'Para bitti, ekonomik kriz bu değilse nedir?'
TELE1 Televizyonu ekranlarında yayınlanan "18 Dakika" programında TELE1 Televizyonu ve ABC Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ile Prof. Dr. Emre Kongar, gündemi değerlendirdi.
TELE1 Televizyonu ve ABC Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ile Prof. Dr. Emre Kongar, TELE1 Televizyonu ekranlarında yayınlanan "18 Dakika" programında gündemi ele aldı.
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "kriz yoktur, manipülasyon yapılıyor" açıklamalarını ele alan Prof. Dr. Emre Kongar, "Dün, sayın Cumhurbaşkanı 'ekonomik kriz yoktur, manipülasyon var' dedi. Bugün çok daha önemli beyanat var. 'Ekonomik sıkıntılar gerçekçi değil psikolojik, algı operasyonudur' diyen Adalet Bakanı, sizi aldatıyorlar, manipülasyon yapıyorlar demek istiyor. Birileri olmayan bir krizi pompalıyor hikayesi bugün sayın Adalet Bakanı'nın dediği de insanlar psikolojik olarak etkileniyora getirildi. Süpermarketler'deki son 3 hafta içerisindeki fiyat artışları listesine bakıp buna da ekonomik kriz demiyorsanız... Yılbaşından beri TL'nin değer kaybı yüzde yüz. Ekonomik kriz bu değilse nedir?" diye sordu.
Konkordato'nun iflas demek olduğunu belirten Kongar, "'Ben iflas ettim borçları yapılandıralım, buraya komiser atayım' demek. Bunların içinde Türkiye'nin 200 büyük firmaları var" diye ekledi.
'BU KRİZ DÖNEMİNDE DİNİN İSTİSMAR EDİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM'
Gerçekliğin ideolojik manipülasyonla yeşil bir şal ile örtülmeye çalışıldığını belirten gazeteci Merdan Yanardağ, " Bu kriz döneminde dinin istismar edileceği ve artacağını düşünüyorum. Gerçeklikle algı arasındaki makas büyüyor. Ahlakın çöktüğü, toplumun yozlaştığı dönemlerde batıl inançlar artar. Bazen aşırı bir şekilde bir dine bağlanmak şekilde de batıl inançlar ortaya çıkabilir. Bu kriz dönemlerinde de şeyhlere, hacı hocalara, cemaat liderlerine bağlanmaya başlayıp kalpsiz dünyanın kalbi olabileceğini düşünürler. Siz gerçekleri manipüle ederek, insanları idelojik olarak yönlendirerek, onların bilincini kuşatarak, teslim alarak yaparsınız." diye konuştu.
'Dolar'la simit almıyoruz ama' diyenlere hatırlatma yapan Yanardağ, "Dolar'la simit almıyorsunuz ama simit 1 lira 75 kuruş. Kapitalizmle yarı sömürge bağlantılı ilişiki içerisinde olan bir ülkede yaşıyorsunuz. Otarşik bir ülke olmadığınız sürece dış etkilere görece kapalı bir ülke olmadığınız sürece dünyada olan her şeyden etkilenirsiniz. Gazetelerinizi, kitaplarınızı basacak kağıt bile bulamıyorsanız. SEKA'ları satıp kapattınız. Bunu yaptığınız zaman küresel sermayenin sıcak para operasyonlarına açık hale gelir ülkeniz." dedi.
'MAZLUMLAR' ZALİM OLDU'
Geçen haftanın en önemli olaylarından birinin 3. havalimanı işçilerinin eylemi olduğunu söyleyen Merdan Yanardağ, Kuzey Ormanları'nı keserek Marmara bölgesini çölleştirecek diyebileceğimiz inşaatta bir de işçinin canını okuyorsunuz. İlkçağ koşullarında işçileri çalıştırıyorsunuz. Bu kadar büyük köle pazarının oluştuğu yerde 3. Havalimanı'ndaki kötü çalışma koşullarının düzeltilmesi için yapılan eylemlerde 400 işçi gözaltına alındı 24 kişi tutuklandı" diyerek eleştiride bulunan Yanardağ, gerici Yeni Akit gazetesinde geçtiğimiz günlerde Mehtap Yılmaz isimli zat tarafından küstahça kaleme alınan, "Hele bir de HDP-PKK işin içine girdiyse…
CHP’nin “her evden bir oy HDP’ye” diyerek meclise taşıdığı HDP… İşte orada duracaksın arkadaş! Bu işte bir tezeklik arayacaksın! Şayet bu itler, bitlendik falan diyorsa da üzerlerine biber gazı sıkıp, içlerindeki şeytanı çıkartacaksın! Madem kaşınıyorlar! Madem “kaşı beniii, kaşı beniii” diye debeleniyorlar! Madem bitlendik diye kuduruyorlar! Birilerinin bu itlerin kafasındaki bitleri ayıklayıp içeri tıkması lazım! Yok, benim yetkim bu itlerin bitleriyle sözcüklerle mücadele etmek! Yetkim olsa bu itlerin bitlerini tek tek ayıklar, ezerim… Bu itleri kaşındıran tahtakurularını zevkle ezerim ama yetkim yok… Devlet ne güne duruyor? Hadi bakalım!" İşçilere "it" diyen Akit yazarına ilişkin şunları söyledi: Tesettürlü, dini bütün olduğu konusunda papuç bırakmayan Yeni Akit yazarı ve bu gazetenin islamcı-faşist bir gazete olduğunu biliyoruz. Bakar mısınız aşağılamaya... 'Birilerinin bu itlerin kafasındaki bitleri ayıklayıp içeri tıkması lazım! Yok, benim yetkim bu itlerin bitleriyle sözcüklerle mücadele etmek! Yetkim olsa bu itlerin bitlerini tek tek ayıklar, ezerim…
Bu itleri kaşındıran tahtakurularını zevkle ezerim ama yetkim yok… Devlet ne güne duruyor?' Gördünüz mü 'mazlumların' nasıl zalim olduğunu. 17 Eylül'de Yeni Akit gazetesinde bu yazı yayımlandı. AKP iktidarının fotoğrafı budur; emekçiye jop, biber gazı ve bu yazarın yazdığı gibi hakarettir. Bu zalimliğin sonu yok. Bu Firavunlaşmak anlamına gelir. İslam dini, mazlumların sesi olmak için geldiğini ilan edilen bir din. Fakat bu böyle değil. İnsani bir biçimde maaş almasından ve insan gibi muamele görmesinden yanayız biz. Hayatını kaybeden iş 'kazasında', iş cinayeti denir buna. Bir işçi cesedinin 3 gün sonra bulunmamasından yanayız. Bu yazar hakkında harekete geçilmesini ve kınanmasını bekliyorum. Kimse işçilere it diyemez ve işçilere 'HDP'li, PKK'lı' diyor. Orada 1. parti AKP. Mehtap Yılmaz haberiniz yok ama sizin partinize, AKP'ye oy verilmiş" diyerek tepki gösterdi.
'BİZİM EMEKLİLİK HAKKIMIZIN GÜVENCESİ OLAN SGK'YI SATIYORLAR'
Tutuklanan işçilerden birinin babası, "AKP'liyim, partide çalışıyorum bizim de hak aramamıza böyle cevap veriyorlarsa vah' halimize dediğini hatırlatan Kongar, şöyle devam etti:
"Bu Orta Vadeli Plan (OVP) veya Yeni Ekonomik Plan (YEP) falan denilen sayın damat beyin açıkladığı planda öyle uçan tahminler var ki örneğin; Türkiye ile
dolar değeri arasındaki verdiği orana bakılırsa Türkiye 2023'ü falan yaşıyor. İstihdam yaratıcağım diyor onu yapacak yatırım, milyon dolarlar lazım oysa AKP, itiraf etti. Paralar bittiği için yeni yatırım yok.
Nasıl bitti paralar, önce büyük krediler aldılar Amerika bir dönem bütün dünyayı dolara boğdu. İkiz Kuleler saldırısı sonrası Amerika krizde olmasın diye doları ucuzlatıp dünyaya dağıtıldı. Türkiye'de orada dolar aldı. Bunlar yetmedi bütün Cumhuriyet döneminde yapılan fabrikaları sattılar. Şimdi de SGK... 'Siz beceremediniz, iflas ettirdiniz' denilen SGK'nın evleri, arsaları, binaları satılıyor. SGK'yı satıyorlar. Bizim emeklilik hakkımızın güvencesi olan devlet kurumunu satmaya geldi sıra şimdi" dedi.
'TÜRKİYE BU KRİZE GİDEREK PAPUÇ BIRAKIYOR'
Açıklanan YEP programı krizin kendisinin kabulüdür diyen Yanardağ, "Birde şöyle bir şey var hani bir laf vardır ya 'papuç bırakmak' Türkiye bu krize giderek papuç bırakıyor. Ayakkabı firmaları giderek iflas ediyor. Yeşil Kundura gibi Türkiye'nin en köklü Hotiç, Beta gibi firmalarI üst üste iflas veriyorlar. Konkordato, iflasın bir önceki adımı. 200 önemli firma, orta boy ve üsttü çoğunluğu iflas başvurusu yapıyor.
Dolayısıyla 'kriz yok manipülasyon' var diyorlar ama bu durum kriz var demektir. İki boksor müsabakaya çıkmış ikisinin de antrenörü var ve genelde gaz verirler. Hadi koçum dövüyorsun diye. Ben de spor yaptım karate, judo yaptım orada da aynı şeyi yaparlar, motive ederler sizi. Ordu da komutanlar yapar. Neyse, Ahmet çıkıyor dayak yiyor antrenör diyor ki koçum çok iyisin bir süre sonra da Ahmet diyor ki hocam beni kim dövüyor. Sadaka dağıttılar kaymakamlıklar, vakıflar aracılığıyla kendine bağımlı yaptılar. Bunları kesmeye başlamışlar. 6 milyar lira kesinti yapılmış bir süre sonra bunu da dağıtamayacaklar" şeklinde konuştu.
'BERBEROĞLU'NUN HAKSIZ VE HUKUKSUZ YARGILANMASI DEVAM ETTİRİLİYOR'
CHP'li Enis Berberoğlu'nun tahliyesine değinilen programda Kongar, "Algı operasyonu işte bu... Berberoğlu'nu tahliye ediyorsunuz sevinç sebebi diye herkes bayram ediyor, yaşasın adalet diyor. Aslında büyük skandal yaşanıyor çünkü, haksız ve hukuksuz bir şekilde yargılanması devam ettiriliyor ve mahkum ediliyor. Mahkum ettikten sonra şimdi hadi bakalım başının çaresine bak diyorlar. TBMM'nin Başkanı olan Binali Yıldırım arayıp tebrik etmiş. Ben Binali Yıldırım'ın politikacı olarak zeki olduğunu düşünüyorum. Fakat AKP'nin bu insanları izleme, tutuklama, kaydetme bütün Türkiye'nin izlenmesini kuranı da Binali Yıdırım'dır. Kendisiyle dalga da geçiyor, kendince espirileri de var. Erdoğan'ın en yakın çalışma arkadaşı. Eski anayasaya göre Cumnhurbaşkı'nından sonra ikinci adam Meclis Başkanı. Demin bir boks hikayesi anlatıldı. Birçok dizilerde, Türk dizilerinde de başladı iyi polis-kötü polis vardır. Amaç iyi polisin istediğini almaktır, kötü polis aracılığıyla" dedi.
Kendisinin istihbarat bilgisine dayandıran Yanardağ şunları söyledi:
'GÜÇLÜLER DEVREYE GİRMEDEN BİRİNİN TAHLİYE EDİLMESİ GÜÇ'
"Binali Yıldırım'ın Enis Berberoğlu konusunda devreye girdiği belirtiliyor. Meclis Başkanı olarak yasa dışı bir durum var ve onun sahip çıkması lazım. Berberoğlu'nun eşi geçen hafta kendisini ziyaret etti, görüştüler. Yine hükümet çevresinden tek bir kişi aradı geçmiş olsun diye o da Binali Yıldırım. Kıdemli bir gazeteciden söz ediyoruz sonuç olarak. Öyle zannediyorum Berberoğlu da kendisine bir ziyaret gerçekleştirecek. Bu durumdan dolayı kendisini kutlamak lazım ama güçlüler devreye girmeden birinin tahliye edilmesi de güç" diye eleştiride bulundu.
Programın sonunda İdlib'te cihatçı teröristlerle Türkiye'nin baş başa kaldığını ve Türkiye'yi sonu belirsiz macereya attıkları değerlendirmesi yapıldı.