PORTRE - Fransa'da solun heyecan ve hayal kırıklığı: 'Seçim kaplumbağası' Mélenchon seçime damga vurdu

Abone ol

Fransa'da seçimin ilk turuna damga vuran isim radikal solcu aday Jean-Luc Mélenchon oldu. Oyların yüzde 22'sini alan Mélenchon, ikinci tura kalamasa da gelecek için umut ve değişim enerjisiyle dolu bir miras bıraktı

GERÇEK GÜNDEM - BARIŞ KAYGUSUZ

Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gerçekleştirildiği pazar gecesi neredeyse ünlü bir Ezop masalına sahne oluyordu.

Radikal solcu Boyun Eğmeyen Fransa (La France Insoumise) hareketinin lideri Jean-Luc Mélenchon, birkaç saatliğine aşırı sağcı Marine Le Pen ile arasındaki oy farkını 0,8 puana kadar indirmiş, Paris'teki Cirque d’Hiver'da toplanan Mélenchon taraftarları arasındaki heyecan dalgası yükselmişti.

"Benim gibi bilge bir seçim kaplumbağasına güvenin. Yavaş ve kararlı olan yarışı kazanır. Şimdiden birkaç tavşanı yordum bile" diyen Melenchon gerçekten de ünlü masaldaki kaplumbağa gibi son anda yarışı kazanarak adını ikinci tura yazdırabilirdi ancak seçimlerin ilk turunu Le Pen'in 1,2 puan arkasında üçüncü sırada bitirdi.

Oyların yaklaşık yüzde 22'sini alan Mélenchon'un seçim performansı için Fransa'da seçim gecesinin sürprizi demek mümkün. Ama aynı zamanda gecenin en büyük hayal kırıklığı da Mélenchon'un büyük oranda konsolide ettiği Fransa solundaydı.

Zira seçimlere ayrı olarak katılan Fransa Komünist Partisi'nin adayı Fabien Roussel yüzde 2,2, Yeşiller'in adayı Jadot ise yüzde 4,63'lük oy oranına ulaştı. Sosyalist Parti'nin adayı Hidalgo oyların sadece yüzde 1,75'ini alabilirken, Troçkist adaylar Poutou ve Arthaud ise sırasıyla yüzde 0,77 ve yüzde 0,56 oy aldı.

Ortaya çıkan bu tablo neredeyse yüzde 30'u bulan sol eğilimli seçmeni ikinci turda sermaye yanlısı liberal bir adayla, aşırı sağcı bir aday arasında seçim yapmak zorunda bırakacak.

FRANSA'DA SOL NEDEN BİRLEŞEMEDİ?

Fransa'da milyonlarca sol eğilimli seçmeni ikinci tur öncesi tablonun dışında bırakan bu sorunun yanıtını bulabilmek için Mélenchon'un siyasi geçmişine ve ideolojik kırılmalarına biraz daha yakından bakmak gerekiyor.

1951'de İspanyol asıllı Fransız-Cezayirli bir ailenin çocuğu olarak Fas'ta dünyaya gelen Mélenchon, gençlik yıllarında Avrupa'daki birçok sol görüşlü yaşıtı gibi Troçkist siyasetin içerisinde yer aldı. Mayıs 68'de Besançon'daki yerel üniversitesinde gösterilerin lideri olarak karşımıza çıkıyor, 1976'da ise 32 yıl boyunca siyaset yapacağı Sosyalist Parti'ye adım atıyordu.

2008'e kadar içerisinde kaldığı Sosyalist Parti'yi partinin neo-liberal politikalara verdiği destek nedeniyle terk etti. Mélenchon'a göre partiden ayrıldığında sol zaten harabe halindeydi ve parti de içi boş bir kabuktan ibaretti.

Kendi partisi olan Sol Parti'yi kuran Mélenchon, geleneksel yaklaşıma sadık kalarak tüm sol politik aktörleri bir araya getirme çabasına girdi ve bunda da başarılı oldu. Ancak Komünist Parti dahil merkez solun solundaki neredeyse tüm sol yapıların desteğiyle girdiği 2012 seçimlerinde ilk turda %11,10 oy alarak yarış dışı kaldı.

İlk seçiminde hayal kırıklığı yaşayan Mélenchon, sonraki yıllarda politikasını tamamen değiştirdi. Sol politik aktörleri bir araya getirmek yerine halkın farklı bir kesimlerini bir araya getirmeyi tercih etti. Politikalarının merkezine sınıf yerine halkı koydu, içerisinde merkez siyasetin tortularını taşıyan sol etiketini üzerinden atmaya odaklandı.

Mélenchon bu süreçte bir tür siyasi elit olarak gördüğü Yeşiller, Komünist Parti ve Sosyalist Parti'yle herhangi bir konuda ittifak kurmayı reddetti. Olası bir koalisyon için ön şart olarak kendi programı olan 'Ortak Geleceğimiz' programının kabul edilmesini şart koştu. Bu da soldaki partilerin ortak bir noktada buluşamaması anlamına geliyordu.

Birikim Dergisi'nde konuyla ilgili bir makale yayınlayan Selman Saç, Mélenchon'un ittifak kurma konusundaki uzlaşmaz politikasını şu ifadelerle özetliyor:

"Herhangi bir partiyle/isimle işbirliği/güç birliği ihtimalini en başından reddederek boşa düşüren Mélenchon, farklı toplumsal kesimleri (ve de onların taleplerini) bir program etrafında eklemlemeye, politik bir özne olarak kendi halkını inşa etmeye çabalıyor. Nitekim temel çelişkinin halkla elitler (ya da oligarşi) arasında olduğunu vurguladıktan sonra tepede bir ittifaka yanaşması pek olası değildi. Bu mantık gereği, kurumsal siyasetin diğer bütün temsilcileri uzlaşıl(a)maz politik muarızlar olarak görülür. Kuşkusuz bu tavır, diğer aktörler tarafından kendisinin tehdit olarak görülmesini de (ve de uzlaşmaz bir mesafe alınmasını) bir dereceye kadar açıklıyor"

MELENCHON NE DİYOR?

2012(%11) ve 2017'de (%19,5) diğer sol aktörlerle yaptığı ittifakların ardından ardından 2022 seçimlerinde tek başına yeni bir yol inşa etmeye çalışan Mélenchon bunu 'sıfırdan başlamak' olarak tanımlıyor.

70 yaşında sıfırdan başlamayı seçen Mélenchon, seçimden bir hafta önce Liberation'a verdiği mülakatta, "Dönüm noktası genç jenarasyonların giderek artan farkındalığı ve onların radikalliğiydi. Bu durumu ideolojik yenilenmemizin temel direği olarak benimsedim. Yeşiller dahil diğer partiler, yeni siyasi atmosferin radikalliğini kavrayamadılar. Eski sol bunu kucaklamayı reddederek, sessizce yok olmasını umdu. Ama biz tam tersi bir tercih yaptık ve şu anda soldaki en genç, en geniş ve en uyumlu siyasi gücüz." diyordu.

Gerçekten de Mélenchon'un planının tuttuğunu söylemek mümkün. Zira sol aktörler yerine halkın farklı kesimlerini bir araya getirmek için hazırladığı 'Ortak Geleceğimiz' programı, Fransa'da seçim sürecinin yıldızıydı.

Program, feminist gruplar, sağlık çalışanları, iklim savunucuları gibi birçok farklı gruptan övgüler aldı. Hatta Fransa'nın sağ eğilimli sermaye lobi grubu Medef programı överken, Macron Mélenchon'un programındaki uzun vadeli çevre planlarının başarısını dile getiriyordu.

MELENCHON'UN YUMUŞAMA STRATEJİSİ

Daha önce 2012 ve 2017'de cumhurbaşkanlığına aday olan Mélenchon, seçim kampanyalarında her zaman sert çıkışlarıyla gündem olmuş ve rakipleri tarafından 'yaygaracı olmak' ve 'kaostan beslenmekle' suçlanmıştı.

70 yaşındaki radikal solcu aday peş peşe üçüncü kez girdiği seçim yarışında bu kez imajını değiştirmeyi seçti. Henüz 2017 seçimlerinin arifesinde Le Journal du Dimanche'a verdiği mülakatta, "Güven verici bir figür oldum" diyordu.

Mélenchon her geçen ay kendini bu imajdan uzaklaştırmak için her şeyi yaptı. Zaman zaman Fransa basını bu durumu, 1981'den 1995'e kadar Fransa'yı yöneten Sosyalist Partili Cumhurbaşkanı Francois Mitterand'ın ayak izlerini takip etmek olarak yorumladı.

Mitterand'ın 'sakin gücü' gerçekten de Mélenchon'un bu seçimdeki stratejisinin en önemli ayaklarından birini oluşturuyordu. Resmi kampanya videosunu evindeki kütüphanesinin önünde sakin bir tonla konuşurken çekip paylaşıyor, 1977 Mitterand'ın yaptığı gibi 'hayatı değiştirme' vaadinde bulunuyordu.

30 Mart'ta Libération'a bir röportaj veren sosyolog Pierre Rosanvallon, Mélenchon'un seçim kampanyası için şöyle diyordu:

"2017'de sıklıkla gördüğümüz Latin Amerika soluna ve popülist teorilere referanslar artık yok. Bugünün Mélenchon'u ise Mitterand benzeri bir hitabet ve duruşla karşımıza çıkıyor. Kendine, Victor Hugo göndermeleriyle 'ülkenin babası' havası veriyor. Ki bu durum bize onun sorgulanabilir jeopolitik pozisyonlarını unutturuyor"

UKRAYNA'DAKİ SAVAŞ VE PUTİN SÖZLERİ

Rosanvallon'un Mélenchon'un ortaya koyduğu imajdaki değişimi anlatırken jeopolitik pozisyonlardan bahsetmesi tesadüf değil. Zira şubatın sonlarında Ukrayna'daki savaş başladığında seçim atmosferindeki Fransa'da en çok konuşulan konulardan biri Melenchon'un geçmişte Ukrayna'daki sorunla ilgili söylediği sözlerdi.

2014'te Rusya'nın Kırım'ı ilhakını meşru bulduğunu söyleyen Mélenchon, AB yaptırımlarına da karşı çıkmış ve Avrupa Parlamentosu'nda Ukrayna ile her türlü iş birliğine karşı oy kullanmıştı.

Ancak bu durum Mélenchon'un seçim kampanyasını pek de etkilemedi. İşgalin başladığı şubat sonunda ve takip eden mart ayında dahi, Rus işgali nedeniyle zemin kaybeden aşırı sağcı Le Pen ve Zemmour'un oylarında düşüş görülürken, Mélenchon oylarını artırmaya devam etti.

70 yaşındaki siyasetçi takip eden günlerde hem işgali kınadı hem de Putin'e karşı duran tüm Ruslarla dayanışma içinde olduklarını duyurdu. Ancak 17 Mart'taki paylaşımında seçim yarışındaki rakiplerine oranla biraz daha esnek bir çizginin sinyallerini veriyordu:

"Şu anda, propagandacı histeri hakimken, Ukrayna ve Rusya hakkında hiçbir şey söylenemez ve analiz edilemez"

FRANSA'DA SOL ŞİMDİ NE YAPACAK?

Peş peşe üçüncü adaylığında halkın farklı kesimlerini bir program çevresinde bir araya getirme hedefini gerçekleştiren Mélenchon, soldaki oyların büyük çoğunluğunu toplayarak bir anlamda başarılı oldu ancak yine de ikinci tur öncesinde yarış dışında kaldı.

Sol seçmenin önündeki tercih şimdi Macron ile Le Pen arasında olacak. Anketler, Mélenchon'a oy verenlerin yaklaşık yarısının sandığa gitmeyeceğini ortaya koyuyor.

Mélenchon ise seçim sonrası yaptığı ilk konuşmada, dört kez üst üste "Le Pen'e tek bir oy bile vermeyeceğiz" sözleriyle seçmenine ikinci tur mesajını verirken, Macron için ise herhangi bir çağrı yapmadı.

70'lik Mélenchon için ise artık yolun sonu gelmiş olabilir. Daha önce bir daha aday olmayacağını açıklayan Mélenchon, seçim kampanyası boyunca sıklıkla İtalya'da bir dönem Avrupa'nın en zeki ve yaratıcısı olarak görülen komünistler önderliğindeki solun yok oluşunu sıklıkla hatırlatmış ve 'Fransa'nın radikal hümanist geleneğinin' de benzer bir akıbeti paylaşmasından endişe ettiğini söylemişti.

Ancak en azından şimdilik bunu engellemiş ve Boyun Eğmeyen Fransa'yı hazirandaki parlamento seçimleri için belirleyici hareketlerden biri haline getirmiş görünüyor.

Seçim kampanyası boyunca meydanları en çok dolduran isim olan Mélenchon, seçimden bir hafta önce Toulouse'daki mitinginde coşkulu kalabalığa yaptığı konuşmada tam da bu noktaya parmak basıyordu:

"Görevimiz tamamlandı, güç artık bizde, sizler de bunun yaşayan kanıtısınız"

Rusya Savunma Bakanlığı: Mariupol’de 1026 Ukrayna askeri teslim oldu Dünya Bilim insanlarından anne karnındaki bebeklerde gelişim bozukluğuna neden olan Zika virüsü için uyarı Dünya Kiev-Berlin hattında ipler gerildi: Almanya Cumhurbaşkanı'nın Ukrayna ziyaretine onay çıkmadı Dünya Biden 'el artırdı': Putin, Ukrayna'da soykırım yapıyor Dünya