle birlikte gerçek bir adil yargı sisteminin kurulabileceği, daha sonra da hem sofradaki, ekmekteki adaleti, sokaktaki adaleti sağlayabilecek yeni bir toplum sözleşmesi yapabilmemiz lazım.

'RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN BİZE YAPTIĞI SON KÖTÜLÜK, BELKİ DE ALLAH'IN BİR LÜTFU'

Recep Tayyip Erdoğan'ın bir sözüyle bitirmek isterim. Dün bu kadar sertleşti ya, belki de bu Allah'ın bir lütfu. Seçimlere giderken bizi şöyle bir kendimize getirip, bunların ne kadar kötü olduğunu ve bunlarla nasıl mücadele edileceğini gösterecek bir şey lazımdı. Belki de Recep Tayyip Erdoğan'ın bize yaptığı bu son kötülük bir Allah'ın lütfu. Ne kadar kötü olduğunu bize hatırlatmış oldu. Ona göre davranacağız, ona göre örgütleneceğiz, ona göre birlikte çalışacağız, onu sandıkta yeneceğiz ve yollayacağız; başka çaresi yok."

İstanbul Sözleşmesi için çağrı: Eşit ve şiddetsiz bir yaşam için sözleşmeye sahip çıkalım Gündem Erdoğan, kapalı mekanlarda maske yasağının kaldırıldığını duyurdu Gündem Abdullah Gül'den Gezi davasına sert eleştiriler: Utanç verici, kabul edilemez; Türkiye'ye büyük bir kötülük! Gündem İhalelere doymayan AKP’li Ali Bilir Gündem