Özgür Özel 'Madımak'ın' önünden seslendi: İçeride iki katilin isimleri duruyor
Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri’ne gelenlerin konakladığı Madımak Oteli’nin ateşe verilmesi sonucu yaşamını yitirenler, eski Madımak Oteli’nin önünde düzenlenen törenle anıldı.
Sivas’ta 2 Temmuz 1993 tarihinde katledilen 33 aydın, akademisyen, yazar ve sanatçı için katliamın gerçekleştiği eski Madımak Oteli'nin önünde tören düzenlendi.
Törene, yaklaşık yaklaşık 3 bin kişi katıldı.
İLK ANMA İL PROTOKOLÜNDEN
Kentteki ilk anma programı, Sivas Valiliği tarafından saat 10.00’da gerçekleştirildi. Vali Salih Ayhan, Belediye Başkanı Hilmi Bilgin ve il protokolü, katliamın gerçekleştiği ve İl Özel İdaresi Bilim ve Kültür Merkezi’ne dönüştürülen eski Madımak Oteli binasındaki anıta karanfil bıraktı.
ALMANCA PANKART KRİZİ
Kentteki ikinci anma töreni ise aynı saatlerde Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Sivas Şubesi önünde başladı. Dernek önünde toplananlar, sloganlar eşliğinde Madımak Oteline yürüdüler.
Polis, yürüyüşçüleri, kortejde yer alan Almanca bir pankart nedeniyle Mevlana Kavşağı’nda durdurdu. Üzerinde “Angela Merkel, warum fütterst du die mörder von Sivas” yazılı pankartı almak isteyen güvenlik güçleri ile yürüyüşçüler arasında tartışma yaşandı. Yürüyüşçüler, Türkçe “Angela Merkel, Sivas'ın katillerini neden besliyorsunuz” anlamına gelen pankartı polise vermediler ve pankartla birlikte yürüyüşe devam ettiler.
DRONLU TAKİP
Polis, yaklaşık 2 kilometrelik yürüyüş güzergahında geniş güvenlik önlemleri aldı. Ara yollar yaya ve araç trafiğine kapatılırken törenin yapılacağı alanın girişinde arama noktaları oluşturuldu. Yürüyüş, havadan da polis dronları ile izlendi.
OTEL ÖNÜNDE DUYGULU ANLAR YAŞANDI
Katliamın gerçekleştiği eski Madımak Oteli önüne, olayda hayatını kaybedenlerin isimleri okundu. Aileler, İl Özel İdaresi Bilim ve Kültür Merkezi’ne dönüştürülen eski otel binasının kapısına gözyaşları içerisinde karanfil bıraktı. Binanın önüne, olayda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları dizildi.
“KATİLLERİ AF İÇİN UĞRAŞAN BİR SİYASİ ANLAYIŞLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Burada konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ağbaba şunları söyledi:
“Maalesef Türkiye’de, Anadolu’da, hoşgörü ve barış tohumları kurutuldu. Bu topraklar Yunus Emre’yi, Mevlana’yı, Hacı Bektaş’ı yetiştirmiş topraklar. Maalesef burada, belki insanlık tarihinin görmüş olduğu büyük katliamlardan birini yaşadık. İnsanlar, insanlar tarafından yakıldı. Bunun unutulmaması lazım. Maalesef şu anda katilleri affeden, cezaevinden çıkması için uğraş veren bir siyasi anlayış ile karşı karşıyayız. Bu katliamın arkasındaki güçler bulunmadığı sürece, bu katliamı destekleyenler cezalandırılmadığı sürece ve hiç kuşkusuz bu katliama sempati ile bakanlar bu topraklardan gitmediği sürece bu katliamla yüzleşemeyiz. ‘Madımak utanç müzesi olsun’ diyoruz; Madımak’taki katillerin isimlerinin silinmesini istiyoruz” dedi.
“MADIMAK’TA ZAMANAŞIMI OLMAZ”
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise Madımak Davası’nın zaman aşımına uğramasının söz konusu olmayacağını ifade ederek, bu konuyu müjde gibi veren siyasetçilere seslendi. Özel şöyle konuştu:
“Biliyorsunuz artık ceza kanunumuza göre insanlığa karşı işlenen suçlar tanımlandı. Ve Madımak, insanlığa karşı işlenen bir suçtur; bu yüzden de zamanaşımı olamaz. Zamanaşımı haberini bir müjde gibi algılayan, bunu müjdeleyenlerin ülkenin yönetiminde olması, bu hukuki gerçeği değiştirmiyor. Bu yüzden bu katliamın zamanaşımı olmayacağını ifade ediyorum.
Dokuz tane haklarında hüküm kesinleştiği halde Almanya tarafından Türkiye’ye çeşitli gerekçelerle iade edilmeyen ve bu iade için gereğini yapmayan yetkilileri de unutmamak ve burada bir kez daha ikaz etmek gerekiyor. Almanya’da serbestçe dolaşanlar hatta Alman istihbaratı tarafından kullanılanların haklarında Türkiye’de kesinleşmiş ve insanlığa karşı işlenmiş bir suç konusunda cezaları vardır. Derhal tutulmaları ve Türkiye’ye iade edilmeleri gerekmektedir. Devleti yönetenlerin de bu konuda gerekli kararlılığı göstermesi gerekmektedir. Bu konudaki zafiyetin altını çizmek isteriz. Biz, unutmamak ve unutturmamak için buradayız. Birileri de unutturmaya çalışmaktadır.
Arkamızda ‘Madımak’ ismi yazmıyor, ‘utanç müzesi’ yazmıyor; arkamızda İl Özel İdaresine ait bir bina var ve biz onun eşiğine gelip karanfilleri koyabiliyoruz. Madımak utanç müzesi olana kadar bu mücadele devam edecek. İçeride iki katilin isimlerinin duruyor olması da devletin bu utancın ortağı değil kurucusu olduğu noktasındaki inancı kuvvetlendirmekte, yürekleri bir kez daha yakmaktadır. 7 senedir Anayasa Mahkemesi’nin önünde başvurumuz bekliyor; bir an önce dosyanın Anayasa Mahkemesi tarafından da görüşülmesini ümit ediyoruz.”
Anma programı sonrasında, katliamda hayatını kaybeden Hasret Gültekin’in Hanköy’deki anıt mezarı ziyaret edildi.
(ANKA)