Polisler anlatıyor: Cemaatlerle birlikte amir baskısı sürekli arttı

Abone ol

Türkiye'de polis memurları, meslekten kaynaklanan pek çok sorunla karşılaşıyor. 34 yıllık polis memuru Mesut, emniyet teşkilatı içerisinde çeşitli cemaatlerin etkinliğinin artmasıyla personel üzerindeki 'amir tahakkümünün' giderek arttığını söyledi.

Türkiye'de sayısı 320 bini geçen polis memurları, meslekten kaynaklanan pek çok sorunla karşılaşıyor. Günde 12 saati ve ayda 240 saati geçen uzun çalışma süreleri, "ek görev" adı altında ucu belirsiz ve ek ücret ödenmeyen mesai sistemi, "amir tahakkümü" ve her an soruşturma ya da sürgün yeme korkusu, polislerin en çok dile getirdiği sorunlar arasında yer alıyor.

Bunların yanı sıra polisler; uzun ve düzensiz çalışma saatleri sebebiyle etkilenen aile yaşamı, psikolojik desteğe erişememe, sorunları karşısında seslerini duyurabilecekleri bir mecra olmayışı gibi problemlerin, teşkilat içerisinde kronik bir hal aldığını anlatıyor.

Mesleki sorunlar karşısında kendilerine destek sunacak bir polis sendikası olmayan polisler, toplumda "yalnızlaşan" bir meslek grubu oldukları için idarecilerin "keyfi ve kanunsuz istekleri" altında ezildiklerini belirtiyor.

İçişleri Bakanlığı'nın yaptığı açıklamaya göre, 2016 yılında 61, 2017'de 52, 2018'de 41, 2019'da 48 ve 2020'de 36 Emniyet çalışanı intihar etti.

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan ise 2018 yılında 49, 2019'da 52, 2020'de 85 ve 2021 yılında 108 polisin intihar ettiğini söyleyerek, "Polis intiharları sadece iki yıl içerisinde, iki katına çıktı" dedi.

BBC Türkçe'den Fundanur Öztürk'ün haberine göre polisler de sosyal medyaya ve basına yansıyan rakamlara göre son 5 yılda 450'nin üzerinde, son 20 yılda ise 1000'in üzerinde polis intiharı olduğunu belirtiyor.

Peki, polisler ayda 240-260 saati bulan mesaiye ya da "kanunsuz emre" itiraz edebilecek mekanizmalara sahip mi?

Halen aktif olarak polis memurluğu yapan 5 polis; hukuki boşluk, sendikasızlık ya da toplumda yalnızlaştırılan bir meslek grubu olma gibi sebeplerle idarecilerin usulsüzlüklerine, amir baskısına ya da insanca yaşamı engelleyen çalışma saatlerine itiraz edemediğini söylüyor.

Halen görevde olan polisler haberde gerçek isimlerinin yerine farklı isimler kullanılmasını istedi. İçişleri Bakanlığı, BBC Türkçe'nin haberle ilgili sorularını yanıtsız bıraktı.

'KANUN ESKİ, ÇALIŞMA SAATLERİ UZUN'

1937 yılında yürürlüğe giren ve hâlâ değişmeden yürürlükte olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu, polislerin çalışma saatleri ve ek görevleri ile ilgili bir düzenleme içermediğinden, kanunla sınırları çizilmeyen bu hususlarda inisiyatifin idarecilere kaldığı belirtiliyor.

Polislerin çalışma saatleri halen 1995 yılında çıkarılan bir genelge kapsamında, il mülki amirlerinin inisiyatifiyle belirleniyor.

Emekli polis Yalçın Doğan, 2020 yılında polislerin çalışma saatlerini düzenlemeyi amaçlayan bir İçişleri Bakanlığı genelgesi yayımlanmasına rağmen, bu genelgenin uygulamaya koyulmadığını ve polislerin halen ayda yaklaşık 240-260 saat çalıştığını söyledi.

Doğan, polislerin spor müsabakaları, siyasi parti eylemleri ya da toplumsal gösteri ve yürüyüşler gibi ek görevlerle haftada 40 saati aşan mesailerde ek mesai ücretini almadığını çünkü buna ilişkin bir kanuni düzenleme olmadığını söyledi ve ekledi:

"Halihazırda 13 saat görev yapmışsınız ve size 3 saat istirahat verip yeniden ek görev yazıyorlar. Bunun üzerine eve geldiğinizde gayet normal bir davranışı bile sorun edebiliyorsunuz. Polislerin sorunlarını iletebileceği bir makam yok. Ne bir sendika ne de kendi üst yönetimimiz."

'PSİKOLOJİM BOZULUNCA DAMGALANDIM, ÖZLÜK HAKLARIMI KAYBETTİM'

24 yıllık polis memuru Hasan, emekliliğine bir yıl kala psikolojik sorunlar yaşamasıyla birlikte önüne iki seçenek sunulduğunu söylüyor: Malulen emeklilik ya da sivil memurluk.

Sivil memurluk, artık polislik yapamayacağı değerlendirilen Emniyet memurları için bir "ara çözüm" olarak sunulsa da pek çok hak kaybını da beraberinde getirdi.

Psikolojik sorunları baş gösterdikten sonra bir yıl tedavi gördüğünü ancak bunu amirlerinden gizlemek zorunda kaldığını söyleyen Hasan, "Söylersem başıma gelecekleri biliyordum, nitekim de öyle oldu" dedi.

Hasan, eşinden boşanmasıyla sonuçlanan bu süreçte amiri tarafından zorbalığa maruz kaldığını, "damgalandığını" ve evine çok uzak bir polis merkezine tayin edildiğini söyledi. Ardından şöyle davam etti:

"Görevler çok yoğundu, günde 12 saat çalışıp 3 saatimi de yolda geçiriyordum. Esas film orada koptu. Amirlerimize rahatsızlığımızı söyleyemiyorduk. Bu iş stresini evde aileme yansıtmaya başlamıştı, çünkü aklımda sürekli işin stresi vardı."

"Psikolojik sorunlarını bir kere açık ettin mi hemen damgayı yapıştırıyorlar. Ben de o yüzden bir yıl söylemedim, elimden mesleğim gidecek dedim. İhmal ettim ve hıncımı ailemden çıkarttım."

"İşten geldiğinde dinamit gibisin, eşinin en ufak bir lafına patlıyorsun. Kafa zaten bitmiş bir halde. Gün boyu çalıştığın yerde kimseyle bir iletişim kurmamışsın, kimse kimseye güvenmiyor."

Hasan, psikolojik sorunları sebebiyle özlük haklarını kaybederek sivil memurluğa atanmasını ise şöyle anlattı:

"Sivil memur olduğumdan beri aynı büroda, aynı arkadaşlarımla çalışıyorum ama artık polis değilim. Birlikte görev yaptığın arkadaşlarım artık bana işe yaramaz gözüyle bakıyor. Maaşımdan 3.500 TL, tazminatımdan 50 bin TL eksildi. Psikolojik bir yıkım içerisindeyim."

Tüm polisler, işe gidiş geliş süresiyle birlikte polislerin sık periyotlarla günlük 16 saat evden ayrı kalabildiğini söyledi.

Polislerin psikoloğa gitmesinin "artık polislik yapamayacağı" anlamına geldiğini söyleyen polislere göre, çözüm psikolog sayısını artırmak değil, çalışma saatlerini düzenleyen bir kanun çıkarmak. "

'İDARECİLER TOPLUMSAL OLAYLARDA POLİSİ KURBAN EDİYOR'

Polislere göre, psikolojik desteğe ulaşmakta yaşanan zorluklar polislerin sadece aile yaşantısını değil, toplumsal olaylar sırasında vatandaşa uyguladığı şiddeti de belirtti.

Toplumsal eylemler sırasında halk ile karşı karşıya gelen pek çok polisin genellikle uzun süredir mesaide olduğunu belirten polisler, yorgun haldeki polislerin "bir an önce eve gidebilmek için" vatandaşa orantısız şiddet uyguladığını düşünüyor.

17 yıllık polis memuru Engin, meslek hayatı boyunca Gezi Parkı eylemleri, Kobane olayları gibi pek çok kitlesel eylemde görev yaptığını söyledi. Engin şöyle konuştu:

"Polis zaten psikolojik olarak yorulmuş, mesai saatleri uzun, sınırsız ve belirsiz. Amirin iki dudağın arasında görev yapıyor. Amirlerinin verdiği kanunsuz emri yazılı olarak istese, hemen sürgüne gönderiliyor."

"Vatandaş kanunsuz emir veren adli birimleri değil, sokakta karşısında gördüğü polisi suçluyor. Polis burada herkese kurban ediliyor. Polisle halk arasında bir set oluşuyor ve polis kendisini ifade edemiyor."

"Polisler arasında, 'Polisi sadece annesi sever' diye bir söz var. Yöneticiler de diyorlar ki 'En iyi polis, yalnız polistir'. Çünkü halkın sahip çıkmadığı bir topluluğu, siyaset istediği gibi kullanır."

'POLİSLER, SÜRÜLME KORKUSUYLA İTİRAZ EDEMİYOR'

Polislere göre tüm sorunların sebebi, etkili bir kanun olmamasından kaynaklanıyor.

İbrahim, polislerin tayin sisteminin de kanuna değil, yönetmeliğe bağlı olduğunu söyleyerek, tayinlerin tamamen yöneticilerin kararıyla belirlendiğini söyledi:

"İdare ile sıkıntı yaşarsan, özellikle il içi tayinlerde tek bir imza ile görev yerin değişiyor. Emniyet teşkilatında hiç kimsenin bu konuda güvencesi yok."

Günde 12 saati aşan görevlerde çalıştığını söyleyen Hüseyin ise emniyet içerisinde etkili bir şikayet mekanizması olmadığını belirtti:

"1979 yılından kalma bir disiplin kanunumuz, polisin kendi arasında dahi sorunlarını düzenli ve yeterli bir şekilde konuşmamasına sebep oluyor. Polisler ceza almak ya da sürgün edilmek korkusuyla yaşadığı sorunları konuşamıyor."

"Herhangi bir şikâyet mercii, sivil toplum örgütü ya da sendikası olmayan polis, çıkmaza giriyor. Çalışma şartlarının iyileştirilmesi için şikayetini CİMER'e bile yazsa, yine dönüp kendisine mobbing uygulayan amirine hesap veriyor, sürgün edilmekle tehdit ediliyor."

Doğan ise "Mesleğe başlamadan önce tam teşekküllü sağlık kuruluşlarında bedenen ve psikolojik olarak sağlıklı olduklarına dair rapor alınan polisler, mesleğe girdikten birkaç yıl sonra nasıl bu hale geliyor" diye sordu.

'CEMAATLERLE BİRLİKTE AMİR BASKISI SÜREKLİ ARTTI'

34 yıllık polis memuru Mesut, emniyet teşkilatı içerisinde çeşitli cemaatlerin etkinliğinin artmasıyla personel üzerindeki "amir tahakkümünün" giderek arttığını söyledi.

Meslek hayatı boyunca emniyette 'her devrin bir cemaati' olduğunu ancak son yıllarda bu durumun katlanılmaz bir hal aldığını anlattı:

"Cemaatin etkisiyle 22 yaşındaki komiser yardımcısı olarak atananlar, 50 yaşındaki polise 'Git, botumu getir' diye emir veriyor. Yoğun bir amir tahakkümü var. Kanunsuz işlemler uygulayıp, 'Ben yaptım, oldu' diyorlar."

"Ama bir herhangi bir cemaat unsurundan gelmişsen, kendinden düşük rütbedekilere bile 'abi' diye sesleniyorlar. Hakkını aramaya kalkıp bu muameleye karşı çıktığınızda, sizi vatan haini yapıp soruşturma açıyorlar."

"Onun ayak işleri için koşturmuyorsanız, 34. maddeye göre 'uyumsuz memur' oluyor ya da sürülüyorsunuz. Biz amir memuru değiliz ki, biz hukuk memuruyuz."

"Önceden personel arasında ayrım yoktu. Kurumda cemaatlerin etkisi çok yaygınlaşınca, cemaatler arasında bir hiyerarşi ve kurumsal ayrışma söz konusu oldu. Onların yazdığı kitapları okuyacaksın, onların söyledikleri yerleri ziyaret edeceksin, onlar gibi davranacaksın yoksa vatan hainisin."

Ailesiyle birlikte 5 şehir değiştirdiğini ve emekli olmazsa bir kez daha Doğu görevi geleceğini söyleyen Mesut, birkaç ay önce emeklilik başvurusunda bulunduğunu anlattı:

"Çocuklarımın eğitim hayatı sürekli tayinlerden ötürü zaten kötü etkilendi. Benim çocuğum ortaokula geçmeden 4 tane okul değiştirdi. Gücüm bir şark daha görmeye yetmez, çocuğum burada üniversite okuyor."

Polis İbrahim de "Amir baskısı teşkilatta emek gibi, su gibi bir şey. Teşkilatın yönetim stili bu" dedi.

Doğan ise "Anayasal hakkınız olan yıllık izinlerinizi bile amirin o anki ruh haline göre kullanabiliyor ya da kullanamıyorsunuz" dedi.

Sarıyer'de domuzlar şehir merkezine indi Güncel CHP'nin kanun teklifi: Gençler pasaport, defter, çıkış harcı ödemesin Güncel TÜGVA istedi, rektörden sınav saatlerine 'iftar ayarı' geldi Güncel Törende başka, sosyal medyada başka açıklama: AKP'li belediye, eski otobüsleri boyayıp yeniymiş gibi hizmete soktu Güncel