Saray medyası panikte: Ciddiye almıyor gibi görünüyorlar ama...
Korkusuz gazetesi yazarı Can Ataklı, iktidar medyasının Sedat Peker ile ilgili tutumunu değerlendirdi. Ataklı "ciddiye almıyor gibi görünseler de panik halindeler" değerlendirmesini yaptı.
Korkusuz gazetesi yazarı Can Ataklı, iktidar medyasının Sedat Peker ile ilgili tutumunu değerlendirdi. Ataklı "ciddiye almıyor gibi görünseler de panik halindeler" değerlendirmesini yaptı.
Ataklı'nın yazısından ilgili bölüm şöyle:
Saray medyası iyice şaşkın artık…
Çünkü sarayı koruyup kollamak giderek zorlaşıyor.
Kısa bir süre sonra Biden’la olası bir görüşme var.
Biden’la anlaşma sağlanması halinde durum belki biraz düzelecek ama ya düzelmezse paniği hepsinde en üst düzeye çıkmış durumda.
Öte tarafta Sedat Peker’in açıklamalarını güya ciddiye almıyor gibi yapıyorlar ama hepsi telaş içinde.
Çünkü Sedat Peker’le ilişkide olan hatta iktidarla bağlantısını kuran medya mensupları sadece Özışık kardeşlerle sınırlı değil ki.
Bunun ötesinde Peker öyle şeyler açıklıyor ki, bunları çürütmek de mümkün olmuyor.
Saray medyası ne yapsın, her zamanki gibi aslında olumsuz olan haberleri allayıp pullayıp olumlu gibi göstermeye çalışıyor.
Örneğin Biden, Dışişleri Bakan Yardımcısı’nı Türkiye’ye göndermişti.
Bayan Sherman, Ankara’da Amerika Başkanı Biden’ın muhtıra gibi taleplerini masaya koymuş ve “Biz şartlarımızı koyduk, ne yapacağınızı söyledik, artık karar sizin” demiş ve gitmişti.
Tabii “İki ülke arasındaki ilişkilere önem veriyoruz, Türkiye’nin değerini biliyoruz” gibi klasik diplomatik cümleler de söylemişti.
Saray medyası bu klasik söylemi başlıklara çekmiş, diğer bölümü ise anlamını bozarak iç sayfalara koymuştu.
Önceki gün benzer bir haber daha gördüm.
Avrupa Birliği’nin bütün üye ülkelerle ilgili hazırladığı raporla ilgili haber, saray medyasında “AB’den olumlu adım sinyali, AB Türkiye’den vazgeçmiyor” başlıklarıyla sunuldu kamuoyuna.
Oysa raporun ana teması şuydu; “Doğu Akdeniz’de gerilimi düşürmenin devam etmesi ve bölgesel krizlerin çözümüne yapıcı bir katkı sağlanması şartıyla Türkiye ile karşılıklı yarar sağlayan iş birliğine dayalı ilişkilere yönelik stratejik çıkarımızı yeniden teyit ediyoruz ve karşılıklı yapıcı bir atmosferde iş birliğini genişletmeye hazırız.”
Yani diyor ki AB; “Aferin, Doğu Akdeniz’de gerilimi düşürdün, bu devam ederse ve bölgede kriz çıkarmaya devam etmezsen seninle iyi ilişkiler içinde olurum.”
Türkiye sürekli hakarete uğruyor, saray medyası da bunu tersine çevirmek için çırpınıyor.
İyi de nereye kadar?