Savaş mağduru korunga bitkisi anavatanına dönüyor
TÜRKİYE topraklarından çıkıp bütün dünyaya yayılan ve İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra unutulan korunga bitkisi için Tekirdağ'da deneme tarlaları oluşturuldu.
TÜRKİYE topraklarından çıkıp bütün dünyaya yayılan ve İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra unutulan korunga bitkisi için Tekirdağ'da deneme tarlaları oluşturuldu.
Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Çayır-Mera ve Yem Bitkileri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Tuna, "Korunga hem işlenebilen tarım alanlarında biçilir. Kuru ot üretimi hem de mera alanlarında otlatılarak değerlendirmek amacıyla yetiştirmeye uygundur. Bu nedenle bölgemize alternatif bir yem bitkisi kazandırmak amacıyla bu bitki üzerine çalışmayı seçtik" dedi.
1500'lü yıllardan Türkiye topraklarının kültürel bitkisi olup daha sonrasında Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın dört bir yanına yayılan efsane korunga bitkisi için Tekirdağ'da deneme tarlaları oluşturularak ekimi yapıldı. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ekimini yapacak insanların askere, gitmesi ve yine savaşlardan sonra ortaya çıkan azotlu gübreler nedeniyle unutulmaya yüz tutan korunga bitkisi, Tekirdağ'da bölgeye alternatif bir yem bitkisi kazandırmak amacıyla TÜBİTAK'a proje hazırlandı.
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tala Bitkileri Bölümü Çayır-Mera ve Yem Bitkileri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Tuna, korunga bitkisi için arkadaşlarıyla TÜBİTAK'a bir proje hazırlamaya karar verdiklerini belirterek, "Neden korunga neden bu bitkiyi seçtik. Ülkemiz aslında her türlü bitkinin başarıyla yetiştirilebileceği birçok farklı koşula sahip büyük bir ülkedir. Korunga hem işlenebilen tarım alanlarında biçilir. Kuru ot üretimi hem de mera alanlarında otlatılarak değerlendirmek amacıyla yetiştirmeye uygundur. Bu nedenle bölgemize alternatif bir yem bitkisi kazandırmak amacıyla bu bitki üzerine çalışmayı seçtik. Korunga yabancı döllenen kırsal ömrü çok yıllık baklagiller bitkisidir. Kireçli topraklarda ve kıraç koşullarda yetiştirilebilmektedir. Hatta bu gibi alanlarda rakip tanımayan bir bitkidir. Asitliğe toleransı pek iyi değildir. Kıraç koşullarda bir defa bölgemizde ise iki defa biçilebilmektedir. Ancak ben 5- 6 yıldır kampüsümüzde üzerinde çalışmaktayım. Geçen yıl yağışlı bir yıldı. Özellikle yaz aylarında muazzam bir yağış aldık. Dünyanın değişik yem bankalarından temin edilmiş, genetik materyallerin ekili olduğu deneme alanımızdaki bitkilerin yüzde 30'u üçüncü biçimi verdi. Yani buda kesin değil yapılacak ıslah çalışmalarında korungada yonca gibi ikiden üçten fazla biçme hale getirilebileceğini düşünüyorum. Bu bitkileri böyle hazır yakalamışken seçtik. Korungayı üç, dört, beş biçimli hale getirmek bizim hedefimiz. Bitki kurağa ve soğuğa oldukça dayanıklı. Sekiz, on metre derinliğe kadar inebilen kazık kök sistemiyle toprağa ıslah etme özelliğine sahip" dedi.
'ARILAR İÇİN ÇOK DEĞERLİ'
Korunganın yonca bitkisine aksine bünyesinde bulundurduğu fenotik bileşikler ve bu bileşikler sayesinde mera karışımlarına rahatça girebildiğini ve otlatılabildiğini ifade eden Tuna, "Arılar içinde çok değerli bir polen ve nektar kaynağı. Balı çok kaliteli ballar arasında yer almaktadır. Hayvanlarda gözlenebilen bazı sindirim sistemi problemlerine de iyi geldiği bilinmektedir. Aynı zamanda farklı parazit özelliklerinde de sahiptir. Korunga ile beslenen hayvanların sindirim sistemlerinde bulunan kurtçuklar ve parazitler atılmaktadır. Bundan dolayı da çok eskiden beri bilinen bir bitkidir. Tarımı ülkemizin bulunduğu coğrafi bölgeden başlamıştır. Ülkemizde kültürü yapılan en eski bitkilerden birisidir. 1500'lü yıllarda da Avrupa'ya daha sonrada dünyanın diğer ülkelerine yayılmıştır. Bir zamanlara Fransa ve İngiltere'de tarım alanlarının 7'de 1'inde korunga bitkisi yetiştirildiği bilinmektedir" dedi.
'SAVAŞ MAĞDURU BİTKİ'
Prof.Dr. Tuna, İkinci Dünya Savaşı'nda dünyada ciddi bir gıda sorunu baş gösterdiğini belirterek, "Bu savaşlar boyunca tarımsal üretim yapacak olan genç güçlü insanlar askerlik yaptı. Çiftlikler elden çıktı, üretimleri durdu. Savaştan sonrada muazzam bir nüfus artışı başladı. Bu da tabi ki beraberinde bir gıda sorununu ortaya çıkardı. O zamanlarda dünya açlık ile karşı karşıya kaldı. Tabi ki bu hükümetlerde doğal olarak paniğe neden oldu. O günlerde yeni yeni kullanılmaya başlanan ve farkına varılan kimyasal gübreler çıkmıştı. Hükümetler bu gübreleri devletine göre, devletin ekonomik gücü varsa bedava verdi. Sonuçta çok uygun fiyatlara veya bedava verdi. Çiftçide bir şekilde azotlu gübrelere tepkisi iyi olan bitkileri ekmeye yani tahılları ekmeye teşvik edildi. Bu nedenle gübrelere tepkisi olan tahılların ekim alanları baklagillerin aleyhine işlemiş. Tüm bunların sonucu olarak dünyanın birçok yerinde korunga bitkisinin yetiştiriciliği hemen hemen terk edildi" dedi.