Polis kurşunuyla öldürülen iki gencin davası başladı

Abone ol

Sultangazi'de 14 Nisan 2017'de polisin açtığı ateş sonucu iki gencin yaşamını yitirdiği 3 kişinin de yaralandığı olaya ilişkin tutuksuz 4 polis hakim karşısına çıktı.

İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya olay akşamı polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren Barış Kerem ve Oğuzhan Erkul'un aileleri ile avukatları katıldı. Olay tarihinde özel harekat polisleri Erkan E., Zafer S., Davut B. ile çevik kuvvet polisi olan Kenan A., isimli tutuksuz sanıklar da avukatlarıyla birlikte duruşmada hazır bulundu. Güvenlik gerekçesiyle sanıklar avukatlarının yanında otururken, sanık sandalyesinde müşteki avukatları ile çevik kuvvet polisleri oturdu.

"Silah görmedim, silah kılıfı vardı"

İlk savunmayı özel harekat polisi tutuksuz sanık Erkan E., yaptı. Olay günü amiri Zafer S.'nin, Gazi Mahallesi'ndeki Mimar Sinan Kent Ormanı girişinde yüzleri puşili bir grubun araçları durdurup kimlik kontrolü yaptığı yönünde ihbar geldiğini söylemesi üzerine, olay yerine gittiklerini burada araçlardan indikten sonra ilk olarak çevre güvenliğini aldıklarını söyledi. Ormanın çıkışında araçlarını konumlandırdıktan sonra bulundukları yere doğru gelen siyah renkli bir aracın geldiğini belirten Erkan E., "Aracın camı yarı açıktı. Filmli olduğundan içerisi tam görünmüyordu. Şoförün yanında oturan kişinin bacaklarının arasında bir silah gördüm. Siyah kılıfın içindeydi" dedi.

Bunun üzerine mahkeme başkanı "Kılıfı mı gördün silahı mı gördün, ikisi ayrı şeyler" demesi üzerine sanık Erkan E., "Silah görmedim, silah kılıfı vardı" ifadesinde bulundu.

"Kılıfla birlikte silah da gördüm"

Sanık Erkan E., devamında aracın birden bire hareket ederek uzaklaşmaya çalıştığını söylerek, "Ben de 'silah' diye bağırdım. Araç hareket ettiğinde 4-5 el silah sesi duydum. Aracı durdurmak için arkasından sol arka lastiğine doğru 8-9 el ateş ettim" diye konuştu. Savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçilen sanık polise müşteki avukatları, emniyet ifadesinde "Kılıfla birlikte silah da gördüm" dediğini hatırlatarak, emniyet ve duruşmadaki ifadeleri arasındaki çelişkiyi sordu. Sanık polis de, emniyetteki ifadesinin doğru olduğunu belirterek, arabada müştekinin ayaklarının arasında uzun namlulu silah gördüğünü öne sürdü.

"6-7 el ateş ettim"

Sanık Kenan A. da olay tarihinde Sultangazi Polis Kalekol Amirliği'nde 2 yıllık çevik kuvvet polis memuru olarak görev yaptığını anlatarak, alınan ihbar sonucunda saat 22.00 sıralarında Mimar Sinan Kent Ormanı girişinde zırhlı araçlarla konuşlanarak kontrol noktası oluşturduklarını söyledi. Kısa süre sonra bulundukları yere doğru gelen otomobilin sağ ön tarafında oturan kişinin bacaklarının arasında uzun namlulu silah gördüğünü savunan Kenan A., "Araç bekledikten kısa bir süre sonra devam etmeye başladı. Bu sırada otomobil bana çarptı, kendimi zırhı aracın yanına attım. Ardından otomobili durdurmak için sol arka lastiğine doğru 6-7 el ateş ettim" diye konuştu.

Uzun namlulu silahla ateş ettim

Tutuksuz sanıklardan emniyet amiri Zafer S. de bulundukları yere gelen otomobilin önce yavaşlayıp ardından hareket etmesi ve sanık polislerden Erkan E.'nin de "Silah" diye bağırması üzerine önce havaya 5-6 el ateş etitğini aracın "dur" ihtarına uymayarak kaçmaya devam etmesi üzerine de uzun namlulu silahıyla aracın arkasından 3-4 el ateş ettiğini söyledi.

Tutuksuz sanık Davut B., de, kaçan otomobili durdurmak için peşinden 8-9 el ateş ettiğini belirterek, aracın sağ arka lastiğine ateş ettiğini aracın içinekilere ateş etmediğini savundu.

"Yanımızda saz vardı. Uzun namlulu silah yoktu"

Sanık savunmalarının ardından araçta bulunan ve yararlanan müşteki Ramazan Altürk, liseden mezun oldukları için eğlenmek amacıyla Mimar Sinan Kent Ormanı'na gittiklerini anlatarak, "Yanımızda saz vardı. Uzun namlulu silah yoktu. Okuldan çıktıktan sonra gittik. Fotoğraf filan çekilecektik. Arabayı Demirhan sürüyordu. Ben de tam arkasında oturuyordum. Ormanın çıkışında polis bizi durdurdu. Demirhan'la konuşurken ben de arkadan onları dinliyordum. Polis birden bana dönüp, 'Sen ne bakıyorsun lan' diyerek silahını kafama doğrultu. Ben refleksle kendimi geri doğru attım. Sonra polisler de arabayı taramaya başladı" diye konuştu. Altürk, iddia edildiği gibi aracı hızlı kullanmadıklarını ve "dur" ihtarına uyduklarını savundu.

"Benim canımı koruyacak olan insanlar benim oğlumu öldürdü"

Olayda ölen Barış Altınışık'ın annesi Melike Altınışık da "Çocuğumun hiçbir günahı yoktu. Saz çalmak için pikniğe gitmişti ve suçsuz yere öldürüldü. Sanıkların tamamından şikayetçiyim" dedi. Altınışık, "Benim oğlum 21.00'de beni aradı. 'Anne 15 dakika sonra çıkıyorum' dedi. Gerçekten de çıkmış ama, katiller oğlumu benden aldı" diye konuştu.

Altınışık, devamında ise şöyle konuştu: "Biri bana söylesin 9 kurşunu benim oğluma kim sıktı. Benim oğlumun vücudundan 9 kurşun çıktı. Ben şimdi kime güveneceğim. Benim canımı koruyacak olan insanlar benim oğlumu öldürdü. Hala benim oğlumu öldürdükleri yerde görev yapıyorlar"

Ölen Oğuzhan Erkul'un annesi Seyran Erkul da, "Üniversite kazanacağına söz vermişti. Sabah işe başlayacaktı. İzin istedi 'işe başlamadan önce arkadaşlarla buluşayım' dedi. İzin verdim. Tıraş makinesi fişe takılı kaldı benim oğlumun" dedi.

Duruşma ertelendi

Beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuksuz sanıkların tutuklanmasına yönelik taleplerin reddine karar vererek duruşmayı erteledi.

İş değiştirme beklentisi Türkiye'de en düşük seviyede Güncel 21 Mart Şans Topu sonuçları açıklandı Güncel İstanbul Esenyurt'ta silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var Güncel Nevruz'da Bozkurt işareti yaptı; ortalık karıştı Güncel