Rusya'nın işgal harekatı devam ediyor: Türkiye'de 'sol nasıl tavır almalı' tartışması

Abone ol

BirGün yazarı Varlı, Rusya'nın başlattığı Ukrayna işgaline ilişkin Türkiye'de solun nasıl tavır alması gerektiğini yazdı.

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal harekatı devam ediyor. Tüm dünyada tartışılan harekat Türkiye’de sol yapılarda da ana gündem maddesi.

BirGün gazetesi yazarı İbrahim Varlı, “Sol kimi tutmalı; Ukrayna mı Putin mi?” başlıklı yazısında, işgal harekatından önce yaşananları aktardı ve Türkiye’de sol içerisinde kafa karışıklığı yaşandığını belirtti.

Varlı, yazısında solun nasıl tutum alması gerektiğine ilişkin tartışmaya da katkıda bulundu.

“SOLCULARI, ‘PUTİNCİ OLDUNUZ, NATO’CU OLDUNUZ’ DİYE HEDEFE KOYMAK LİBERAL AKLIN SEFALETİ”

“Ukrayna savaşı daha ilk andan itibaren solda büyük bir tartışmaya vesile oldu” diyen İbrahim Varlı, “İzlerin birbirine girdiği, kafa karışıklığının had safhada olduğu sol mahallede birbirine yönelik suçlamalar, ithamlar havada uçuşmaya başladı.

Sağcıların, liberallerin, savaş borazanları çalan kesimlerin sola yönelik kara çalmalarını dikkate almaya değmez. Hem Rusya’yı hem de ABD ve NATO’yu eleştiren solcuları, “Putinci oldunuz, NATO’cu oldunuz” diye hedefe koymak liberal aklın sefaleti.

Ancak sol, sosyalist mahallede gittikçe garip bir hal almaya başlayan tartışmaya göz atmakta fayda var” ifadelerini kullandı.

İKİ ANA GRUBUN TEZLERİ

“Hafta sonu Kadıköy’de yapılan ortak eylemde taşınan pankartlar bu kafa karışıklığının çarpıcı izdüşümü oldu” diyen İbrahim Varlı, eylemde açılan pankartlarda yazanları aktardı.

Varlı yazısını şöyle sürdürdü:

“İki kötüden birini tutma yarışına girenler ortaya ilginç bir manzara çıkardı. Karşılıklı suçlamalar iki ana grupta toplanabilir.

-Rusya’yı destekleyenler

Rusya’yı haklı bulan ve destekleyen çevrelere göre Putin’in fitilini ateşlediği harekat “asıl savaşı” önlemek için yapılan bir savunma operasyonu. Dahası NATO’ya “dur” demektir. Rusya, ABD/NATO’nun 30 yıldır sürdürdüğü büyük kuşatmaya karşı, “son cephe” üzerinden yarma harekâtı yapıyor.

-Batı’ya göz kırpanlar

Bu çevreler Rusya’yı mahkûm ederken Batı’nın yanında saf tutmaktan imtina etmemekte. Batı emperyalizminin savaş yığınağını dikkate almadan, adım adım örülen provokasyonu eleştirmeden tek taraflı bir suçlamaya girişmekten kaçınmıyorlar. NATO’nun herhangi bir askeri tehdit yokken Rusya sınırına kadar genişlemesi açık bir provokasyon. Savaş örgütü NATO’nun Doğu Avrupa’ya genişleme yoluyla Rusya’ya yönelik kışkırtıcı yaklaşımı ABD’yi ve ‘kolektif emperyalizmi’ baş suçlu yapıyor.”

“ABD KARŞITLIĞI PUTİN SEVGİSİNE DÖNMEMELİ”

“Nasıl tutum almalı” sorusuna 4 maddeyle yanıt veren İbrahim Varlı, tezlerini şöyle yazıya döktü:

1) ABD liderliğindeki NATO’nun genişleme politikasına da, Rusya’nın yayılmacılığına da karşı çıkmalı. İki kötüden birini seçmek, taraf tutmak zorunda olunmamalı.

2) Putin’den bir antiemperyalist, antikapitalist çıkmaz. ABD karşıtlığı Putin sevgisine dönüşmemeli. Nasıl ki mollaların ABD karşıtlığının gerici İran, rejimine sempati duyulmasını gerektirmediği gibi.

3) Çarlığa özenen, şovenist, otokrat bir lider olan Putin Rusyası’nın güvenlik endişeleri, topyekûn bir işgalin gerekçesi olmaz.

4) Biden Amerikası ve liberal Batı’nın halklara demokrasi götürmeyeceği acı tecrübelerle baki. Demokrasi soslu bu liberal söylemlere kanmamalı, her fırsatta teşhir edilmeli.”

NE YAPMALININ YANITI

Varlı, “Sadece Ukrayna’daki değil dört bir yandaki küresel güç kapışması ve yayılmacı hayaller dünyayı felakete sürüklüyor” dedikten sonra yazısını şöyle noktaladı:

“Bu durumun kaybedeni ise tüm dünya halkları oluyor. Yapılması gerekenlere dair savaşın ilk günü BirGün’de manşetten verdiğimiz 6 maddeyi hatırlatmakta yarar var.

1-Acil ateşkes: Savaşın daha büyük yıkımlara yol açmasının önüne geçmek için silahlar koşulsuz olarak susmalı.

2-Rusya çekilmeli: Rusya hiçbir koşul öne sürmeden Ukrayna’dan çıkmalı. Askeri unsurlar ülke sınırına çekilmeli.

3-Minsk Anlaşması’na uyulmalı: Donbass’ta çatışmaları sonlandırmak amacıyla imzalanan Minsk Anlaşması’na tüm taraflar uymalı.

4-ABD/NATO güvenlik garantisi vermeli: Gerilimin ana kaynağı ABD ve NATO yayılmacı emellerden vazgeçmeli. Moskova’ya güvenlik garantisi vermeli.

5-Ukrayna tarafsız kalmalı: ABD liderliğindeki Batı dünyası ile Rusya arasında güç mücadelesine sahne olan Ukrayna “tarafsız” kalmalı.

6-Doğu Avrupa’da kuvvet indirimi: Başta ABD ve NATO olmak üzere tüm aktörler “silah cephaneliği”ne çevirdikleri Doğu Avrupa’da kuvvet indirimine gitmeli.

Sonuç yerine; iki gerici cepheden birini tercih etmek zorunda değiliz. Hem ABD liderliğindeki Batı emperyalizminin yayılmacılığına hem de Rusya’nın hegemonyacı emellerine aynı anda hayır demek mümkün.”

Kılıçdaroğlu’nu 28 Şubat'ta kimin fişlediği ortaya çıktı! Siyaset MHP grup toplantısının 3 Mart'a ertelenme nedeni belli oldu Siyaset Barış Pehlivan'dan Davutoğlu'na çağrı: 'Konuşsun ki sandığa giderken başımıza yine neler gelebileceğini görelim' Siyaset Tansu Çiller tehdit ediliyor iddiası: 'Saray'ın elinde ne kozlar var merak ediyorum...' Siyaset