Prof. Dr. Osman Erk'ten kritik uyarı: Normalleşme yeniden değerlendirilmeli
İstanbul Tıp Fakültesi Acil Dahiliye Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Erk, Türkiye’de koronavirüsle mücadele kapsamında uygulanan kısıtlamaların kaldırılması durumunu değerlendirdi.
RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası’na değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Osman Erk, yaptığı açıklamada “Haziran ayının başında vakalar dip düzeydeydi ama kademeli sosyal hayata geçtikten 15 gün sonra vakalarda ciddi bir artış eğilimi ortaya çıktı. Yine böyle bir durum olmamalı. 15-20 gün sonra vaka sayılarında çok ciddi bir artış söz konusu olursa durumu tekrar değerlendirmek lazım” ifadelerini kullandı.
Prof. Erk’in Atilla Güner’le Akşam Postası’na yaptığı açıklamaların satırbaşları şöyle:
'Aşılama malesef hızlı değil'
"Türkiye’de kurallardan bıkma ve kurallara uymama gibi nedenlerle maalesef istenilen düşüş sağlanamadı. Ev içi bulaşlar ve kapalı mekanlar çok önemli. Toplu taşıma araçlarında maalesef istenilen ölçüde önlemlere gidilemedi. Aşılama faaliyetlerinde maalesef çok hızlı bir şekilde yapamadık. Aşılamaya ocak ayında başladık ve şuanda 8 milyon civarında aşı uygulanabildi ve sadece 2 milyon vatandaşa iki doz uygulanabildi. Bu çok düşük bir oran.
Mart ve nisan aylarında bu açığı tamamlamak gerekiyor. Nüfusun yüzde 50'si gerçekten kısa zaman içerisinde aşılanabilirse bunun çok önemli pozitif yansımalarının olacağını düşünüyorum. Şu anda azalma trendi içerisinde olduğumuzu söyleyemiyoruz hatta tam tersi artış trendi var gibi gözüküyor ve artış hızlanacak mı hızlanmayacak mı onu şuan kestirmek mümkün değil. Türkiye'de özellikle bazı bölgeler çok riskli gözüküyor. Rize, Trabzon, Giresun, Samsun gibi şehirlerimizde çok ciddi artış söz konusu.
Dünyanın hiçbir yerinde böyle önlem olmadı. 65 yaş üstü ve 20 yaş altı evde kalsın, ara yaşlar dışarıya çıksın ekonomiyi çekip çevirsinler anlayışı sadece Türkiye’de ortaya çıktı. Bu hakkaniyetli ve bilimsel bir düşünce değil kesinlikle. Hala da ısrarla sürdürülmeye çalışılıyor ama bunun ne etik, be bilimsel ne de insani temeli kesinlikle yok.
'Gerçeklikten kopuş olmamalı'
Bilim Kurulu'nu danışma ve tavsiye kurulu gibi değerlendirmek lazım. Kararı veren siyasi otorite. Siyasetçilerin verdiği kararlarda da sadece sağlık ile ilgili kaygılar değil; ekonomi, psikoloji ve diğer başka kaygılar da rol oynayabiliyor. Haziran ayında kademeli kontrollü sosyal yaşama geçtik. Haziran ayının başında vakalar dip düzeydeydi ama kademeli sosyal hayata geçtikten 15 gün sonra vakalarda ciddi bir artış eğilimi ortaya çıktı. Vaka sayısı değil de hasta sayısı bildirmeye başladık ve gerçeklikten kopuş söz konusu oldu. Yine böyle bir durum olmamalı. Bugün kademeli sosyal hayata geçiş programı uygulanmaya başlıyor. 15-20 gün sonra vaka sayılarında çok ciddi bir artış söz konusu olursa durumu tekrar değerlendirmek lazım."