Rusya - Ukrayna kriziyle gündeme gelen tehlike: 'Nükleer silahlar sizi korumaz, aksine hedef yapar'
Gazeteci Özgür Gürbüz, Rusya - Ukrayna savaşında nükleer silahların kullanılması ihtimaliyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. "Nükleer silahlar, aynı zamanda nükleer silahlara karşı sizi hedef yapar" ifadesini kullandı.
GERÇEK GÜNDEM / MİRAY TAMER
Rusya'nın ABD ve NATO'yla yaşadığı gerilimde yeni bir perde açarak başlattığı 'Ukrayna işgali' sürerken 'nükleer savaş' riski, tüm dünyanın gündemine 'bomba gibi' düştü.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ülkesindeki 'nükleer caydırıcı güçleri teyakkuz haline geçirmesi' kimilerince endişeyle karşılandı. Pek çok kişi ise bu adımı, silahları kullanmak için gerçek bir niyeti göstermekten ziyade, öncelikle kamuoyuna yönelik bir sinyal olarak yorumladı. Çünkü böyle bir durumda, Batı'dan nükleer misilleme geleceğini tahmin etmek güç değil.
Konuyu gazeteci ve enerji analisti Özgür Gürbüz'le konuştuk. "Nükleer tehlike nasıl önlenir?" diye sorduğumuz Gürbüz, bu silahların yok edilmesi dışında hiçbir seçenek olmadığını söyledi. Nükleer silahların sayısının azaltılması, yok edilmesine dair dünya genelinde birçok kampanya yürütüldüğünü dile getiren uzman isim, "Ama onun önünde de bir sürü engel var" diye de ekledi.
Peki nükleer silahlar kaç ülkede var ve hangilerinde olmamalı?
Gürbüz, bu konuda sınırların Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'yla çok net bir şekilde çizildiğini hatırlattı:
'HİNDİSTAN, PAKİSTAN, İSRAİL VE KUZEY KORE ANLAŞMAYI DELDİ'
"Aslında bu dünyada beş ülkede nükleer silah olduğunu kabul eden, ama başka ülkelerde olmamasını sağlamak için ortaya çıkan bir anlaşmaydı. Bu birkaç kez delindi. Hindistan, Pakistan, İsrail ve Kuzey Kore bu anlaşmayı deldiler. Bu anlaşmaya göre ABD, Fransa, İngiltere, Rusya ve Çin'in nükleer silahları var diye kabul edilir. Bu ülkenin silahları başka ülkeye götürmesi, vermesi de yasaklanmıştır. Bunu imzalayan ülkeler nükleer silah yapmayacağını ve bu beş ülkeden de nükleer silah almayacağını taahhüt ederler. Bu anlaşmaya sadık kalınması gerekirdi, ama delindi. Nükleer silah yaptılar. Önce o sorunun halledilmesi lazım, daha sonra bu beş ülkenin elindeki nükleer artılarının yok edilmesi lazım. Bu nükleer tehdidi ancak öyle sona erer."
'LAVROV DOĞRU BİR ŞİKAYETTE BULUNUYOR'
Bu noktada Gürbüz'e, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un nükleer silahlarla ilgili açıklamasını hatırlattık.
Bazı Avrupa ülkelerinin topraklarında ABD'nin nükleer silahlarının bulunmasının Rusya için kabul edilemez olduğunu belirten Lavrov, "Bu silahların ABD'ye dönmesinin zamanı çoktan geldi" demişti.
Gürbüz, Lavrov'un söylediklerinde haklılık payı olduğu görüşünü dile getirdi. "Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması gereğince orada söz konusu olan ABD'nin veya İngiltere, Fransa, Çin veya Rusya'nın başka ülkelere nükleer silah götürmemesi gerekir" değerlendirmesinde bulunan gazeteci, şöyle devam etti:
"Ne demek bu? Türkiye'de İncirlik Üssü'nde olduğunu varsaydığımız nükleer silahların orada olmaması demek. Almanya'da nükleer silahların olmaması demek. ABD'ye ait silahların olmaması gerekir. ABD bu anlaşmaya taraf bir ülke olarak bu silahları kendi ülkesinde tutmalı. Ama burada bir ihlal söz konusu. Lavrov aslında doğru bir şikayette bulunuyor.
'BU ÇIKMAZ SOKAK GİBİ BİR ŞEY'
Dünya için çok ciddi sorunlardan bahsediyoruz. Yaşanmaz bir yer hale gelebilir. İki tarafta da yüzlerce nükleer silah var. Topyekun bir nükleer savaşta herhalde dünya kimse için yaşanabilir bir yer halinde olmaz. O yüzden genelde nükleer silahı olan ülkelerin, nükler silahı olan bir ülkeyle savaşı pek düşünülmez. Bu bir çıkmaz sokak gibi bir şey.
PAKİSTAN VE HİNDİSTAN ÖRNEĞİ
Şöyle örnek verebilirim; Pakistan ve Hindistan nükleer silaha sahip olduktan sonra, yani ara ara çatışma olabiliyor orada ama hiçbiri birbirine nükleer silah kullanmıyor. Tam tersine olan şu oldu; nükleer silahlardan sonra konvensiyonel silahları artırmaya başladılar. Dolayısıyla nükleer silah sevdası silahlanmadan başka bir şey getirmiyor. Daha fazla silahlanmaya devam ediyorsunuz. O savaş psikolojisine girdiğiniz zaman bambaşka bir yere götürüyor sizi. Hedef de olabiliyorsunuz aslında başka ülkeler için.
ABD'nin nükleer silahlarını çekmesi durumunda Avrupa silahsız da kalmıyor, çünkü İngiltere ve Fransa'nın nükleer silahları var. Burada önemli olan ABD üslerinde nükleer silah olması. Bu da demin söylediğim, anlaşmaya göre doğru değil. Mesela kendi üslerinden nükleer silahları gönderen bir ülke var. Yunanistan. ABD üssünden bu silahları aldırtmıştı. Böyle bir örnek de var. "
TÜRKİYE HEDEF HALİNE GELİR Mİ?
Gürbüz'ün "Az önce İncirlik Üssü'nde olduğu ileri sürülen ABD silahlarından bahsettiniz. Olası bir 'nükleer çatışma' durumunda Türkiye de hedef haline gelir mi?" şeklindeki sorumuza yanıtı da şu oldu:
"İşin savaş tarafını konuşmayı da sevmiyorum. Umarım bir ateşkes olur. Bunu özellikle söylemek istiyorum. Silah üzerinden senaryo üzerinden bile konuşmak tehlikeli. ABD'ye ait silahlar var orada, bunları kullanıp kullanmayacağı kolay kestirilecek şeyler değil. Balistik füzeler de var ABD'nin elinde. Avrupa'da başka ülkelerde de var. Tam da en başında söylediğim gibi bu silahların Türkiye'de olması bir risk tabii ki. Bu tip senaryoları konuştuğumuzda hedef olma durumu tam da buydu. Türkiye de nükleer silahlardan dolayı hedef olabilir.
'NÜKLEER SİLAHLAR, NÜKLEER SİLAHLARA KARŞI HEDEF YAPIYOR'
Küba krizi sürecini hatırlarsanız, Küba'ya giden füzelerle savaşın eşiğine gelmişti dünya. Bu füzelerin tabii ki orada bulunması hiçbir ülke için güvenli değil. Aynı zamanda sizi hedef yapıyor. Ben nükleer silahın elbette barış getirdiğini düşünmüyorum, tam tersi sizi hedef yapıyorlar. Nükleer silahlara karşı hedef yapıyorlar özellikle.
'BİR AN ÖNCE BU SAVAŞIN SONLANMASI GEREKİR'
Tüm canlılar bundan zarar görüyor. Savaşta ne olduğunu da bilmiyoruz, sadece insanları konuşuyoruz. Bitkiler, hayvanlar, onları kurtarabilen bir şey de yok. O yüzden ciddi bir yıkım olur dünya için. O nedenle bir an önce müzakerelerle bu savaşın sonlanması gerekir."