'Sansür' tartışmalarına neden olmuştu: Sosyal medyaya sansür düzenlemesi komisyondan geçti
Dezenformasyonla mücadele gerekçesiyle gündeme getirilen, kamuoyunda 'sosyal medya yasası' olarak bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Adalet Komisyonunda kabul edildi.
AKP ve MHP’nin 26 Mayıs’ta sunduğu, basın kartı verilmesi ve iptaline ilişkin düzenlemelerin yanı sıra ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçunun yaratıldığı 40 maddelik Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmeleri sona erdi.
Teklif, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu'ndan geçti.
GÖRÜŞMELERDE NELER YAŞANDI?
Teklifin görüşmeleri bugün, TBMM Plan Bütçe Salonu’nda 16. maddeden devam etti. AKP tarafından, Basın İlan Kurumu’nun yetkilerini artıracak iki madde ihdası önerildi. Yurt dışında Türkçe yayın yapan gazeteler ile internet haber sitelerinde Basın İlan Kurumu aracılığıyla ilan ve reklam yayınlatılması, bu yayınlara destek verilmesine dair usul ve esasların Basın İlan Kurumu Genel Kurulu tarafından belirlenmesi ve Basın İlan Kurumu’nun gerektiğinde yurt dışında temsilcilik açabilmesini amaçlayan iki önerge sunuldu. Muhalefetin itirazları üzerine önergeler geri çekildi. Ancak önergelerin TBMM Genel Kurulu’nda yeniden verilmesi kararlaştırıldı.
MUHALEFET MİLLETVEKİLLERİ, 29. MADDENİN TEKLİF METNİNDEN ÇIKARILMASI İÇİN GÖRÜŞMELERE KATILDI
‘Dezenformasyonla mücadele' iddiasıyla hazırlanan teklifin en çok tartışılan “halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla kamu barışını bozma” gibi gerekçelerle ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ şeklinde yeni bir suç tanımlaması yapılan 29. madde üzerindeki görüşmeler başlayınca komisyon üyesi dışındaki milletvekilleri de komisyona katıldı. Muhalefet milletvekilleri, maddenin teklif metninden çıkarılması için konuşmalar yaptı.
YARGITAY TEMSİLCİSİ BAŞTÜRK: BU SUÇ YÜZDE 99 BASIN YOLUYLA İŞLENEBİLİR
Milletvekillerini konuşmasının ardından Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyesi İhsan Baştürk söz aldı. Baştürk, hangi fiilin suç olarak tanımlandığının açık ve net, hiçbir tereddüde imkân bırakmayacak şekilde belirlenmesinin hukuki önemine vurgu yaptı. Baştürk, bu suçun yüzde 99 basın yoluyla işlenebileceğini ve bu suçun basın yoluyla yapılmasının ağırlaştırıcı neden sayılmasının kanun yapma tekniği açısından sıkıntı yaratacağını belirterek şöyle devam etti:
“Gerek Türk Ceza Kanunu’na gerek özel ceza kanunlarımıza baktığımızda; Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ve iptale gerekçe olarak en sık başvurulan ilkelerden birisi belirlilik ilkesidir. ‘Ülkenin iç ve dış güvenliği’ kavramı, ‘kamu barışını bozma’ kavramı... Bunların içeriğinin belirlenmesinin yargı erki tarafından uygulanmasında önemli tartışmalar çıkabileceğini tahmin etmek hiç de güç değildir. ‘Ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı’ ile ilgili bilginin ne olduğunun belirlenmesi oldukça güçlük arz edecektir. Akabinde bu bilginin ne olduğu belirlense bile ‘kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yayılması’ unsurunun belirlenmesi de ayrı bir güçlük olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer taraftan teklif metninde yer alan ‘alenen yayma’ ifadesinin ne olduğunun belirlenmesi, uygulamada güçlük doğurabilecek nitelikte gözüküyor.”
TUNCAY ÖZKAN KOMİSYONU TERK ETTİ
Yargıtay temsilcisinin konuşmasının ardından teklif sahipleri MHP’li Feti Yıldız ile AKP’li Ahmet Özdemir söz aldı. Feti Yıldız, İhsan Baştürk için “Suç felsefesi yaptı” ifadesini kullandı. Ahmet Özdemir, “Boş hikaye anlattın. Dört tane ana unsur var. Bir tanesi bile eksik olsa bu suç işlenemez. Afaki içi boş değerlendirme. Bu değerlendirmeyi kabul etmiyorum” dedi.
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, teklif sahiplerinin sarf ettiği sözlere tepki gösterdi. Bu sırada Adalet Komisyonu Başkanı Abdullah Güler, Tuncay Özkan’a söz vermediğini söyledi. Özkan, “Özgürlük ortamını konuşuyoruz. Yap sen tek başına. Katılmıyorum hiçbirine. Yargıtay’da uygulamayı yapacak olanı sustur, gazeteciyi sustur. Buyur sen konuş” dedi. Özkan, Adalet Komisyonu’na terk etti.
MADDEDE RÖTUŞ YAPILDI
AKP’nin sunduğu önergeyle maddedeki suçta ve cezada değişikliğe gidilmeden cezayı artıran ibarede rötuş yapıldı. “Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır” ibaresi “Failin, suçu gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır” olarak değiştirildi.
Görüşmelerde konuşan milletvekilleri ve tepkileri ise şu şekilde oldu:
EMRE: SANSÜR İŞİN TEK KISIM DEĞİL. OTOSANSÜR DE BAŞKA BİR NOKTASI HALİNE GELECEK
29. madde üzerine ilk sözü alan CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, hukukun bağımsızlığından hareketle basın özgürlüğüne etkisini şöyle anlattı:
“Temel hak ve özgürlüklerin korunmasıyla kamu düzeninin korunması arasında denge aranır. Aynı oranda hak ve özgürlüklerin korunmasının önünün açık olması gerekir. ‘Türkiye’de yargı ideal düzende ve AKP iktidarı döneminde bu hale geldi’ iddiasında değilim ama yargının siyasallaşması hep tartışma konusuydu. Son dönemde yargının araçsallaştığı döneme geldik. Bu gazeteciler ya da vatandaş arasında iktidarı destekleyen ya da desteklemeyen olarak baktığımızda, hukukun eşit uygulanmadığı ortadadır. Bu maddede ‘bir düzenleme olur mu bakacağız’ gibi açıklamaların da bir yere oturmadığını görüyorum. Ben, değişiklik yapıldığına pek şahit olmadım. Sansür işin tek kısmı değil. Otosansür de başka bir noktası haline gelecek. Paylaşım yapmaktan çekineceği ortam olacak.”
ZEYBEK: YALANI EN ÇOK DEVLET SÖYLÜYOR
CHP Antalya Milletvekili Rafet Zeybek, “Neden ihtiyaç duyuldu böyle ceza içeren maddeye? Bugün çok az sayıda muhalif basını da susturmak istiyorsunuz. Basının yüzde 95’i zaten yandaşınız. Azıcık basının bile fikirlerini öne sürmesine tahammül etmiyorsunuz. Bu ancak diktatörlük olan ülkelerde olur. Bu madde bu şekliyle yasalaşsın, yarın içinizdeki gazeteciler tutuklanır. Yalanı mı diyorsunuz? Yalanı en çok devlet söylüyor” dedi.
Bunun üzerine teklif sahibi MHP İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, “Mesala” diye sordu.
Zeybek, “TÜİK. Bu kadar gözünüzü kapamayın. Bu ülkede TÜİK’in yalan söylediğini, yargının talimat altına alındığını biliyorsunuz. Bu ülkenin İçişleri Bakanı, ‘10 bin dolar rüşvet alan siyasetçi var’ dedi. Savcılığa verdi mi? Savcılar bir şey yaptı mı” yanıtı verdi.
ÖZEL: 'GAZETECİLİKTEN DEĞİL DEZENFORMASYONDAN ATTIK İÇERİYE' DİYECEKSİNİZ
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, dezenformasyon örnekleri vererek, teklif kabul edilip geriye doğru uygulansa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye fezleke gelmesi gerektiğini söyledi. Özel, “Bu husustan bal gibi gazeteci yargılanacak. Siz ‘Türkiye’de haber yaptığı için yargılanan yok, o kişi halkı yanıltıcı bilgiyi yaydığı için yargılanıyor’ diyeceksiniz… ‘Gazetecilikten değil dezenformasyondan attık içeriye, bir birey olarak’ diyeceğinize de görüyoruz” dedi. Özel, şöyle konuştu:
"29. madde bu teklifin can damarı. 29. madde olmasa belki bu teklif olmaz. Artık Fahrettin Altun’un gazeteci saydıklarından geri kalanların mesleklerini yapabilecekleri imkân bırakmamaktadır. Dezenformasyona uğramak feci bir şey. Halkı yanıltıcı bilgiyi yayma suçu... Recep Tayyip Erdoğan, şimdi ‘Cami yaktılar’ demeye başladı. Üstü çıplak deri eldivenli bilmem neler. Hem de infiale sürüklemek... Sayın Erdoğan'a da -yüzde 50’de artıracaksınız- kaynağını açıklamayacak. Rahmetli anneannemin dediği, ‘ayarını bozduğun kantar gelir seni tartar’… Bu kanundan gazeteciler yargılanacak mı, yargılanmayacak mı? Sayın Fethi Yıldız, ‘Yargılanmayacak’ diyor. Siz, gazetecilere ‘Bundan size bir şey olmaz’ diyormuşsunuz. Bu husustan bal gibi gazeteci yargılanacak. Siz, ‘Türkiye’de haber yaptığı için yargılanan yok, o kişi halkı yanıltıcı bilgiyi yaydığı için yargılanıyor’ diyeceksiniz. Ya ajan ya terörist. Ne görürseniz. Karşı taraftaki herkesi bir şeyle itham ediyorsunuz. Siz vatansever, karşı vatan haini. Dezenformasyon kanunu lazım, ‘illallah’ dedik. Siz bir ise biz beş rahatsız oluyoruz. Ama bunu gazetecilik mesleğini etkilemeyecek, gençleri sansürlemeyecek, özgür basını zora sokmayacak şekilde düzenlemek lazım. Dedik ki basın meslek örgütleriyle yuvarlak masa yaparız, biz de katkı sağlarız, sonra yasayı geçiririz... Fahrettin Altun, pergole yaptırmış. Yapıldığı doğru. Gazeteciler çatır çatır yargılanıyor. Pergole yapan değil haberini yapan ceza alıyor… Bakandan ayar yiyen, Fahrettin Altun’dan ayar yiyen Meclis. Bu kabul edilebilir değil. Ne askeri vesayet ne bakanların vesayeti. Reddetmek lazım. Bu lafı bana bırakmanız bana yakışmaz. Fahrettin Altun’a biri haddini bildirse sınırlarını bilmeyecek mi? Bu özgüvensiz yasama biçimini doğru bulmuyoruz. Muğlak ifadelere sığınmayın. Muğlak ifadeler, yargı vesayeti getirir. ‘Nasıl olsa devir bizim devrimiz’ diye yapılmış yasalardan fayda görmeyeceksiniz. Yarın iktidar değiştiğinde ‘biz de bu taraftan olalım.’ Vallahi bizim taraf dolu. ‘Gazetecilikten değil dezenformasyondan attık içeriye, bir birey olarak’ diyeceğinize de görüyoruz.”
EREL: GENÇLER ÇEKİNİYOR
İYİ Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel, “Gençlerin enerjisini boşaltacağı en iyi alan sosyal medya oluyor. Üç beş tane insanın gayriahlaki paylaşımından dolayı tüm gençleri töhmet altına bırakma şeklinde getirilen yasa, gençleri karamsarlığa sürüklüyor. Gençler çekiniyor” dedi.
KABOĞLU: HALA BU MADDEYİ TARTIŞIYOR OLMAMIZ SON DERECE ESEF VERİCİ
CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, “Bu maddeyi hala bizim tartışıyor olmamız son derece esef vericidir. İnanıyorum ki madde tümüyle geri çekilecektir. Bu maddeyle hedeflenen ölçütler, Anayasa’da yer alan maddeler ile yeterli olacaktır” diye konuştu.
BÜLBÜL: KİŞİ HER PAYLAŞIMINDA BİLİMSEL MAKALELERE ATIF MI YAPACAK
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül ise “Kişi bir bilginin gerçek olup olmadığını nasıl bilecek? Her paylaşımında bilimsel makalelere atıf mı yapacak? Her konuşmasında bilimsel kaynak mı gösterecek? Hangi gerçeği aykırı yayma fiili, kamu barışını bozmaya elverişli olacaktır” ifadelerini kullandı.
ÇAKIRÖZER: DİYARBAKIR’DA HALA GAZETECİLER SERBEST KALMADI
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Bu madde, açık seçik gazetecilerin ötesinde milyonlarca yurttaşın özgürlüğünü ihlal edecek. O yüzden sadece biz değil hem basın meslek örgütleri hem ifade özgürlüğünü savunan sivil toplum, bu maddenin çıkarılması konusunda hemfikir. Teklifi getiren milletvekili ‘Gazeteciler yargılanmayacak’ diyor. Bu kadar muğlak olduğu zaman, siyasetin etkisindeki yargı olduruyor. Reform paketlerinde ‘Haber yargılanmayacak’ denildi. Genel Kurul’dan geçtikten sonra yargılandı. Binlerce yurttaş yargının karşısına çıkmak durumunda bırakılıyorlar. Her ay en az 50 gazeteci hakkında yaptığı haber, yorum, paylaşım vs. nedeniyle soruşturma başlatılıyor, gözaltına alınıyor. Diyarbakır’da hala gazeteciler serbest kalmadı, tutuklananlar oldu” dedi.
KOÇ: DÜŞÜNCEYE YÖNELİK KIRINTI KALDIYSA YOK ETMEYE YÖNELİK TEKLİF GETİRİYORSUNUZ
Abdullah Koç, “Yaptığınız tek şey şudur. Toplumun yararına olabilecek hiçbir teklifte bulunmuyorsunuz. Çünkü siz korku iktidarı haline getirmiş durumdasınız. Örnekler çoktur. Van’da üç kişi gözaltına alındı. Süleyman Soylu, ‘Teröristler’ dedi. Bu insanlar helikopterden atıldı. Bunun haberini yapan da cezaevine atıldı. Demokrasiyi rafa kaldıran iktidardan bahsediyoruz. 20 gazeteci şu an gözaltında. Birkaç kişi kurumlarında sigortasız çalıştığı için ‘örgüt üyesisiniz’ deniyor. Türkiye’de düşünceye yönelik kırıntı kaldıysa yok etmeye yönelik teklif getiriyorsunuz” diye konuştu.
AYDOĞAN: BU MADDE ‘BANA SALDIRAN DEVLETE SALDIRIR’ DEDİĞİ YERE GİDECEK
CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan, “Sayın Genel Başkanınız dedi ki ‘Bana yöneltilen her eleştiri devlete yönetilmiştir.’ Siz bu kafayla ülke yöneteceksiniz, bu maddeyi uygulayacaksınız. Ne olacak? ‘Bana saldıran devlete saldırır’ dediği yere gidecek. Buna karşı mısınız? Çıt yok. O zaman bu yarın kullanılacak” dedi.
ÖZKAN: DEZENFORMASYONUN NE OLDUĞUNU MAHKEME BİLE ANLAMAZ
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, Uğur Dündar’ın sahte bal satan biriyle program yaptığını ve satıcının “Uğur Bey, ben öyle bir bal yaparım ki arı bile anlamaz” dediğini aktararak, 29. madde için “Dezenformasyonun ne olduğunu mahkeme bile anlayamaz. Belirsizliği önlemek lazım. Belirsizlik, tarihin önünde kötülerin kullandığı bir sopadır” diye konuştu.
ÖZDEMİR: BASIN BU SUÇUN İÇİNDE DEĞİL
Teklif sahibi AKP Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir, “Burada basından bahsetmiyoruz. Sanki gazetecilere dair düzenleme gibi lanse edildi. Öyle bir şey yok. Basın bu suçun içinde değil” dedi.