Rusya ile Türkiye arasındaki görüşmelerde yer alan çevirmen konuşmaları dakika dakika cemaate aktardı
Cumhuriyet yazarı Terkoğlu, Rusya ile Türkiye arasındaki diplomatik görüşmelerde görev yapan çevirmen İsmailova'nın Adnan Oktar cemaatine mensup olduğu ve görüşmeleri dakika dakika cemaate aktardığını yazdı.
Cumhuriyet gazetesi Barış Terkoğlu, “Putin’in özel hayatına giren cemaat” başlıklı yazısında, Rusya’yla Türkiye arasındaki diplomatik görüşmelerde tercümanlık yapan Leyla İsmailova’nın, Adnan Oktar cemaatine bağlı olduğu, görüşmelerin hepsinin anında cemaat mensuplarına ilettiğini yazdı.
Adnan Oktar’ın, siyasi ve askeri casusluğa teşebbüs suçlamasından 8 yıl hapis cezası aldığını hatırlatan Terkoğlu, dava dosyasında İsmailova’nın aktardığı diplomatik konuşmaların kayıtları ve itirafların yer aldığını belirtti.
“BAZI SÖZLERİ ÇEVİRMİYORUM”
Barış Terkoğlu, yazısında şunları kaydetti:
“29-30 Ocak 2018’de, Rusya’nın Soçi şehrinde Suriye Ulusal Diyalog Kongresi yapılmıştı. Toplantıya, Türkiye’nin de aralarında olduğu Suriye krizine taraf devletler ve sahadaki gruplar katılmıştı. Salonda neler konuşulduğunu tüm dünya merak ederken çevirmen Leyla İsmailova’nın telefonu, yaşananları dakika dakika Oktarcılara aktarıyordu.
30 Ocak 2018’de saat 21.02’yi gösterdiğinde İsmailova, “Bitti İnşallah” yazdı. O dönem Oktar’ın çevresinde “Dış İlişkiler Sorumlusu” olan, sonra itirafçıya dönüşen Ece Koç’tan “Ne karar çıktı?” karşılığını aldı. İsmailova, buna yanıt olarak “Rusya’nın istekleri hepsi kabul” diye başladıktan sonra, kararları aktardı. Böylece Oktarcılar, Soçi’nin sonuçlarını tüm dünyadan önce, toplantıdaki çevirmen aracılığıyla öğrendi.
“Dakika dakika” lafın gelişi değil, gerçek...
Öyle ki İsmailova, salonun havasını dahi Oktarcılara anında bildiriyordu. Ece Koç’un telefonunda gördüğümüz, saat 18.14’teki “Soçi’de tezahüratlar ve tekbir”, 18.15’teki “Mihraç Ural sızmış buraya” mesajları anbean aktarımı gösteriyordu.
İlerleyen dakikalarda, çevirmenin görüşmeleri nasıl belirlediğini anlatan aktarım da var:
‘Rejimciler Zeytin Dalı ve Türkiye ile ilgili çok sert sözler söylüyor. Özür dileyerek çeviriyorum ve bazı sözleri çevirmiyorum, ki söyleyemem.’”
AKKUYU’DA DA VAR
“Türkiye ile Rusya arasındaki Akkuyu Nükleer Santralı görüşmelerinde de İsmailova var. Neler olduğunu yine Oktarcılara aktarıyor” diye Terkoğlu yazısını şöyle sürdürdü:
“En dikkat çekici olan ise kuşkusuz şu ifadeleri:
‘Çok çalma var her iki taraftan. Proje geleceği bulanık. Ama ikisi de 2023 diye anons ettiler. Herkes inandı. 2023 olması imkânsız. Anlaşılınca ne uyduracaklar merak ediyorum.’
‘İnşallah’lı ‘maşallah’lı ifadeler sürüp gidiyor. ‘Sonrasını yüz yüze anlatırım’larla biten konuşmaların ardından, İsmailova, grup adına görüştüğü kimselere, diplomatik detayları aktarıyor.
İsmailova’nın görüştüğü Ece Koç’un daha sonra itirafçı olduğunu söylemiştim. Koç, İsmailova’nın önemini, verdiği ifadede şöyle açıkladı:
‘Bu kız kitapların, makalelerin, belgesellerin Rusçaya çevrilmesini yapardı. Ayrıca Rus gazeteciler ile bağlantı sağlardı. Leyla’nın Putin’in danışmanı Aleksander Dugin ile de bağlantısı var. Bu kişi Katehon düşünce kuruluşunda yöneticiydi. Leyla ayrıca çok üst düzey bir tercümandı. Türkiye’den Bakan veya üst düzey bir görevli gittiğinde Rus yetkililer ile yapılan görüşmelerin tercümesini yapıyor. Dugin ile de bu sayede tanıştı. Leyla, tercümesini yaptığı bu görüşmelerin içerikleri hakkında örgüte bilgi vermesi için genelde Fatih Menet’e bilgi verirdi.’”
“TÜRKİYE’DE ‘CEMAAT’ GÖRÜNÜMLÜ ONCA İSTASYON VAR Kİ...”
Terkoğlu, Adnan Oktarcıların Rusya Devlet Başkanı Putin’in özel hayatını da araştırdığını kaydetti.
“Özel yaşamın, kritik görüşmelerin, diplomatik toplantıların, dini cemaat ilişkilerinin birbirine girdiği bu casusluk öyküsü nasıl bitti dersiniz?” diyen Barış Terkoğlu, yazısını şöyle noktaladı:
“Savcılık İsmailova’nın Ece Koç ile yazışmalarını Dışişleri Bakanlığı ve MİT’e sordu. Onlar söz konusu yazışmalarda devletin gizli bilgilerinin açıklanmadığını, sübjektif değerlendirmeler yapıldığını söylediler. Mahkeme ise farklı fikirdeydi. Leyla İsmailova’nın Rusya’da olması nedeniyle takip edilemediğini ancak grup içinde pek çok kişiyle bağlantılı olduğunu anlattı. Koç ile yaptığı görüşmelerde “Burada söyleyemem, yüz yüze söylerim” şeklindeki ifadelerin “askeri ve siyasal casusluğa teşebbüs suçu”nu oluşturduğunu ifade etti. Buradan da ceza verdi. Mahkemenin dayanak aldığı olaylardan biri de Diyanet’in Rusya ziyareti öncesi, İsmailova’nın Oktarcılara bilgi vermesi, görüşmede ne yönde çeviri yapılmasını istediklerini sormasıydı.
Kısacası, yakın geçmişte görülen mahkemeye, Oktarcıların Rusya’daki derin bağlantıları sayesinde, Putin’in ve Kadirov’un özel hayatının da karıştığı casusluk hikâyesi damga vurmuştu.
Çoğu zaman “cemaat” diyor geçiyoruz. Oysa Türkiye’de “cemaat” görünümlü onca istasyon var ki... Kimlerin adına ne işler yapıyorlar, bilemiyoruz. Neden din dışında her meselede parmakları var, anlayamıyoruz. Yakından baktıkça da cemaatleri anlamanın savaşı okumaktan daha zor olduğunu görebiliyoruz.”