Pozitif vakanın ardından koronavirüs testi yapma kriterleri genişletildi
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, Türkiye’de ilk pozitif vakanın tespit edilmesiyle birlikte test kriterlerinin de değiştiğini söyledi.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, Türkiye’de ilk pozitif vakanın tespit edilmesiyle birlikte test kriterlerinin de değiştiğini söyleyerek “Eskiden son 14 gün içinde riski yüksek ülkelerden gelmiş olan ve belirtileri gösteren kişilere test yapıyorduk. Artık hangi ülke olduğu fark etmeksizin son 14 gün içinde gelmiş ve belirtileri göstermiş olmak yeterli. İlerleyen günlerde bu kriter daha da genişletilebilir ve yurt dışına çıkmış olma şartı da aranmayabilir. Yani artık daha çok kişiye test yapma gündemimize girmiştir" dedi.
Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği (ASYOD) tarafından Antalya’da gerçekleştirilen Ulusal Akciğer Sağlığı Kongresi’ne katılan Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, "Ülkemizde pozitif vakanın çıkmasının ardından test tanımları da dün değişti. Yeni rehbere göre test popülasyonunun endikasyonu genişletildi. Buna göre daha çok sayıda kişiye artık test yapılacak. Eskiden sadece son 14 gün içerisinde koronavirüs açısından riskli ülkelerden ülkemize giriş yapmış olan ve belirtileri gösteren şüpheli vakalara test uygulanıyordu. Artık ülkeye bakmaksızın son 14 gün yurt dışı dönüş hikayesi olan ve belirti taşıyan herkese uygulanacak. Ayrıca bu kişilerle teması olmuş kişiler de teste tabi tutulacak" dedi.
DAHA ÇOK KİŞİYE TEST YAPILACAK
Test sayısının artmasının vaka olma olasılığını da artırdığına işaret eden Prof. Dr. Özlü, “Daha çok vakayı yakalamak önemli. Ancak şöyle bir durum var, bunu vurgulamamız lazım. Türkiye'de henüz bir salgın yok. Şüpheli olguların hepsine bu test yapıldı ve şimdiye kadar da tek bir pozitif vakamız çıktı. Eğer pozitif çıkması gereken kişiler olsaydı, bunlar da zaten risk grubu olan ve vaka tanımına uyan kimselerdi ve bunları da yakalardı. Bu test bir tarama aracı olarak kullanılamaz. Yani herkese test, uygun değil, ekonomik de değil, böyle kullanan da yok dünyada. Ancak semptomu olan kişilere bunu yapabiliriz. Ama ilerleyen süreçte yerli olgular da çıkmaya devam ederse yurtdışı ile teması olmayan olguların sayısı artarsa, Türkiye'de virüsün dolaşıma girdiğini fark edersek, daha fazla kişiye test yapmak gündemimize girebilir ve bu tanım değişebilir" ifadelerini kullandı.
TOPLU TAŞIMA KULLANMADAN SAĞLIK KURUMUNA BAŞVURUN!
Şüpheli belirti gösteren vatandaşların nasıl davranması gerektiğini de anlatan Prof. Dr. Tevfik Özlü, hastaneye başvuru yapılacaksa toplu taşıma araçlarının kullanılmaması gerektiğini belirterek şu uyarılarda bulundu: “Diyelim ateşiniz var, kuru öksürüğünüz var, solunum sıkıntınız var ve aynı zamanda da 14 gün içinde yurt dışından dönmüşsünüz veya böyle biriyle temas öykünüz var. O zaman yapmanız gereken şey, hemen bir maske takımınız ve toplu taşıma aracı kullanmadan mümkünse kendi aracınızla sağlık kurumuna gitmeniz. Ya da en yakın sağlık kurumuna başvurmanız… Oraya gittikten sonrasının yönetimi ilgili sağlık kurumundaki kişilerce yapacaktır. Bütün sağlık çalışanları bu konuda bilgilendirildi ve nasıl hareket edeceklerini biliyorlar. Toplu taşıma araçlarının kullanılmaması önemli bir konu. Kliniğimiz ağırsa, ciddi bir solunum sıkıntısı yaşıyorsanız, morarma, baş dönmesi, bayılma gibi durumlar da varsa 112’yi aramak gerekiyor. Ama 112'yi standart bir rutin taşıma aracı olarak kullanmamak gerekiyor. Genel durumu iyi olan hastaların kendi imkanlarıyla mümkün olduğunca etrafla çok temas etmeden sağlık kurumlarına gitmesi daha uygun. Kişi, daha evde bile olsa maskeyi hemen takmalı ki aile halkını da koruyabilsin."
ALTI İLDE LABORATUVAR VAR
Testlerin merkezi laboratuvarda yapıldığını ancak ihtiyaç halinde diğer laboratuvarların da devreye girebileceğini anlatan Prof. Dr. Tevfik Özlü, sürecin nasıl işlediğini ise şöyle özetledi: “Şu geldiğimiz aşamada artık İstanbul'da bir laboratuvar oluşturuldu, orada da yapılıyor. Ayrıca Erzurum'da bir laboratuvar oluşturuldu orada da yapılabiliyor. İzmir, Adana'da ve Samsun'da da her şey hazır, ilerleyen süreçte ihtiyaç duyulursa oralarda da test yapılabilecek. Ama örnekler şu anda Ankara’daki merkez laboratuvara gidiyor ve orada bakılıyor. Süreç de şöyle işliyor: Hasta olası vaka tanımına uyuyorsa hemen hem solunum sistemi enfeksiyonlarına yol açabilecek diğer bakteri ve virüslere ait testler yapılıyor hem de yeni koronavirüs testi için örnekler alınıyor. Bu örnek İl Sağlık Müdürlüğü'nün koordinasyonu ile hemen merkez laboratuvarına uygun koşullarda gönderilir. Bu örneklerin nasıl alınacağı, hangi koşullarda muhafaza edileceği, nasıl taşınacağı, hepsi bir kurallar çerçevesinde yürütülür. Merkez laboratuvar da bu örnekleri hemen çalışıyor, 2-3 saat içinde sonuç elde edilebiliyor artık. Eğer negatif gelirse test sonucu, hasta da şüpheli vaka ise ikinci bir örnek daha alınıyor ve bu da negatif gelirse o zaman hasta negatif denebiliyor. Ama bu süre içerisinde de hasta izole ediliyor. Durumu iyiyse kendi evinde, solunum sıkıntısı vs yaşıyorsa hastanede izolasyon altında takip ediliyor. Pozitif çıkan vakanın takibi ise kliniğine ve bazı bulgulara göre yapılıyor. Ateşini düşmesi, öksürüğünün kaybolması, radyolojik bulguların gerilemesi ve ardından yine iki kez tekrarlanan testinin negatif çıkması gerekiyor. Semptomlar bitmiş olsa da test mutlaka iki kere tekrarlanır çünkü bazen pozitif çıkabiliyor. O nedenle birkaç gün daha takibi gerekebiliyor."
OKULLARIN TATİL EDİLMESİ İÇİN MATEMATİKSEL VERİLERE BAKIYORUZ
Okulların tatil edilmesi için daha çok veriye ihtiyaç olduğunu da anlatan Prof. Dr. Özlü, şunları söyledi: “Bugün için bunu zamanı gelmiş midir gelmemiştir henüz net değil. Bazı tedbirleri zamanı gelince almanız önemli. Türkiye bugüne kadar doğru zamanda doğru tedbirleri alarak bu salgının Türkiye girişini gecikmiştir. Bu aşamada da okullardaki bulaşmayı engelleyecek şekilde bir tatil gündeme gelsin mi, bu konuda tahmin veya varsayım üzerinden hareket etmek doğru değil. Verilere ihtiyacımız var. Okulda tehdit oluşturacak düzeyde bir yaygınlık olur mu bunun matematiksel hesapları var ve bunlara göre bir karar verilecektir. Bana göre okullar devam etsin ya da hayır kapatalım şeklindeki kuru tartışmalarla karar verilemez."