Saray’dan sömürü itirafı

Abone ol

Cumhurbaşkanlığı verileri, işçinin üretkenliği ile ücret farkını gözler önüne serdi...

1978 ile 2005 arasında kişi başına verimlilik, 100’den 236’ya yükselirken kişi başına reel ücretler ise 100’den 98.6’ya gerilemişti.

2012 yılı birinci çeyreği ile 2020 yılı ikinci çeyreği arasında işgücü verimi yüzde 51.1 oranında artarken reel ücretlerdeki artış yüzde 14.8’de kaldı.

Emekçinin üretkenliği ile aldığı ücret arasındaki fark, AKP iktidarı ile tavan yaptı. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı (SBB) tarafından Eylül 2020’de yayımlanan verilere göre ücretler ve verimlilik arasındaki makas hızla açıldı.

Genellikle otoriter rejimlerde kısıtlanan haklarla birlikte görülen üretkenlik ve reel ücret arasındaki farkın büyüklüğü, AKP döneminde, darbe dönemini bile geride bıraktı. Emekçiler daha fazla üretirken bu verimlilik artışı ücretlerine yansımadı. 2012 yılı birinci çeyreği ile 2020 yılı ikinci çeyreği arasında sanayide işgücü verimi yüzde 51.1 oranında artarken reel ücretlerdeki artış yüzde 14.8 düzeyinde kaldı.

DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR) Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından Eylül 2020’de yayımlanan verilerden yola çıkarak verimlilik ve ücretler arasındaki makasa dair bir rapor yayımladı. Toplam sanayide birim ücret endeksi, verimlilik artışının işçilerin ücretlerine yansıtılmadığını gösterdi. 2012 yılından bu yana verimlilik ve ücretler arasındaki açılma eğiliminde olan makas artmaya devam etti.

Cumhuriyet'ten Olcay Büyükbaş'ın haberine göre, raporda, “Reel ücretlerdeki artışlar verimlilik artışının gerisinde kaldı. İşçiler daha çok çalıştı, daha çok üretti ancak bu artıştan pay alamadı. Böylece sanayide sömürü yoğunlaştı. İşçiler, 2012’ye göre yüzde 51 daha fazla üretirken bu üretim artışı ücretlere yansımadı” denildi.

Salgına karşın arttı

Rapora göre 2012 yılı 100 kabul edildiğinde ücret artışları genellikle verimlilik artışının altında seyretti. Özellikle bu süreç, 2016 sonrasında hızlandı ve 2018 krizi ile de zirveye çıktı. Dikkat çekici olan, 2019 ikinci çeyrekte 133.6 birim verimliliğinin salgına karşın 2020 ikinci çeyrekte 151.1’e yükselmesi oldu. Oysa aynı dönemde ücretler 113.7’den 114.8’e yükseldi. Verimlilik son 1 yılda 17.5 puan artarken reel ücret sadece 1 puan arttı. 2020 ikinci çeyrek itibarıyla verimlilik ve reel ücretler arasındaki fark 36.3 puana ulaştı.

Yoksulluk arttı

Prof. Dr. Erinç Yeldan tarafından hazırlanan verimlilik ve gerçek ücret serisine göre ülkede, emekçilerin reel ücretlerinin genel olarak verimliliklerine oranla düştüğü görülüyor. Ancak 12 Eylül ile birlikte ücretler ve verimlilik arasındaki makas hızla açılmaya başladı.

Yeldan’ın çalışmasına göre ücretlerin en yüksek düzeye ulaştığı 1978 yılı 100 kabul edildiğinde 1980 öncesinde ücretler ve verimlilikte birlikte bir düşüş yaşandığı görülüyor. 1980 sonrasında ise verimlilik hızla artarken gerçek ücret artışının çok geride kaldığı ortaya çıkıyor.

1978 ile 2005 arasında kişi başına verimlilik 100’den 236’ya yükselirken kişi başına reel ücretler ise 100’den 98.6’ya geriliyor. Bir diğer ifadeyle verimlilikte devasa bir artış yaşanırken reel ücretler düştü. Böylece işçiler, verimlilikte yaşanan bu artıştan yararlanamadı ve göreli olarak yoksullaştı.

Yalvarmıyor, direniyorlar

Kimi geçinmek için parmağındaki alyansı sattı, kimi eşinin zor günler için tuttuğu bileziğini... Ermenek’te günlerdir, bazen onlarca bazen yüzlerce sayıya ulaşan madenciler, haklarını ve tazminatlarını almak için gece gündüz direniyor. Bağımsız Maden-İş Sendikası tarafından yapılan açıklamada, “Haklar alınana kadar tüm emek dostlarını sesimize ses olmaya, onur ve adalet mücadelemizle dayanışmaya çağırıyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Memlekette ilk grev yasağı

Son dönemlerin artık vaka-i adiyeden olduğu, cam üretiminin bile güvenlik nedeniyle ertelenmemesi gerektiği ülkede, ilk grev 112 yıl önce bugün yasaklandı. Osmanlı döneminde çıkan Tatil-i Eşgal Kanunu, 8 Ekim 1908 tarihinde kabul edildi. İkinci Meşrutiyet’in hemen sonrasında vapur seferleri, mürettebatın maaş alamamasından dolayı durmuştu, demiryolu ve liman işçileri ise sık sık grev ilan ediyordu.

Ülkede, zor kullanmanın yasal durumu, 25 Eylül 1908’de oluşturulmuş, yasal durum Tatil-i Eşgal Kanun-u Muvakkati ile sağlanmıştı. Kanunun muvakkat, yani geçici olması, hükümetin aldığı bir karar olmasından geliyordu. Kanun, daha sonra meclisten geçirilerek çıkarılacak ve geçici olan yasa, kalıcı hale getirilecekti.

Söz konusu geçici kanunla, iş bırakma yasaklanmış, yayımlanan tebliğde, önce resmi daire çalışanlarının grev yapamayacakları belirtilmişti. Ardından toplumsal çıkarlara aykırı bulunan demiryolu, su, gaz, elektrik, tramvay, rıhtım, liman işçileri ve müstahdemlerinin de grev yapamayacakları duyurulmuştu.

Çankaya’da toplu iş sözleşmesi

Çankaya Belediyesi’nin DİSK Genel- İş 1 No’lu Şube’de örgütlü İmar AŞ, Belde AŞ ve kamu işçilerinin 2020-2022 toplu iş sözleşmesi, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen ve Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan tarafından imzalandı.

İki yıl süreyle geçerli olacak ve yaklaşık 2 bin 100 işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi halay çekerek kutlandı.

Bu sözleşme ile kadrolu işçilere yüzde 21, şirket çalışanlarına yüzde 25’e varan bir gelir artışı sağlanmış oldu.

TÜİK'in yanlış hesabı bir bir ortaya çıktı Ekonomi İktidar eliyle tartışmalı projeler için skandal düzenleme! Mali karartma yapılacak Ekonomi New York borsası yükselişle kapandı Ekonomi Jak Kamhi kimdir? Ekonomi